Koduğumun takımında 40 haftadır en ufak bir taktiksel gelişim yok. Bugüne kadar yaratıcılık namına ortaya koyduğu tek hamle Rodriguez'i sağa çekip oyunu daraltmak, sola çekip oyunu genişletmek. Takımın boyunu kısaltmak için bulduğu çözüm de hızlı geri dönebilen oyunculara ihtiyaç duyan, bireysel hataya açık şekilde savunma çizgisini öne çekmek. Savunmadan çabuk çıkma, çabuk geri dönme ve geriden oyun kurabilme derdi yüzünden jailson'dan stoper yaratmaya çalışıyor. Takımda adam gibi sağ açık oynayacak ilk adam dirar, kadroya döndüğünden beri isla'nın önünde 90 dakika tamamlamadı. En iyi maçlarını göbekte çıkartan tolga'dan kanat yaratmaya çalışıyor. Bugün Ankaragücü maçında oyun daha 10. Dakikada çift santarfor diye bağırıyordu, ikinci yarıya bile orta saha değişikliğiyle başladı. Rakibe göre oyun planı yok, altay'ın topu elinden çabuk çıkarmasına göbeği bağlı, set oyunu var mı yok mu belli değil, planı yok. Takımda topsuz oyunun Allahı var, forma yüzü göstermedi zjac'a. Madem oynatmayacaktın, tolgay'ı niye aldırdın? Bi boka yaramayan deniz niye oynuyor, ferdi neden yok?
Fenerbahçe halı saha takımı gibi top oynuyor. Geriden hızla çıkıp allah ne verdiyse koşuyorlar. Başka Bi bok yok. Rakip biraz kötüyse set oyununda, kruse günündeyse geçiş oyununda bişeyler oluyor. Rakip biraz günündeyse ya da dersine çalışmışsa ağzınıza sıçıyor işte.
Haftaya galata maçı var. Oturup dersine iyi çalışmaz da o maçı da kaybederse çok ağır küfür yiyecek.
Takımın kazanma oranı %50. Şampiyonluktan bahseden bir takımın kazanma yüzdesi %50 olmaz ya, adam mı sikiyosun diye sorarlar. Çıktığı her iki maçtan birisinde puan bırakmış teknik direktör ağzına fenerbahçe'nin büyüklüğünü, şampiyonluk lakırdısını almayacak. Gazla olmuyor bu işler. Fenerbahçe, asarız keseriz biz en büyüğüz, formayı koysak kazanırız, savunma yapmayız yaptırırız sikeriz sokarızla maç kazanamıyor ne yazık ki. Geldiğinden beri aynı terane de, az biraz da oynattığı futbolda ışık Olursa biz de seviniriz.
Süper lig tarihinin en erken şampiyonluğunu kazandığı sezon ilk maç konyaspor'a karşıydı. Takım 2-0 öndeyken 3-2 kaybetmişti.
Bugün takım 5-0 yenilse de 5-0 yense de kendisiyle ilgili bir durum olmayacaktı. Zira geleli 2 gün oldu. Fark şu; bugün maç 2-0'dan 2-2'ye geldiği için sorumlu kendisi ilan edilir. Ama 2-0'dan gelip 3-2 kazansaydı başarı kendisinin olmazdı. Türkiye'de böyle bu işler.
Kendi adıma konuşmam gerekirse; dünyanın en sıkıcı futbolunu oynatan aykut kocaman'ı istemedim. Takımı düşme potasına sokan cocu'yu istemedim. Cocu'nun yardımcısı koeman'ı istemedim. Ersun yanal'ı istedim. En azından 45 dakika keyifli futbol izledik. İlerleyen günlerde ilk yarıdaki oyunu 90 dakikaya yayabilirse takım daha iyi olur.
Bu aykut kocaman meselesine uyuzum zaten. Bugün yaşanan olayı geçen sene her maçta yaşıyorduk neredeyse. Fenerbahçe taraftarları arasında garip bir aykut kocaman fetişisti kitle var. Aykut kocaman'ın kazandığı başarı bana keyif vermiyor. Ben taraftardan önce seyirciyim. Bok gibi oyun izleyip takım başarılı oldu diye sevinecek kadar fanatik olamadım hiçbir zaman. Pişman da değilim açıkçası. Bu; yüzüklerin efendisi izlerken sıkılan insana "e ama o kadar ödül aldı?" Demeye benziyor. tamam da sıkılmış adam ne yapalım yani? ben de aykut kocaman'ın futbolunu izlerken Sıkılıyorum. Kendisi konyaspor'un başında şu an. İsteyen açıp konyaspor maçlarını izleyerek "sistem", "yan top", "koşu mesafesi" fetişini gerçekleştirebilir. Kendileri adına çok keyif verici bir aktivite olur diye düşünüyorum.
