orta çağda içerisinde en fazla şehir devleti barındıran devlet. ve hemen her şehir devletinin bir üniversitesi vardı ve birçoğunun kökleri rönesans öncesine kadar dayanır, toprak ve tarımdan çok fazla gelir elde edemedikleri için eğitim, bankacılık, ticaret (bkz: hansa ligi) konusuna yönelmişlerdi. devletin içerisindeki çok başlılığın en güzel yanı da buydu, önemli bir bilim adamı, mühendis bu yüzlerce şehir devleti arasından çalışmalarını fonlayacak , araştırma yapabilecek bir üniversiteyi mutlaka bulunuyordu, buna karşın merkezi yapısı daha güçlü olan fransa böyle bir imkan sağlayamıyordu.
almanların eğitim geleneği işte bu çok başlılık sayesinde çok ilerlemiştir, hitler döneminde çeşitli gerekçelerle ülkeden gitmek zorunda kalan bu bilim adamı ve mühendisler (dönemlerine göre çok ileridirler) abd'nin üniversite geleneğine çok çok önemli katkılar yapmışlardır, bir de bunun yanında savaş bitiminde ele geçen bilim adamları sayesinde, sovyetler ve abd arasında uzay konusunda yarışlar başlamıştır ve bunda en önemli faktör ele geçen alman bilim adamlarıdır.
bunun yanında genelde devletten habsburglar diye bahsedilir, ancak önemli ölçüde habsburglar yönetici hanedan olsa da, hohenstaufen, welf, wittelsbach, gibi hanedanlarda imparatorluk tahtını almıştır.
veraset ise seçimleydi, bir kısmı kiliseye bağlı ruhban devletler bir kısmı ise seküler olan devletler oy verip kayzeri seçiyordu, tahmin edebileceğiniz gibi işin içine oldukça para-rüşvet de giriyordu ve şehir devletleri bu konuda finansör olarak yer almaktaydı. bu da şehir devletlerine daha fazla özgürlük sağlayabilmiştir, zira 16. yüzyıl'dan sonra parlayan, mutlakiyetçi devletlerin aksine imparatorluğun altın yumurtlayan tavukları kesme lüksü onlara kıyasla pek azdı.
aslında "roma imparatorluğu" iken i. friedrich* tarafından kutsallaştırılan imparatorluk.
16. yüzyılda da ismi "alman halkının kutsal roma imparatorluğu"* olmuş. sebebi de almanların italya üzerindeki hakimiyetlerini yitirmesi.
charles martel'in oğlu kısa pepin'in oğlu şarlman* tarafından kurulmuştur. ilginçtir, kral kelimesinin kökeni de şarlman'dan gelir.
aslında bu imparatorluk voltaire'in de belirttiği gibi tamamen yapay bir imparatorluktu. vatikan'ın istanbul ile bağlantısını kesmesi için böyle bir imparatorluğa ihtiyacı vardı. avrupa'nın da bir düzene ihtiyacı vardı. haliyle herkesin çıkarı tek bir devlet üzerinde birleşince bu devlet de kurulmuş olmuş.
vatikan'ın istanbul'dan ayrılmak istemesinin sebebi konstantinopolis'in roma'nın başkenti oluşuna kadar uzanan bir süreç. hem elçi pavlus, hem de havari petus ömürlerinin son günlerini roma'da geçirdiği için geleneksel olarak hristiyanlığın merkezi roma kabul edilmekte. ama merkez istanbul'a taşınınca hristiyanların büyük bölümü bu durumdan rahatsızlık duymuş. havarisel bir makam olmayan istanbul episkoposluğunun diğer havarisel episkoposluklardan üstün hale gelmesi muhafazakarları rahatsız eden bir konu olmuş zamanında. haliyle 5. yüzyıldan beri süren bir roma-istanbul çatışması vardı.
ayrıca roma ve istanbul arasındaki mesafe de epey fazla olduğundan istanbul kontrolündeki hristiyanlık zamanla, öğreti bakımından, roma hristiyanlığından farklı bir hal almaya başladı.
en son istanbul'daki ikona olayları sonucunda da roma ve istanbul arasındaki öğreti farkları ortaya çıkmıştır. şarlman da "nedir bu dini resimlerle olan derdiniz anlamadım ki?" deyip istanbul'a karşı libri carolini kitabını yazdırtmıştır.
ilginç bir şekilde bu imparatorluğun bölük pörçük feodal sistemiyle yönetilmiş bölgeler günümüzde avrupa'nın en gelişmiş bölgeleridir (almanya, kuzey italya, çekya, avusturya, isviçre, hollanda, belçika vs.)
ne kutsal, ne roma , ne de imparatorluk *. hali hazırda roma imparatorluğu * tarih sahnesindeyken (aslında doğu roma'nın yavaş yavaş romalı kültürünü kaybedip bir grek imparatorluğuna dönüşmüş olması tarihsel bir gerçek olsa da) papa tarafından şarlman'a taç takılmasıyla ikinci bir ''roma'' imparatorluğu ortaya çıkmış oluyordu. daha önce, roma ile savaşmış birçok cermen olsa da kendisi romalı ilan eden bir cermen ilk defa ortaya çıkmış oluyordu, haliyle dönemin doğu roma imparatoru tarafından büyük bir hakaret olarak görülmüştü.
doğu roma'ya ''bizans'' ismini de aynı şekilde devlet yıkıldıktan sonra, 16.yy'da alman bir filolog olan hieronymus wolf tarafından kullanılmış, birinci ve ikinci roma devletleri arasındaki belirgin farklardan ötürü anlam karışıklığı olmaması dolayısıyla hemen hemen tüm tarihçilerden kabul görmüş ve günümüze kadar gelmiştir. papa'nın şarlman'ı ''roma imparatoru'' ilan etmesinin temel sebebinin de bizans imparatoru ile olan mezhepsel farklılıklar olduğu kabul edilmektedir.