milattan sonra 300lü yıllarda iskenderiye'de geçen pagan-hristiyan çarpışmasına da değinen 2009 yapımı film, dünyanın bilgi ve kültür hazinesi olan iskenderiye kütüphanesinin nasıl talan edildiğine dair varolan 3 görüşten en yaygın olanını da konu alır. pagan kelimesinin dinsizlik ve ateizmle özdeşleştiği günümüzde o zamanlar bilimin doruk noktasında bu dinsiz insanların olduğu ve dinin insanlığı yüzlerce yıl geri nasıl götürdüğü de açıkça görülebilmektedir (ama gerçek hristiyanlık bu değiiiiiiiil).
filmin en hoşuma giden özelliği ise kendisi bir israilli (muhtemelen yahudi, edit, kendisi hristiyanmış ama her görüşe eşit mesafede olan karısını seven bir memeliymiş:vikipedi) olan Ashraf Barhom'un bir parabolani olarak karşımıza çıkması ve gerçekten ağzından sular akan yobaz hristiyan figürünü bir yahudi olarak (sinsice) çizebilmesi idi.
Dönem atmosferini başarı ile yansıtmış, oyuncuların başarılı olduğu güzel bir film. İnsanların açgözlülüğü, dinlerin ve bilimin savaşı, bunların karşısında cesurca durmaya çalışan insanların mücadelesi...
insanları korkutarak yönetmenin en kolay yolunun Tanrı'yı öne sürmek olduğunu kanıtlayan bir film. Cehalet, fedakarlıklar ve evrenin gizemine olan muhteşem tutkusuyla ilk kadın felsefeci Hypatia'nın hayat öyküsü...
hıristiyanlar, paganlar ve yahudiler arasındaki dini ve siyasi çatışmalar ve bunlardan ziyade bir kadının zekası ve kararlılığı filmi etkileyici hale getiriyor. hypatia hiçbir erkeğin olamadığı kadar cesurdur ve her şeyi göze alarak o kadar tehlikeli bir dönemde "ben felsefeye inanırım" diyebilmiştir. dinin dayattığı erkek egemenliğinin ortasında onun bu tutkusuna şahit olmak ve din-toplum-bilim üçgenini kavramak açısından gayet güzel bir film.
2009 yapımı iskenderiye kütüphanesi döneminde geçen bilim vs. din konusuna o dönemden bir bakış sunan görselliği yerine sıkılmadan seyredilebilecek bir film.
imdb: 7.2
Antik çağın sonlarında karanlık, akıldışı ve gericiler tarafından hedef haline gelmesine rağmen boyun eğmeyen kararlı duran bilinçli, sorgulayan ve sorgulatan bir kadın filozofun hikayesi anlatır film. (bkz: hypatia), milattan sonra 370-415 yılları arasında yaşayan bir kadındır. Matematikçi, filozof, astronomi dehasıdır. Kendisi de matematikçi olan (bkz: iskenderiye kütüphanesi) müdürü (bkz: theon’)un kızıdır. İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Bilim karşısındaki her türden dogmatik düşünceye karşıdır. Yaşadığı yıllar ROma imparatorluğunun parçalanmaya başlandığı yıllardır. çoğunluğunu pagan dinine sahip kişilerin oluşturduğu dönemde hristiyanlık yeni yeni yayılmaya başlamıştır. açlık, yoksulluk ve artan sömürünün biriktirdiği öfke Hıristiyanlık üzerinden kendini dışa vurur. Hristiyanlık halka cenneti, zenginliği ve adaleti vaat eder. imparatorluk hristiyanlığa geçenlere yönelik saldırdıkça hristiyan cemaatlerinin romanın soylularının pagan inancına yönelik saldırıları artar. Hristiyanlığı kabul edenlerin sayısı artar. ROma imparatorluğu hristiyanlığı kabul eder ve resmi din olarak ilan eder. Hypatia'nın babası da pagan inancına mensuptur. Hristiyan dini liderlerinin dikkatini çeker. Hristiyan dini liderler Hypatia'yı hristiyan olmaya zorlarlar. Bunu başaramayınca da onu cadı olarak ilan ederler ve hedef olarak gösterirler. Hıristiyanlığın hırslı ve dar kafalı dini lideri (bkz: cyril)’in hedefi haline gelir. Cyril’in kandırdığı insanlar tarafından sokakta yakalanarak bir kiliseye kadar sürüklenir. Çırılçıplak soyularak bedeni parçalanır.
filmde geçen anlamlı ve bugün de güncelliğini koruyan bir anekdot ise Hypatia'nın farklı dinlere mensup öğrencilerine söylediği söz; "bizi birleştirenler, ayıranlardan daha fazla, biz kardeşiz".