yıllardır müziklerini takip etmediğim grup. grupta, ilk grup yorum üyelerinden kimse kaldı mı bilemiyorum ama grup, bence saçma bir şekilde hâlâ aynı adı taşıyor ve grubun yeni hâlinin ilk yıllardaki hâliyle hiçbir ilgisi yok ve yeni grubun hâlâ ilk grup yorum'un ekmeğini yediğini söylemek de yanlış olmaz.
ayrıca grup üyelerinden dilan poyraz'ın 9 aydır tutuklu olmasına rağmen, henüz duruşmaya çıkarılmamış olması ile ilgili de şöyle bir haber var.
galiba "eyleme dökülmemiş terör düşüncesi" ile "eylem sonucu terör olduğu ortaya çıkan durum" arasındaki farkı düşünmemiz gerekiyor. böyle yazınca da "tatlı su solcusu" oluyorum. olsun, sıkıntı değil.
Üyelerinden helin bölek, bugün 288 gün süren ölüm orucunun ardından ölmüştür. Kendileri üzerindeki baskının kaldırılmasına yönelik yaptıkları ölüm orucuna durma eylemini düşündükçe de tüylerim diken diken oluyor. Nasıl bir güdülenme bunu açıklar bilmiyorum fakat lütfen yapmayın!
dünya görüşleriyle bir gram uyumlu değilim. lakin bunun ne önemi var? tüm insanlığın vicdanında kaliteli sanat grubudur. insana, doğaya, canlıya ve sanata zulümdür yapılan. ibret olsun istiyor bağzı zalimler. ibret alacak kadar zavallılaşan sanat, doğa ve masumlar olmayacak. zulüm yenilecek. payidar kalmayacak.
ideolojik olarak hiç bir ilgim olmasa da son 30 yıldır ülkemizde müziğin namusunu kurtaran sanat yapılanmalarından biridir. aynı zamanda grup yorum halktır. halkıyla beraber bedel ödemiştir. güzellikte yeri doldurulamayacak iki genç canını düşürdü toprağa.
ama che'nin de dediği gibi.
bir çiçeği kopartabilirsin. lakin baharın gelmesini engelleyemezsin.
hakkında lgbt tartışmaları başlayınca üşenmedim baktım. ay başında atıp sildikleri twitten:
ulan şunu akit'ciler yazsa yerin dibine sokarlar:
-------------------------------------------------
EŞCİNSELLİK NEDİR?
Eşcinsellik, emperyalizmin insanı kendi özüne yabancılaştırıp, yozlaştırmak için kullandığı bir cinsel sapkınlıktır. Eşcinsellik, bir ‘cinsel tercih özgürlüğü’ değil, tam tersine özgürlüğü burjuvazinin bataklığında yok etmektir.
Burjuvazi, Doğada iki cins halinde olan insanın kadın ve erkek özelliklerini ortadan kaldırıyor. Kadını, erkek
gibi görünüp davranmaya; erkeği ise kadın gibi görünüp davranmaya itiyor.
‘Sol’ adına meşrulaştırılmaya, LGBTİ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel, İnterseks) ve buna eklenen
+ ve bilimum harflerle ifade etmeye çalıştıkları cinsler; insan onurunu aşağılamaktan başka bir işlev görmez. Devrimci ahlakta sapkınlıklara yer yoktur. Vardır diyenler burjuva ahlakını savunanlardır.
Hiçbir halkın kültüründe, Anadolu kültüründe de eşcinsellik meşru değildir
Sol emperyalizm ve işbirlikçi iktidarlara karşı savaşma yerine, emperyalizmin eşcinsel sapkınlığını savunur. Çürür. Çürümekle kalmaz “BEN ÖZGÜRÜM” deyip, eşcinselliği halkın gözünde de meşrulaştırmaya kalkar.
Çünkü yozlaşmış olan bir halk devrimci mücadeleden uzak duracaktır. Sapkınlıklarla meşgul olacak. Eşcinsel, beş cinsel olup, mücadeleden ve iktidar perspektifinden kopacak
Sonuç olarak:
Akıllı Solcuların Eşcinselliği MeşrulaştırmalarınaMüsaade Etmeyeceğiz!
Bu Sapkınlığa Karşı İdeolojik Mücadelemizi Sürdüreceğiz!
Eşcinsel-Beşcinsel Değil Devrimci Olun Onurlu Olun!
-------------------------------------------------
paylaştıkları halkın bilmem nesi dergisinin eşcincellik yazısı. bundan bir önce de "bugün gazetesi neden grup yorumla röportaj yapmadı, demek ki satılık solcu" gibisinden bir yazı var.
Grup Yorum, Türkiye’de 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleşen askeri darbeye ve sonrasında halka uygulanmaya çalışılan depolitizasyon ve sindirme politikalarına tepki amacıyla, 1985 yılında tayad'ın ve Ölüm Orucunun yarattığı direniş ile biçimlenen üniversite öğrencileri tarafından İstanbul’da kuruldu. Kuruluşunda, Ruhi Su, Mahzuni Şerif, Aşık İhsani gibi Anadolu topraklarının şairlerinden, ozanlarından, sanatçılarından esinlenilmiştir.