Bizim gibi 5 aydır izlediği fenerbahçe'yi Antalya deplasmanında sahaya son derece boktan bir dizilişe sahaya sokan yeteneksiz teknik direktör.
Bu takımın sadece diziliş değişikliğiyle bile oyun karakterinin değiştiğini haftalardır biz görüyoruz, o göremedi. Roman gibi çapsız bir adamın bu takıma her maç puan kaybettirdiğini biz gördük, o göremedi. 1 saat boyunca tek bir atak yapamamış takıma forvet çıkartıp yerine forvet sokarak maç kazandırabileceğini sanan adam kimse kusura bakmasın erwin koeman'dan iyi antrenör falan değildir. Antalya maçında kaybedilecek muhtemel puanda en büyük suç oyuncu ve diziliş seçimiyle önce kendisindedir.
Fenerbahçe'de oynattığı dikine futbol ve hücum mentalitesiyle Taraftarın gönlüne taht kurmuş, rakiplerin yüreğine korku salmıştır. Fenerbahçenin oynadığı futbol gerçektende Aykut kocaman dönemindeki sıkıcı, hep yan pas hep yan pas oyununa göre çok daha akıcı, heycanlı, etkileyici, sikici ve delicidir. Zaten bu, ikinci yarının lideri olmamızı sağlayan bol gollü sonuçlardan da bellidir. Bu takımın Ersun hoca başkanlığında gelecek sezon namağlup şampiyon olacağına inancım tamdır; PTT 1.ligde.
Fenerbahçeyi bu sene şampiyonluğa taşıyacak olan türk teknik adam. Kendisinin meşhur sözü ile bu kısa entrymi noktalıyorum "Biz şampiyon olacağız, diğer takımlar sıralamayı belirlesinler" (bkz: fenerbahçe )
Bu akşam Trabzonspor ile Hem oyuncuların şanssızlığı ve beceriksizliğinden hem de rakip takımın kalecisinin devleşmesinden dolayı 1-1 berabere kalan Fenerbahçe’nin teknik direktörüdür.
Kendisi acaba vardar gibi bir dünya devine karşı iki maçta da yenilip elenseydi aykut kocaman fetişistleri hakkında ne derdi merak ediyorum.
Adam farklı kazanıyor buraya gelip ağlıyorlar, geriden gelip kazanıyor buraya gelip ağlıyorlar, berabere kalıyor buraya gelip ağlıyorlar. Ne aykut kocaman sevdasıymış arkadaş bir düşün şu fenerin yakasından artık. Sizin boktan futbol anlayışınızı ne taraftar istiyor, ne yönetim istiyor ne de herhangi bir futbolsever istiyor. Bu kadar seviyorsanız Yallah konyaspor maçlarına.
Öncelikle hayranı olduğumu söylemek istediğim teknik direktör.
Hakkında yazılan “hoca değil” yorumlarını görünce gülüyorum, üstelik bunu söyleyenler kendi taraftarımız. O sinsi, futbol katili, efsanemiz alex’i yiyen şahıs ile kıyaslandığını görünce de, kahkaha atasım geliyor.
Haksız yere gönderilmese, o dönem lige ambargo koyardık. Bunu bi belirteyim. İkincisi; adam hiç bi zaman başkaları gibi kadrodan şikayet etmedi, Eldeki malzeme neyse ona göre oynatmaya çalıştı. Geçen sezon gelmese küme düşerdik. net. Bu senenin tabii ki bahanesi yok, şampiyon yapmak zorunda. Kolay mı? Değil, ama ben hocaya güveniyorum. Hep birlikte göreceğiz.
Maça gelince; normal şartlarda 8:3 bitecek bi maçtı. Atamadık. Devşirme sağ bek, sol bek ve stoper ile oynuyoruz. Kafayı mı yediniz? Adil rami, luiz gustavo ve muhtemelen sol bek gelecek. Hangi fenerbahçeli bugün oynanan futboldan mutsuz?
