-
Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak.
Örnek kullanım: Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. (N. Cumalı) hepsini göster
-
satın almak.
hepsini göster
-
Ele geçirmek, fethetmek.
Örnek kullanım: Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. (Ö. Seyfettin) hepsini göster
-
Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
Örnek kullanım: Çocuğu okuldan aldı. hepsini göster
-
Birlikte götürmek.
hepsini göster
-
içine sığmak.
Örnek kullanım: Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır. hepsini göster
-
Kabul etmek.
hepsini göster
#137068
tdk |
6 yıl önce
( 6 yıl önce)
-
Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
Örnek kullanım: Mektup almak. Haber almak. hepsini göster
-
içeri sızmak, içine çekmek.
Örnek kullanım: Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış. hepsini göster
-
Erkek, kadınla evlenmek.
Örnek kullanım: O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. (M. Ş. Esendal) hepsini göster
-
Sürükleyip götürmek.
Örnek kullanım: Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı. hepsini göster
-
Kazanmak, elde etmek.
hepsini göster
-
Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak.
Örnek kullanım: Soğuk almak. Ceza almak. hepsini göster
-
Bürümek, sarmak, kaplamak.
Örnek kullanım: Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi. hepsini göster
-
Kısaltmak, eksiltmek.
Örnek kullanım: Ceketin boyundan almak. hepsini göster
-
Yolmak, koparmak.
Örnek kullanım: Kaş almak. hepsini göster
-
temizlemek.
Örnek kullanım: Karyolanın altını süpürge ile al. hepsini göster
-
içeri girmesini sağlamak.
Örnek kullanım: Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. (N. Cumalı) hepsini göster
-
Tat veya koku duymak.
Örnek kullanım: Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır. hepsini göster
-
Örtmek, koymak.
Örnek kullanım: Paltosunu sırtına aldı. hepsini göster
-
Yol gitmek, mesafe katetmek.
Örnek kullanım: O yolu bir saatte alırsınız. hepsini göster
-
çalmak.
Örnek kullanım: Cebimden saatimi almışlar. hepsini göster
-
soldurmak.
Örnek kullanım: Güneş perdelerin rengini aldı. hepsini göster
-
Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak.
Örnek kullanım: Dalağını aldılar. hepsini göster
-
Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek.
Örnek kullanım: Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. (H. Taner) hepsini göster