Kalabalıkların kendisini yorduğu insandır. Yalnızlık ile şarj olurlar. asosyallik ile sık karıştırılan bir kavramdır, introvert kişiler de insanlar ile bir arada olmaktan hoşlanır ama insanların varlığı onu yorar. Dinlenmek için bir süre yalnız kalmaları gerekir.
iş hayatında genellikle introvert kişilere "biraz daha dışarı açılman lazım, aslında insan ilişkilerin de çok iyi ama neden bu kadar sessizsin anlamıyorum" gibi yaklaşımlarda bulunulabilir.
Hayır arkadaşım, istemiyorum. Kariyer için illa ki yönetici olmak gerekmiyor.
sürekli yalnız başıma bir şeyler yapma ihtiyacı çekerim. eskiden arkadaşlar her akşam çıkmak isterdi. çoğu zaman ben çıkmak istemezdim. çünkü kafamda planlarım olurdu. yalnız başıma müzik dinleyeceğim, kitap okuyacağım, dizi seyredeceğim vs… genellikle ikna ederlerdi. sonrasında eve saat kaçta gelirsem geleyim, ertesi gün iş olsa da olmasa da eve geldikten sonra 1-2 saat yalnız kendime ayırır, kendimi şarj ederdim.
çok kalabalık ortamlardan da hoşlanmam mesela. 2 en fazla 3-4 kişilik grup halinde sohbet-muhabbet ortamında bulunabilirim. kalabalık eğlence mekanları bana göre değil. dayanamıyorum. katlanamıyorum. bütün enerjimi emiyor sanki böyle ortamlar.
bir de evde arkadaşlar varken bazen 5 dk ortadan kaybolduğum da olur. odama gidip 5 dk yalnız kalmak iyi geliyor. şarjı bitmek üzere olan telefonu idare etsin diye 5 dk şarja takmak gibi bir şey.
insanlarla bir şeyler yapmayı seviyorum aslında ama bir süre sonra bünyede bir huzursuzluk, bir sıkıntı başlıyor. o andan sonra yalnız kalıp kendimi dinlemeliyim.
evde takılmak benim için çok keyifli oluyor. çok mutlu olurum genelde. mutlaka yapacak bir şeyler bulurum. aslında o yapacak şeyler hiç bitmiyor zaten. o kadar çok şey var ki yeterli vakti bile bulamıyorum aslında.
bir de hep evde de değiliz. yürüyüşe çıkmak, yeni yerler görmek ve benzeri dış aktiviteleri de severiz.
introvert ile asosyallik birbirine karıştırılmamalıdır. introvert kişiler kalabalıktan kaçmak yerine ilgisini çeken ya da yeterince enerji hissetmediği için o ortamda bulunmamayı tercih eden kişidir genellikle.
bir örnek ile destekelemek için; bugünün türkiyesinde dışarı çıkmayı isteseniz de ayın sonunu nasıl getireceğinizi, kirayı nasıl ödeyeceğinizi düşündüğünüzden evde oturup sıkılmak sizi zamanla asosyalliğe itecektir.
yine bugünün türkiyesi için; evde vakit geçirmeyi isteme sebebiniz kendinize vakit ayırmak, kendinizi geliştirmek dinlenmek ya da çalışıp üretibilmek için zaman yaratmak bunun için de yalnızlığa ihtiyaç duyduğunuzu düşünmek sizin introvert kişiliğe olabileceğinizin göstergesi olabilir.
toplumun çoğunun çok yanlış anladığı insan özelliğidir. introvert'ler asosyal değildir. sosyalleşmeyi severler ama azar miktarda insanlarla, azar süreler için. misal, ben fazla kalabalık ve gürültülü bir ortamda fazla kaldığımda dayak yemiş gibi oluyorum. eve zor atıyorum kendimi. "too much peopling" tabiri cuk oturuyor bence buna. sonra kendimi tekrar şarj etmek için biraz yalnız vakit geçirmem gerekiyor. kitap okuyarak, dizi izleyerek, yemek yaparak, uyuyarak veya sevdiğim ne olursa.
tek çocuk olmanın getirdiği bir şey galiba. anne ve babam devamlı bir takım sosyal faaliyetlerde olurlardı ben küçükken. yalnız kalırdım çoğu zaman. oyalanacak bir kardeşim de olmadığından, kendi kendime yetmeyi, sıkılmamayı öğrendim. sık sık ülke değiştirip taşındığımız için, çok arkadaşım da olmazdı. hep kendi başımaydım. aynı alışkanlıklar yetişkinliğimde de benimle kaldı herhalde. işimi de evden yaptığım için insanlar çoğu zaman "ay sıkılmıyor musun bütün gün evde, çıksana dışarı" diye zorlar beni hep. ama hayır, ben sadece başka bir ofise gitmiyorum. çalışmam bitince de yolda vakit kaybetmeyip, sevdiğim şeylere zaman ayırma lüksüm oluyor. hiç de sıkılmıyorum.
o yüzden lütfen, introvert'leri sosyalleşmeye zorlamayalım, onlar kendilerine neyin iyi geldiğini, inanın ki sizden daha iyi bilirler ve çok da iyi birer dost olurlar.