Şu bizim taraftarın şımarıklığı bazen beni acayip deli ediyor.
Ek olarak: açın, Fenerbahçe’nin tarihini okuyun. Fenerbahçe takımı gümbür gümbür oynar; defans yaparak değil. Bilmiyorsanız, büyüklerinize sorun ama 80’lerde bi maçta kadıköy’de 4:0 öndeyken, 5. Gol gelmedi diye taraftar takımı ıslıklıyordu.
takım maçı kaybetse de kendisine giydirsem diye takip ettiğim bir insan değil. şampiyon bile olsa kendisine giydiririm ben. çünkü aykut kocaman'dan daha iyi hoca olduğunu düşünmüyorum. ya da abdullah avcı'dan. ya da erol bulut'tan. ya da sergen yalçın'dan. ya da okan buruk'tan.
ha başarılı olmasını istiyor muyum? evet istiyorum. çünkü ali başkanımın başarıya ihtiyacı var. çünkü ali koç gibi adamların bu sektörde kalmaları türk futbolunu kurtaracak. futbolun yönetimine kendi çıkarları için değil, taraftarı olduğu takımı yukarılara taşımak için giren, başkanlığın getireceği fırsatlara ihtiyaç duymayan insanlar lazım bize. ali koç da tam olarak onlardan birisi. koç isminin fenerbahçe başkanlığı etiketine ihtiyacı yok çünkü.
ersun hocama geri döneyim. oyuncularla çalışan o. oyuncuları tanıyan o. ve dün bir mağlubiyet yaşandı ise bunun tek sebebi de o. ha ne yapsın? 3 tane bireysel hatadan 3 gol yiyip maçı 3-1 kaybedebileceğimizi nasıl öngörsün? elbette öngöremez. lakin oyuncuları mevkilerinde oynatırsa bu hatalar azalabilir. işte o nedenle hatalı.
şöyle bir örnek vereyim. gustavo sol bek oynamış bir adam. adil rami ve serdar aziz orijinal stoper. zanka gibi. murat sağlam öyle ya da böyle sağ bek. genç, tecrübesiz, ama sağ bek. dün oynanan maçta geri dörtlü murat sağlam, zanka, adil rami, luis gustavo şeklinde olabilirdi. önlerinde de ozan tufan ile jailson oynayabilirdi. golü atan tolga ciğerci de belki. dirar sağ açıkta, yerinde, rodrigues ya da kruse sol açıkta, deniz türüç forvet arkasında yer alabilirdi. vedat'ın yeri zaten sabit. mevcut kadro ile daha iyi bir 11 sahada yer alabilirdi. ama yapmadı. macera arayışına devam etti ve sonu hüzünlü bitti. işte o nedenle eleştiriyorum. lakin dediğim gibi, isterse nisan'da şampiyon olsun, yine de fenerin geleceğinin hocası değildir. bunu söylemem için kaybetmesine gerek de yok.
ersun yanala iki fenerbahçe döneminde de haksızlık yapılmıştır. adamın eline iki transfer döneminde adam akıllı bir tane stoper ve sol bek verilmemiş, elde olan tek stoper de bedelsiz gönderilmiştir. buna rağmen artık dengesinin bozulduğu son iki-üç maça kadar takımını ligin en iyi futbol oynayan takımı yapmış, istatistik lideri olmuş, bu stopersiz beksiz takımı ligin en iyi top oynayan takımı haline getirmiştir.
aykut kocaman'a josef ile topal'ı yan yana oynatıyor diye demediğini bırakmayanların gıkını çıkartmadığı dikine futbol direktörü.
aykut kocaman'ı önce gol yemeyelim felsefesini benimsediği için sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. ama iş önce gol yememek idiyse, bu işin üstadı aykut kocaman idi. o niye gitti? yanal niye geldi? yani bu işin uzmanı varken çırağına gerek var mıydı?
söylemlerine bakarsak hala eski ersun yanal. hani böyle üç yeriz beş atarız kafasında gibi konuşuyor. ama sahaya bakıyorsun, konuştuğu ile alakası yok. evet, sezon başından beri sakatlıklar bitmedi. ha, bu kadar bilimsel çalışan bir hocanın takımında bu kadar çok sakatlık nasıl oluyor, o da ayrı tartışma konusu. girmeyeceğim oraya. sahaya döneyim ben. son maça.
