fransızcası, "je ne sais pas" diye yazılan, hızlı bir şekilde "jö nö se pa" diye okunan türkçe kelimedir. türkçede yani türkiye'de türk milleti tarafından pek kullanılmaz. her boka bir cevabı vardır çünkü yurdum insanının.
-pardon merhaba, diş hastanesi ne tarafta kalıyor acaba? -ha diş hastanesi mi? diş hastanesiiii, hah şuradan dümdüz yukarı çıkacaksınız aynen öyle gidin çıkar. -sağ olun iyi günler. amk yürüü, yürüü git bitmez sonra tam tersi mevkiide olduğunu öğrenirsin... başından aşağı kaynar sular iner. bir o kadar yolu da geri yürürsün. bilmiyorsan bilmiyorum de arkadaş.
iki farklı "bilmiyorum" vardır. bunlardan birisi erdemdir. insandır, yanılır. her konuda bilgisi olması da beklenemez. keza, her konuda bilgisi olduğunu savunan asıl cahildir. sokrates de öyle demiş: "tek bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir!". dolayısıyla bilmediğinin farkında olan kişi aşmıştır, bilginin kapıları kendisine o zaman açılır.
bir de bunun cehalet olan türü vardır. araştırabileceği, bilebileceği hatta kendisini ilgilendiren konularda bilginin varlığını bilmesine rağmen bilmemek, öğrenmemek için diretmesi kişinin en kötü cahil tipi olduğunu gösterir. çünkü her şeyi bildiğini sanmaz, aksine bilmemesi gerektiğini savunur. ya da kısaca, üşenir. "bilmiyorum" lafıyla övünür, "siz çok biliyorsunuz!" diyerek de bilenleri suçlar.
imam şafi demiş ya: "40 alimi bir delille yendim, bir cahili 40 delille yenemedim." hah, 40 delille de yenemeyeceğiniz bu cahil, bilgisizliğiyle övünen cahildir.
sonuç olarak, özellikle kendi sağlığınızı daha sonrasında da toplum sağlığını ilgilendiren konularda, "içinde ne olduğunu bilmediğim bir şeyi vücuduma enjekte etmek istemiyorum" demeyin. içinde ne olduğunu öğrenin, sonra yine enjekte etmek istemeyin. ama "bilmiyorum" lafıyla gurur duymayın!
ama cahilin karşısında, cahil bir kitlenin içinde puan kaybettirir. argumentum ad ignorantiamu çakıverirler:
- e madem ateistsin, büyük patlamadan önce ne vardı açıkla
- bilmiyorum
- hoooo bilmiyormuş, gördün mü. bu kadarsınız. Allah işte allah...