eskiden zorla dışarıdönük olmaya çalışırdım, saçma insanlara vakit ayırırdım.Şimdi çok az insanla görüşmeyi seviyorum. Bir küçük çember var, burada dostlar, yakın arkadaşlar var, bir de çok görüşmeyi tercih etmediğim büyük çember var. Telefonla konuşmaktan, hele gereksiz konuşmaktan hoşlanmam. Bunu da karşımdaki yaşlı filan değilse açıkca söylerim. Sesli mesaj yolla, sanki dünyayı kurtarıyorsun, buluşalım, şu kitabı okudum, filan diceksin işte. Bu konuda saygı duymayan insanları sevmiyorum.Dedıkodu, sığ muhabbet dinlemem, yapan olursa kaçarım.Kadınların çoğu hep çekiyor, tahammül ediyor bu yüzden de bir konuşma arzusu var hep. Çok yorucu ya, kulaklarım kanıyor dinlerken. Saygı duyun, illa parti hayvanı olmak zorunda değilim,ergenken bile öyle değildim. İntrovert olmak çok harika ya da iğrenç bişey değil, ve hayır bişeyden kaçmıyoruz. Sadece seçici ve minimalistiz belki. Dışadönükler bırbırınızı bulun ve bızı rahat bırakın bi la.
yukarıda başka yazar arkadaşların tanımlandığı gibi asosyallikle sıkça karıştırılan kavram. türkçe'ye içe kapanıktan ziyade içe dönük olarak çevrilmesi daha doğru olacaktır kaanatindeyim. intorvert olarak nitelenen kişiler hoşnutluklarını ya da hoşnutsuzluklarını kendi içlerinde yaşamaktansa çevreleriyle paylaşmaktan geri durmuzlar. birçok extrovert olarak nitelenen kişinin aksine.
introvert kişiler kendileriyle vakit geçirmekten keyif alırlar. belki doğada, belki kentte kısa ya da uzun bir yürüyüş. arabaya atlayıp kendini köy yollarına vurmak. yalnız başına güzel bir kahvenin tadını çıkarmak. birçok introvert cafede yalnız başına otururken garipsenmemek adına kitap okuyor örneğin. yalnız başına sinemaya, tiyatroya hatta konsere gitmek. abartıp, çadırı sırtlanıp yalnız başına müzik festivaline gitmek. dahası tek başına geziye ya da tatile çıkmak. yabancı bir kenti tek başına keşfetmek. o kentin sokaklarını, müzelerini, galerilerini, barlarını bir bir dolaşmak. bu yazdıklarım introvert olmayan kişiler için bir tür angarya, hatta işkence. ancak bu değil ki yalnız başına birkaç gün sürecek bir aktiviteye girişen introvert girdiği ortamda sosyalleşmeyecek. tam tersine, gittiği yerdeki kişilerle yeni kısa ya da uzun süreli dostluklar kurabilir, kendisini yormayacak sosyal ortamlara girebilir. ancak vaktinin çoğu kendiyle geçecektir.
kendimi introvert olarak tanımlıyorum. asosyal değilim. tersine sosyalleşmekten keyif alırım. sevdiğim, vakit geçirmekten keyif aldığım küçük bir arkadaş grubum var. arkadaşlarımın aksine çalışma hayatı-okul-akraba gibi diğer katılımcıları seçme şansımın olmadığı zorunlu sosyal ortamlardaki kişilerle düzenlenen etkinlikleri angarya olarak görüyorum. zorunlu olarak bulunduğum, ofis ya da şantiye gibi sosyal ortamlarla ilişiğim kesildikten sonra hayatımda olmayacak kişilerle yemeğe çıkmaktan öte sabah selamlaşması gibi basit sosyalleşme denemelerini bile angarya olarak görüyorum. yine seçme şansımın olmadığı akrabalar ile düğün ya da ceneza gibi ortamlarda bir arada olmak hayattan soğutuyor ki çoğu zaman sağlam bahaneler üretip cenazelerden değil ama düğünlerden kaçtım. tam bu nedenden ötürü kendi düğünumde 25 kişiden az davetli var. bir intorvert olarak yalnız başıma vakit geçirmeye, kendimi dinlemeye ihtiyacım var. bunun yanında kendi irademiz dışında bulunduğumuz sosyal ortamlar bizi yoruyor.
bu noktaya kadar bir introvert olarak güzel idare ettim. kendimden başka sorumluluğum olmadığı için, kendime çalıştım, kendime harcadım. ancak bir süredir evliyim. kendim gibi introvert bir adam ile. benden 20 yaş büyük olmasına rağmen dünyaya birbirine bitişik iki pencereden baktığımız için cevremdeki birçok kişi anlamasa da şimdiye kadar yanında en rahat ettiğim, en kendim olabildiğim kişi. buna rağmen, onu deliler gibi sevmeme, ve işte geçen uzun bir günün ardından sohbetini özlememe rağmen yine de evli olduğum için ben ve kendimle geçirdiğim vakit eskiye oranla yok denecek kadar az. yalnız başıma gerçekleştirdiğim faaliyetleri zaman zaman özlüyorum. eşimin buna nasıl bakacağını bilmiyorum, hadi dürüst olalım, hoşlanmayacağını biliyorum ancak ara ara ondan ayrı yalnız geziye çıkmak istiyorum. bunu da intorvertlerden başka birinin anlamasını beklemiyorum.