-
Bir şeyi kaynar suya daldırmak.
hepsini göster
-
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek.
hepsini göster
-
Suda kaynatarak pişirmek.
Örnek kullanım: Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı. (H. E. Adıvar) hepsini göster
-
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak.
Örnek kullanım: Kaynar su ayağımı haşladı. hepsini göster
-
Don, kırağı bitkilere zarar vermek.
hepsini göster
-
dalamak.
Örnek kullanım: Böcek çocuğun bacağını haşlamış. hepsini göster
-
Sızı vermek, acı vermek.
Örnek kullanım: Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. (P. Safa) hepsini göster
-
Sertçe paylamak, azarlamak.
Örnek kullanım: Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar. (S. F. Abasıyanık) hepsini göster