bu hafta malatya deplasmanında idi hoca. malatya şaka maka ligin en çok gol atan takımı. düşün bak, sergen hoca başında, 20 milyon civarı değeri olan bir takımı var ve ligin en çok gol atan takımı... hani bir falcaoya tüm takım kuruluyor. neyse, hocamız deplasmandaydı. santraforları sakat. üç tane adam var orada oynayabilecek, üçü de yok. hal böyle iken alper potuk'u santrafora koymasına diyecek sözüm yok. lakin, o maçın hocası aykut kocaman olsaydı ve o kadroyla çıkıp o değişiklikleri yapsaydı, şu an linç edilmişti. santraforun yok, gole en yakın adam olan rodrigues kulübede. kanatta tolga ciğerci oynuyor. hadi böyle başladın. iki puan gitti gidiyor, alper'in yerine rodrigues, tolga'nın yerine jailson, emre'nin yerine tolgay falan giriyor. 88'de falan aman gol yemeyelim diye hamle yapıyor...
şimdi yiğidi öldürüp hakkını verelim. ersun hoca ligin en çok gol atan takımına neredeyse pozisyon vermeden maçı bitirdi. helal olsun. ama ersun yanal fanatiklerinin beklediği bu muydu? ersun hocanın fenerbahçe taraftarına vaadi bu muydu? ben tedbir almam, tedbir aldırırım diyen hoca nerede? maçın bitiren onbire bakıyorsun, 4 tane ön libero var. ferdi, zajc ve deniz türüç gibi ofansif adamlar kulübede oturuyor... bence bu görüntü bile şu ana kadar ne anlatmaya çalıştığımı göstermekte yeterli. deniz ve zajc gibi ofansif adamlar bu kadar ofansif eksiklik varken hiç oyuna girmeyecekse, rodrigues kulübede başlayacaksa, bırak takımı aykut kocaman yönetsin. onun bari en azından bir duran top organizasyonu var. bir oyun planı var. bişi var. ki ligi en çok gol atan takım olarak bitirebiliyor...
İyi bir taktisyen ve de iyi bir antrenör değil bana göre. Hiçbir zaman rakibe göre taktik belirleyemez. Yapabildiği tek şey önlem almaktır ve bunu taktisyenlik sanıyor diye düşünüyorum. Lig başlayalı 13 maç geride kalmış. Bir tane maç hatırlamıyorum ki iyi tercihler yapsın. Adamın orta saha oyuncularıyla kuvvetli bir ilişkisi var. Merkez orta saha oyuncusunu forvet de oynatıyor, stoper de. Yeri geliyor kanat oyuncusu olarak da kullanıyor. Elinde o bölgenin oyuncuları ya da o bölgeye daha aşina oyuncular olmasına rağmen yapıyor bunu. Korkak oynatıyor. Deplasmanlarda çıkardığı berbat on birleri, evinde de devam ettiriyor. Bundan Daha da kötü olan şey mutlak suretle oyuncu değişiklikleri oluyor.
Çok güzel oyuncu çürütüyor. Zajc, Ferdi ve Jailson örnekleri incelenebilir. Çok gereksiz oyuncular transfer ettiriyor. Kalitesine bir şey diyemem ama Fenerbahçe’ye son derece gereksiz bir isim olan Gustavo’yu aldırıyor. Jailson da benzer görevi üstleniyor ve beceriyordu oysa ki. Ayrıca yaşı da küçük olduğu için devamlı oynarsa satıp kaynak da yaratabilirdik ama maalesef değerini düşürüyoruz. Bir örnek daha vereyim. forvet arkası ya da ikinci forvet olarak bilinen oyuncumuz sakatlanıyor. O bölgede oynayabilecek 4 oyuncu var; Ferdi, Deniz, Alper, Zajc. Yanal, hiçbirini kullanmıyor. 39 yaşındaki Emre’yi 90 dakika oynatmak daha mantıklı geliyor adama. Dakika 70, 80, 88... maç 0-0 beraberlik ile devam ediyor. Normal koşullarda risk alırsın, büyük takımsın. Üstelik ligin başı ya da ortalarına yakın bir sürecindesin. Beraberlik ya da yenilgi çok bir şey kaybettirmez ancak; bir galibiyet ile çok şey kazanırsın. Buna rağmen Yanal, kanat oyuncusu çıkarıp ön libero alıyor oyuna. Kulübede Ferdi, Alper, Deniz, Zajc, Rodri, Mevlüt gibi ofansif karakterli isimler varken yapıyor bunu.
