perihan mağden'in 16 Ekim 2014 tarihli taraf gazetesinde çıkan "Cem garipoğlu'nun Türklük halleri ve akıl sağlığıyla bu dünyaya yerleşememe sınavı" başlıklı yazısında "zavallı bir çocuğu katil eden kezban", acılı ailesini de "intikama doymayanlar" diye tanımladığı cinayet kurbanı.
Pek antimilitarist ve vicdani red savunucusu yazarımız, Cem'in işlediği cinayetten çok pişman olsa da "dünyayı tanısa da türk tipi ilişkileri bilemeyen saf bir çocuk olduğu " için, "...bir teğmenle mesajlaşmasını yakalamıştı. Bebek starbucks’ta tanıştığı fakir kızı Münevver’in, takma tırnakları vardı. Münevver bakireydi. Münevver’e 30 kişilik bir doğum günü partisi düzenlemişti. Sabah akşam mesajlaşıyorlardı. Münevver o gün okul çıkışı evine gelmişti. Daha önce de bir kez ona “Sen erkek misin?” demişti. Yine dedi..." Diye tanımladığı kızı öldürdüğünü, dahası çok pişman da olduğunu (ki 6 buçuk ay saklanıp sonra da sucuk ekmek yiyerek teslim olan birinden söz ediyoruz, pişman olan kişi hemen intihar eder veya teslim olur), kısacası haksızlık edildiğini yazmıştı.
İşin trajikomiğiyse, kendisi Kadın hakları deyince mangalda kül komaz bir "solcu". Bir akit yazarı böyle dese ortalık ayağa kalkardı. Neyse ki yine ortalık ayağa kalktı ve Mağden büyük tepki topladı, ikinci bir yazı yazarak "linci hakedecek ne yaptım" diye de sordu...
çok tepki çeken bu Yazının tamamı için bkz t24.com.tr/...
münevver karabulut cinayeti uzun zaman medyayı meşgul etti. cem garipoğlu'nun babası hayyam garipoğlu'nun maddi gücü ve kimi siyasi bağlantılarından dolayı oğlunun ası nedeniyle ölümünden sonra aslında ölmediği, başka biri ile değiştirilerek kaçırıldığı olmak üzere birçok iddia ve komplo teorisi üretildi. Bu memlekette olmaz/olamaz denilen birçok şeyin olduğunu gördükten sonra buna hayli hayli inanırım.. Aklıma birden Nissan CEO'su Carlos Ghosn'u getirmiş hadisedir...
adını duyalı kaç yıl oldu! bi akşam haberleri izlerken istanbulda bi çöpte ceset parçaları bulundu diye duymuştum ilk. sonra münevver karabulut olduğunu öğrendik sonra cem garipoğlu adını duyduk. yahu ben bu garipoğlu soyadını biyerden hatırlıyorum falan dedim (bkz: hayyam garipoğlu) baba karabulut'un pek çok medya kurumundan sesini duyurmaya çalışması, suçluların yakalanmasını istemesi, tvlerin deyim yerindeyse babanın üstüne atlamaları. medya olmasaydı bu olay kapatılırdı gibime geliyor (yanlış hatırlamıyorsam okan bayülgen bi programında bu cinayet dosyası türk medyasının şeref meselesi olmalı, bu babanın acısını kullanıyorlar madem cinayetin çözülmesinin de takipçisi olmalılar manasında konuşmuştu, belki de fatih altaylı'dır...) otopside daha önceki otopsi yapılan kişiden kalma spermin bulaşması (pis masa) skandalı cem garipoğlu'nun bi türlü bulunamaması, sonra teslim olması, ceza alması ve intiharı...