1. Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak.

    Örnek kullanım: Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. (N. Cumalı)
    #137062 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  2. .
    #137063 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  3. Ele geçirmek, fethetmek.

    Örnek kullanım: Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. (Ö. Seyfettin)
    #137064 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.

    Örnek kullanım: Çocuğu okuldan aldı.
    #137065 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. Birlikte götürmek.
    #137066 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. içine sığmak.

    Örnek kullanım: Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.
    #137067 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  7. Kabul etmek.
    #137068 tdk | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0eylem 
  8. Kendine ulaştırılmak, iletilmek.

    Örnek kullanım: Mektup almak. Haber almak.
    #137069 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  9. içeri sızmak, içine çekmek.

    Örnek kullanım: Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış.
    #137070 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  10. Erkek, kadınla evlenmek.

    Örnek kullanım: O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. (M. Ş. Esendal)
    #137071 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  11. Sürükleyip götürmek.

    Örnek kullanım: Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı.
    #137072 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  12. Kazanmak, elde etmek.
    #137073 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  13. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak.

    Örnek kullanım: Soğuk almak. Ceza almak.
    #137074 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  14. Bürümek, sarmak, kaplamak.

    Örnek kullanım: Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi.
    #137075 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  15. Kısaltmak, eksiltmek.

    Örnek kullanım: Ceketin boyundan almak.
    #137076 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  16. Yolmak, koparmak.

    Örnek kullanım: Kaş almak.
    #137077 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  17. .

    Örnek kullanım: Karyolanın altını süpürge ile al.
    #137078 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  18. içeri girmesini sağlamak.

    Örnek kullanım: Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. (N. Cumalı)
    #137079 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  19. Tat veya koku duymak.

    Örnek kullanım: Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır.
    #137080 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  20. Örtmek, koymak.

    Örnek kullanım: Paltosunu sırtına aldı.
    #137081 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  21. Yol gitmek, mesafe katetmek.

    Örnek kullanım: O yolu bir saatte alırsınız.
    #137082 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  22. .

    Örnek kullanım: Cebimden saatimi almışlar.
    #137083 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  23. .

    Örnek kullanım: Güneş perdelerin rengini aldı.
    #137084 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  24. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak.

    Örnek kullanım: Dalağını aldılar.
    #137085 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  25. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek.

    Örnek kullanım: Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. (H. Taner)
    #137086 tdk | 6 yıl önce
    0eylem