Ne bir duran top çalışması var ne bir hücum planı. Gerçekten bir hücum planı yok. Uygulatmaya çalıştığı tek şey kanatlardan içeri sızmak ama onu da takım beceremiyor. O yetenek var mı? Oyuncularda fazlasıyla var. Ancak neden olmuyor, Ersun Yanal’a sormak lazım. Belki sorulursa şey diyebilir, Şey işte. Fenerbahçe büyüklüğü filan ya da dikine futbol, Fenerbahçe’nin genleri...
Proaktif olamadı. Elindeki kadroyu oyun sistemine uydurmaya çalıştı ancak zamanla eldeki kadroya uygun bir sistem yaratması gerektiğinin daha doğru bir seçim olacağı ortaya çıktı.
Temelde elindeki deneyimli ancak ağır gözüken stoperler yerine jailson tercihi en büyük hata olarak gözüküyor. Bunun nedeni jailson'un hatalarından çok serdar, zanka ve rami'yle daha sağlam bir savunma hattı oluşabileceği ihtimaliydi ki stoper hattı belkide en önemli hat bir takım için. Nitekim ne rami ne zanka'dan verim alamadı. Çünkü onlardan verim alacak bir oyun anlayışı ortaya koymadı fenerbahçe. Önde basan, savunma çizgisi oldukça önde kurulan bir takımda ya formsuz ya da ağır gözüktü zanka ve rami.
Ben çözemediği bir başka sıkıntının da kruse ve muriç ikilisini aynı anda kullanma konusu olduğunu düşünüyorum. Dizilişte kruse kenarlara kaydıkça verimi düştü. Belkide sakatlıklar kruse'yi de farklı kullanmasını gerektirdi. Muriç çoğu zaman arkasında bir süpürücüye ihtiyaç duydu, belki mevlüt'le çift santarfor bile denenebilirdi. Kısacası hücum hattında da başta söylediğim proaktifliği gösteremedi.
Neticede yolu açık olsun. Oldukça zor bir dönemde fenerbahçe gibi bir Kulüp için kısıtlı gözüken imkanlarla geçti takımın başına. Bu şartlarda başarısız oldu diyemem ama ilerisi için umut vermedi bana çoğu zaman. Daha iyi şartlarda çok daha iyi bir performans göstereceğine eminim ama mevcut durumda fenerbahçeye istediği başarıyı kazandıracak esneklilte bir teknik direktör olamadı ne yazık ki. Başından beri olmaz diyorduk, keşke yanıltsaydı bizi.
hakkında son kez yazıyorum sözünü çiğneyip bir kez daha onun hakkında yazacağım. kendime sınır koyduğum için kendime gıcık oldum, inada yazıyorum bu satırları. sen kimsin de bana sınır koyuyorsun lan?!
ersun yanal takımı nisan ayında şampiyon yaptığında çok farklı bir ortam vardı bu ligde. bir kere yabancı sınırı vardı. iyi yerliler dört büyükler tarafından kapılıyordu. ekonomik anlamda iyi yerlileri tatmin edebilecek rakamları anadolu kulüpleri ödeyemiyordu. üstüne bir de televizyon gelirleri bugünün televizyon gelirleri ile kıyaslanamazdı bile. tüm bu veriler ışığında, 3 temmuz sürecine girmemiş, kadro kalitesi rakiplerinin çok üstünde olan bir fenerbahçe'yi dominat bir futbol oynatarak şampiyon yaptı yanal. ancak dedim ya, o günler geride kaldı.
süper lig, öyle çok da öngörülemeyen bir lig değil. neredeyse tüm takımlar 4-2-3-1 oynuyor. tüm takımlar önce rakibi tutayım, kontra atakla ya da bir duran toptan bişi olursa olura oynuyor. öngörülebilir. tahmin edilebilir planlarla sahaya çıkılıyor.
ersun hoca ne yaptı peki? kendi çizgisinden çıkıp kocaman çizgisine kaydı. iki defansif orta saha ile oynuyor eleştirisinden muzdarip kocaman'ı da aşıp kimi maçlarda 4, kimi maçlarda 5 defansif orta saha ile oynadı. lakin defans oyuncularını kullanmayı da, ofansif oyuncuları kullanmayı da unuttu. hani bir ışık görse hem kaleye, hem de santrafora bir defansif orta saha daha koyacaktı. ama çok şükür kadroda o kadar çok defansif orta saha yok...
