-
Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye.
Örnek kullanım: içinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor. (O. C. Kaygılı) hepsini göster
-
Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim.
Örnek kullanım: Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. (M. And) hepsini göster
-
Görmüş olma durumu.
Örnek kullanım: Görgü tanığı. hepsini göster