Assassin's Creed serisinin altıncı oyununun Galler doğumlu baş karakteri. Sarışın ve piç bir karakterdir kendileri, badass kavramının sözlükteki karşılığıdır.
Kendisi oyuna açgözlü bir privateer olarak başlayıp, sonrasında sadece kendine hizmet eden bir korsan kaptanına dönüşmüştür. Kendisi hem tapınakçılara hem de suikastçilere oynamış, uzunca bir süre kim daha çok para verirse ona çalışmıştır ancak sadece tayfasına ve Nassau'lu korsanlara sadık kalmıştır. Oyunun sonlarına doğru farklı bir adama evrilir, olgun ve bilge. Hatta suikastçi mantrasının, nothing ıs true everything is permitted, anlamını bile kavrar.
Şimdi bu adamla ilgili ne önemli? Bu adam oyun serisinde bir ilkti felsefesi bakımından. Altair doğuştan suikastçiydi, Ezio'nun sülalesi keza, Connor suikastçilerle tanıştığı anda onlara katılmıştı. Ama Edward neredeyse oyun sonuna kadar kendi hayat görüşüne göre devam etti, rahat bir yaşam ve para haricinde hiçbir şey istemedi. Gizli savaşlar, dünya özgürlüğü, şu bu hiç umrunda olmadı.
Dövüş yetenekleri bakımından seride Connor ile Bayek'in arkasından üçüncü gelir. Pis dövüşür, hayalara tekme, insanları kalkan olarak kullanma gibi şeylerden çekinmez. Gemide geçen yıllardan dolayı sallanan güvertede bile istediği yere tırmanabilir. Ancak en önemli özelliği, özgüvenidir. Bir gemi adamla bütün templar, assasin, ingiltere, ispanya kim varsa karşı durur, bana mısın demez.
Ayrıca tabii bir de gemi sistemi de seride sağlam bir yenilikti mekanik bakımından.