1. Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes.

    Örnek kullanım: Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. (R. N. Güntekin)
    #136518 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  2. Rengi atmış olan, solmuş, uçuk.

    Örnek kullanım: General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. (E. M. Karakurt)
    #136519 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  3. Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık).

    Örnek kullanım: Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş. (Y. Z. Ortaç)
    #136520 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. .

    Örnek kullanım: Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.
    #136521 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  5. Ciğerlere hava alıp verme.
    #136522 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  6. Rengi kaybolmuş, matlaşmış (nesne).
    #136523 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim