-
Gelmesini sağlamak.
Örnek kullanım: Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. (R. N. Güntekin) hepsini göster
-
Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
hepsini göster
-
Erişmek veya eriştiğini sanmak.
Örnek kullanım: Baharı getirdik. hepsini göster
-
ileri sürmek.
Örnek kullanım: Örnek getirmek. hepsini göster
-
Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
Örnek kullanım: Bu rüzgâr kar getirir. hepsini göster
-
iletmek, bildirmek.
Örnek kullanım: Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi. (O. S. Orhon) hepsini göster
-
sağlamak.
Örnek kullanım: Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse... (Ö. Seyfettin) hepsini göster
-
Bir makama atamak veya seçmek.
hepsini göster
-
Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar.
Örnek kullanım: Ateh getirmek. Nedamet getirmek. hepsini göster