Grup Yorum, kurulduğu 1985 tarihinden bugüne, 35 yıllık tarihi boyunca, tüm iktidarların hedefi olmuştur. Grup Yorum’a yönelik saldırıları, baskıları sıralayacak olursak:
- Grup Yorum'un çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi defalarca (son 2,5 yılda 10 defa) basılmış,
- Kültür merkezleri her baskında talan edilmiş,
- Çeşitli teknolojik kayıt alet ve cihazları, bilgisayarları, enstrümanları parçalanarak kullanılmaz hale getirilmiş,
- Üyeleri işkencelerle yaklaşık 400 defa gözaltına alınmış,
- Karakolda solistlerin kulak zarları patlatılmış, enstrüman çalan üyelerin parmakları-kolları kırılmış,
- Haklarında çeşitli iddialarla-komplolarla 500’e yakın dava açılmış,
- Üyeleri tutuklanmış ve haksız yere yıllarca tutsak edilmiş,
- Tutuklayamadıkları 6 üyesi, başlarına 300.000 TL para ödülü konularak ''aranan teröristler'' listelerine alınmış,
- Konserleri yasaklanmış ve 170 konseri iptal edilmiş,
- Konser salonları, stadyumlar, meydanlar yasaklanmış,
- Türkiye’de olduğu gibi Avrupa ülkelerinde yapmak istedikleri konserleri üyelerine vize verilmeyerek, salon sahipleri tehdit edilerek engellenmeye çalışılmış, yasaklanmış, konser salonları basılarak konserleri engellenmiş,
- Çeşitli etkinlikleri ve faaliyetleri engellenmiş,
- Albümleri yasaklanmış, kurşunlanmış ve sansürlenmiştir.
Grup Yorum’un neden Ölüm Orucu kararı aldığını İbrahim Gökçek şu sözleriyle anlatıyor:
''Çok öfkeliyiz, kabul edemiyoruz. Bu süreç sonunda biz hapishaneye girdik. Durum iyice ilerlemeye başladı. Biz de bu duruma son vermek için böyle bir eylem yolunu seçtik, tercih ettik. Bu bir mecburiyet meselesi değil. Bu, büyük adaletsizliklelere ve alçaklıklara duyulan öfkenin geldiği en yüksek hal. Çok öfkeliyiz, kabul edemiyoruz. Grup Yorum ne yaptı da kültür merkezi basılıyor; enstrümanları paramparça ediliyor; konserleri yasaklanıyor? Grup Yorum, doğru olan şeyleri yapıyor. Çocuklara ücretsiz orkestralar yapıyor, ücretsiz büyük halk konserleri yapıyor. Büyük büyük organizasyon şirketlerinin, büyük paralarla altından kalkamadığı organizasyonları Grup Yorum kendi başına yapabiliyor. Nasıl yapabiliyor bunları? Büyük halk kolektifini kullanarak yapıyor. Büyük paraları mı var? Hayır, beş kuruşu yok. Ama dayanışmayı örgütleyerek yapıyor.''
Böyle bir bir süreçte:
1- İdil Kültür Merkezi Basılmasın,
2- Konser Yasakları Kaldırılsın,
3- Listeler Kaldırılsın,
4- Tutsak Grup Yorum Üyeleri Serbest Bırakılsın,
5- Grup Yorum Üyeleri Hakkında Açılan Tüm Davalar Kaldırılsın,
talepleriyle başlatılan süresiz, dönüşümsüz açlık grevi eylemi, Ölüm Orucu olarak devam ettirilmiştir.
Duygu dolu olduğu kadar meydan okuyan; cesaret, kavga, umut, direniş ve zafer dolu satırların, buram buram halk, vatan, özgürlük, isyan ve devrim kokan şarkıların ve marşların mimarı efsane müzik grubu.
Grup yorum Dinlerken bir bakmışsınız dolu dolu gözlerle ölümüne savaşacak kadar motive ve gaza gelmiş bulursunuz kendinizi, grup yorum bu kadar “biz”den, bu kadar hayatın içindendir: bu kadar da halklaşmıştır işte… öyle ki ben bugüne kadar halkın umut ve özlemlerini, hayallerini grup yorum’dan daha iyi anlayan ve anlatan başka herhangi bir müzik grubu ya da sanatçı tanımadım.
sanatını toplumun aydınlatılması için bir silaha dönüştürürken “sanat sanat içindir” klişesini yıkan yedi notanın komutanları; basit ve anlaşılır olduğu kadar vurucu ve insanı büyüleyen dizeleriyle -sıkıcı teorik tartışmaların ve dar grupçu yaklaşımların ötesinde- türkiye devrimci hareketi’nin kısa ama bir o kadar da gurur dolu tarihinin geniş kitlelerce tanınmasını sağlamıştır.
Tüm bunlar bir yana, iddia ediyorum ki dünyada grup yorum kadar baskı gören başka bir müzik grubu ya da sanatçı topluluğu daha yoktur. Nedeni belli: kurulduğu günden bugüne grup yorum, halkın ve devrimin sesi olduğu gibi bugün de olmaya devam etmektedir… bir müzik grubunun Sadece yurtiçinde değil yurtdışında da konserlerinin binbir türlü yolla engellenmesini, hiçbir elle tutulur gerekçe gösterilmeden tutuklanan üyelerinin en temel hak ve özgürlüklerine cezaevlerinde alıkonulmasını ve yine bu yüzden üyelerinin neredeyse yarısını ölüm oruçlarında kaybetmesini başka nasıl açıklarsınız? Bu haliyle grup yorum, bir müzik grubu olmaktan çıkmış, bulunduğu her yerde başlıbaşına bir savaş ve direniş mevzisi hüviyeti kazanmıştır.
İşte tüm bunlara rağmen grup yorum, bugün de halkın sesini notalara dökmek yolundaki gayretli çabalarına son sürat devam ediyor.
gerisi hayat, biliyoruz. Hayat da kavga, biliyoruz…