oha lan ne çabuk elli olduk diyeli seneler geçti. altmış daha yakın şimdi. lakin uzaktan göründüğü gibi değil pek. hani gençken elli yaş hayatın sonu gibi görünürdü bize. ellilerinde ölen biri için büyükler "daha gençti" diye yazıklandığında, "hadi canım, yaşadığı kadar yaşamış işte" diye geçirirdik içimizden. ellili yaşlarda biraz yavaşlandığı konusunda bir genel kanaat var. öte yandan artık yol yokuş aşağı olduğundan, sen gaz vermesen de hız kaybetmeden gidiyorsun. sayaç 50 dediğinde sayaç bozuktur dedim. ben aynıyım çünkü. hala da aynı fikirdeyim. sorun içimdeki çocukta. terlikle vurdum kafasına olmadı, oklavayla dürttüm ı-ıh, geçen arabaların altına iteledim olmadı. ölmüyor hınzır. o yaşadıkça ben de yaşlılığın olgunluğuna erişemiyorum bir türlü. kuran kursuna filan mı yazdırsam. orada sömürürler bütün yaşama sevincini.