türkçe konuşan katoliklerin rahiplere seslenirken neredeyse hiç kullanmadığı bir kelime.
farsça "peder" nedense daha çok kullanılıyor. sanırım katolik ayin metninin tanzimat fermanı döneminden kalması ve papa xxiii. ioannes'in de istanbul yıllarında "peder daha doğru demek ki..." deyip peder kelimesini seçmesinden ötürü olsa gerek.
ortodokslarla ilgili çok fikrim yok. belki ortodokslar da peder kelimesini kullanıyordur.
dişiyi dölleyen, çocuğun olmasını sağlayan erkek birey. eril olan.
bu da kendisine ufak bir seslenişimdir. içimde yarasın be adam. bana bunca eziyet etsen de hayatımdaki yegane amaç bana gururla ve gülümseyerek bakmandır. umarım ölümünü görmem. sen beni göm, vallahi sesimi çıkartmam.
sana bir şey olsa önce ben koşarım. kimse bilmez senin için içimden ne güzel şeyler geçiriyorum. geçirdiğin kötü çocukluğu ve sülalenden kimseyle aranın iyi olmamasını da işin içine katınca, hayatta annemden başka kimsenin olmadığını görüyorum. aslında biz de varız ama. hiç kollarını açmadın ki çocuklarına bir omuz verelim sana. aslında bir denesen benimle muhabbet etmeyi, içimden yaştaşın çıkacak haberin yok. seni üzecek insanın amına koyarım be baba. bize çok zarar verdin yalan yok. ama bile isteye yapmadığını biliyorum. eğer bu kuracağımız iş tutarsa, sana söz veriyorum. kendime araba almadan sana istediğin arabayı getirip vereceğim. ahtımdır baba. neye ihtiyacın olursa ben orada olacağım. ama yine de içimde bazı burukluklar var. keşke azıcık sevseydin beni. vallahi zoruma gitmezdi. bu ketum, sert, umursamaz görüntümün altında sana hasret bir çocuk var. onca dövdün, vurdun, kırdın. ya hu bacağım kırıldığı için bacağım kırık kırık dayak yedim be, niye kırıyon bacağını diye dövdün. senin canın sağolsun, babamsın neticede. evlat anasına, babasına düşman olmaz. gel yine döv. vallahi sesimi çıkarmam. ama insanın yanında kimse yokken en azından ailesinden bir el olsun istemiyor değil biliyor musun. geçen gün rüyamda seni gördüm. sana baktım ve şunu söyledim. "baba beni neden sevmedin". ben sana, senin istediğin gibi bir evlat olamanın pişmanlığını yaşayacağım ömür boyu. ancak sen, babalığını hissettiremediğin bir oğulun satırlarında yaşayacaksın o hissi.
ellerin keşke bir kez olsun vurmak için değil de, sarılmak için değseydi. ama önemli değil. hayat işte. her şey oldukça zorlu. arkadaş, sevgili, aile, iş. hepsinden geliyor bir şeyler. mesele mızmızlanmakta değil. çözüm üretmekte.
ben bu çözümü ürettim. bir gün yaptığın tüm güzelliklerin karşılığını vereceğim. seni sadece güzel hatırlayacağım. ve aslında sana verebileceğim en güzel hediyeyi vereceğim bir gün. vefat ettiğinde beni ağlatacaksın bir köşede biliyorum. gizli gizli bir sigara içip kimse görmeden sessiz sessiz dökülecek. neden diye soracağım sana.
sen istediğin gibi cevap verebilirsin o zaman baba. istediğin gibi.
hem anneme de, kardeşlerime de istediklerini vereceğim ben o zaman. umarım o zamanı hiç görmem, ki bu dileğimin ne demek olduğunu ikimiz de biliyoruz. ama hani diyorum ya, belki görürüm. gözün arkada kalmasın. şu aralar bir hayalin peşinde olsam da, ihtiyaç olduğunda hamallık yapar, harç karar. hiçbirini ele muhtaç etmem.
torununu da görmeni isterim biliyor musun? ama önce, benim bu tutumuma ve hayat gayeme uygun bir eş bulmam lazım. biz düsturlu insanlarız biliyorsun. bize sen öğrettin nerede nasıl davranmamız gerektiğini.
ama çok isterim, kızımı sevmeni. tutup parka götürmeni mesela. bize yapmadığın her şeyi kızıma yapmanı isterim. o kadar mutlu olurum ki kalbim sızlar. bilirsin, ben zalim adamım. bir karar verirsem onu gerçekleştirmenin bir yolunu bulurum baba.
senle ben şimdi dargınız. 1 yıl oldu neredeyse aynı sofraya oturmadık. bunu sana olan öfkemden yapmıyorum bilmeni isterim. benimle artık daha fazla tartışmaman için yapıyorum. seni sevdiğim için seninle konuşmuyorum. böyle bir sevgi bu.
tüm insanları sırf insan oldukları için koskocaman seven ben, babasını nasıl daha az sevebilirdi ki.
ben bu dünyaya sevmeye gelmişim baba. biliyorum sen de benim gibisin. sadece tabularını yıkacak kadar cesur değilsin. halbuki ben biliyorum. kim istemez ki evladına sarılmak. ah bir yaklaşsan da yorulmuş bedenini kollarımda hissetsem. bana yaslansan da biraz da ben dursam arkanda.
neyse.
umarım her şey iyi olur. ve hiç söylemesem de yüzüne buradan söyleyeceğim.