manga grubu tarafından seslendirilen, 2010 yılı eurovision şarkı yarışmasında ülkemizi temsil eden, birinci olması gerekirken ikincilik ile kalmış şarkıdır. gece gece aklıma geldi yine üzüldüm.
Nasıl birinci olamadığını hala daha anlayamadığım, türkiye’nin eurovision 2010 şarkısı.
Kareografi desen kareografi, müzik desen müzik, ses desen ses, söz desen söz! Ama avrupa, genç bir kızın* sekse giden macerasını daha çok beğendi.
Ne diyelim; öyle buyurdular. Sırf aynı zevkleri paylaşmıyoruz diye yargılamak haddime düşmez elbet. Ama gene de bu hala daha nedenini anlamama yetmiyor.
İnternetteki Eurovision listelerinde, kaybetmiş en iyi şarkı olarak birinci çıkması biraz olsun yaramızı kapatıyor.
manga grubu'nun 2010 eurovision şarkı yarışmasında türkiye adına seslendirdiği şarkıdır. iyi hoş şarkıdır, eurovision yarışmasını kazanabilecek seviyededir de kanımca, lakin şu 'clap your hands' gereksizliğini yapmak zorunda mıydın be fermancım? sen rocker adamsın, ne bu 'hadi elleri göreyim' gazı. ama şarkı iyidir, hoştur hakkını yemeyelim. ama şunu da eklemeliyim ki, athena'nın 2004 eurovision'da seslendirdiği for real her zaman benim için başka bir yerdedir, hatta bence eurovision'un gelmiş geçmiş ilk 10'una girer.
bugün, eurovision 2010 finalinin üstünden 10 yıl geçti. 10 yıldır lena'nın nasıl kazandığını düşünüp sinirlenen binlerce belki milyonlarca insan var. çünkü biz hak etmiştik, "love, oh love" hak etmemişti.
we could be the same, duyurulduktan sonra birçok eleştiriye maruz bırakılan bir şarkıydı. yok efendim bu nasıl şarkıymış, yok efendim bunun şovu nasıl olacakmış, yok efendim 5 adam sahnede napacakmış falanlar felanlar havada uçuşuyordu. şarkının eleştirilmesi dışındakiler benim için de büyük bir merak konusuydu aslında. ben şarkıyı çok beğenmiştim ama nasıl bir şey yapacaklar, ne olacak ne gidecek çok merak ediyordum. marttan mayısa kadar kulağımdan hiç düşürmeyerek dinlemiş, klibini de hayranlıkla izlemiştim.
mayıs'ın sonu geldi çattı. 27 mayıs 2010'da yarı finali 1. bitirerek finale çıktık. mükemmel bir koreografimiz vardı, kamera açıları, kostümler her şey ama her şey çok güzeldi. koreografi ve şarkı birleştiğinde ortaya çok güzel bir hikaye çıkıyordu. ne anlatıyordu manga? bir robot ve bir insanın aşkını. aynı olabilirlerdi, insan her şeye aşık olabilirdi. sadece bir geceliğine olsa bile ihtimali güzeldi...
2 gün sonra, 29 mayıs 2010 akşamı. finali izlerken neler hissettiğimi çok hatırlamasam da puanlar verilirken çok heyecanlıydım. kazanmıştık ya, manga'dan daha iyi kim vardı ki yarışmada? gözlerimden kalpler fışkırır şekilde ekrana bakıyordum. ama puanlar verilirken umudumu yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştım, almanya iyice farkı açıyordu. nesi vardı ki almanya'nın? sahnenin çeyreğini bile kullanmamış bir lena vardı ve sadece şarkı söyledi. sesi mi çok iyiydi? şarkısı mı çok zordu? sahnede benim göremediğim başka bir şey mi oldu? yok, hiçbiri değil. bir sebebi yok. tüm ülkelerden puanlar geldiğinde almanya'yla aramızda 76 puan vardı. kaybettik, çok saçma. "bok kafalılar" dedim içimden, evet, "bok kafalılar". çünkü manga'nın sahnesine, kamera açılarına, her şeyine çalışıldığı çok belliydi. lena'nın performansında bunlardan hangi biri vardı? nasıl bir görsel şölen vardı mesela? 10 yıldır bu kaybedişi aklım almıyor, alamıyor.