1. Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek.

    Örnek kullanım: Öteki elini doktorun omzuna koydu. (S. F. Abasıyanık)
    #137625 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  2. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak.

    Örnek kullanım: Bu işe kimi koyacağız?
    #137626 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  3. .

    Örnek kullanım: içeri kimseyi koymuyorlar.
    #137627 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. Katmak, eklemek.

    Örnek kullanım: Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir. (S. Birsel)
    #137628 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. imza, tarih, adres yazmak.
    #137629 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak.

    Örnek kullanım: Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor. (R. E. Ünaydın)
    #137630 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  7. Etkilemek, dokunmak.

    Örnek kullanım: Kendisinden yakışıklı ve ünlü olan bir adam için terk edilmiş olmak koyuyor olmalı ona. (i. Aral)
    #137631 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  8. Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak.

    Örnek kullanım: Giderlerini iki ay içinde yerine koydu. (N. Cumalı)
    #137632 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  9. Bırakmak, terk etmek.
    #137633 tdk | 6 yıl önce
    0eylem