ersun yanal bu sezon, elindeki imkanları en kötü kullanan teknik direktör oldu. evet, elinde imkansızlıklar da vardı ama elindeki imkanları değerlendirmekten de yoksundu. kariyerinde 20 maç sol bek oynamış gustavo varken, dirar'ı 18 maç sol bekte oynattı. kariyerinde 45 maç stoper oynamış gustavo varken, jailson'u 19 maç stoperde oynattı. adil rami ile gustavo birlikte yan yana stoper oynamışlarken, ikisini birlikte stoperde değerlendirmeyi hiç düşünmedi. rami gibi bir adamı, çok uygun şartlarda alınmışken, düşünmedi bile. zanka gibi bir adamı, bu adam benim planıma göre uygun stoper değil diyerek gönderdi. zajc gibi 25 yaşında gelişmeye açık bir on numarayı çürüttü, mevlüt erdinç gibi bir tecrübeye hiç şans tanımadı. bu oyuncular kruse ve vedat'ın alternatifi olarak hiç görülmedi. aralarında bir rekabet yaratamadı ki onların da performansını yükseltsin.
aylar boyunca bize fener'in büyüklüğünü anlattı. şampiyon olacağız dedi. istifa etti, kabul edilmedi. sanıyorum en son olarak psikolojim kaldırmıyor gibi bir şey söylemiş... ya bizim psikolojimiz?
fener öyle büyük, fener şöyle büyük... hadi canım? ciddi mi?
o değil ersuncular da sus pus oldular. ersun hoca şöyle efsane, ersun hoca böyle efsane... ee nerdesiniz?
şimdi son kez fenerbahçe'nin başında trabzonspor deplasmanında yarı final ilk maçına çıkıyor. bence jailson santrafor oynasın, kaleye de vedat geçsin. kruse sol bek, hasan ali sağ stoper, serdar aziz de 10 numara oynasın....
Giderken de, kendisine yakışacak şekilde giden eski fenerbahçe teknik direktörü.
Başkaları gibi telefonu kapatıp, günlerce ortadan kaybolmadı:)
Bakın; birini, doğruları ve yanlışları ile savunan insanın aklı yoktur. Taraftar istedi geldi; istemedi gitti. Biz de gelmesini isteyenler olarak yanıldığımızı söylüyoruz. ersun yanal hakkında hiç bi kötü hissim yok. ne lobisi vardı, ne medyası; sadece belli bi taraftar arkasındaydı. Zaten Yönetim istemeye istemeye getirdi. Bu takım alanyaspor maçına kadar da ligin en güçlü şampiyonluk adayıydı. Tribündeydim ve o maçtan sonra camiada film koptu. Ha hocanın hataları elbette var, “yok” demiyoruz. Ama ligin başından beri 15 puan göz göre göre hakem hataları ile kaybedildi. Onca eleştiriye rağmen lider olabilirdik.
Neyse uzun uzun yazmaya gerek yok, bundan sonraki kariyerinde de başarılar diliyorum. Çok klas adamsın.
Overrated diye bir kelime olmasaydı hatta ve hatta dünyada benden başka insan yaşamasaydı tek basima sokakta dolasirken bir anda gökten allah bulutları elleriyle ayirip bana "Sabbra söyle bana overrated nedir?"diye sorsaydi elime kalem kagit alir Ersun hocamı çizer allaha dogru tutardım. Ersun Yanal babamin bende yeri budur.
şüphelerim olan teknik direktör. evet bir fatih terim gibi tamamen gaz ve kaos futbolu oynatan hoca değil. ya da bir abdullah avcı gibi tamamen sistem ve istatistik adamı da değil. daha çok ikisinin arasında bir yerde benim gözümde. yani hem tekniği taktiği kullanıyor, hem de motivasyonu yüksek tutmayı başarıyor. bununla birlikte benim gözümde fenerbahçe'nin geleceğinin hocası değil kendisi. evet göze hoş gelen futbol oynatıyor. lakin fenerbahçe gibi bir takım yorgun rakibi karşısında dört tane net gol pozisyonu vermez. vermemeli. çünkü gördük ki on tane net pozisyon yakalasan da sadece birini atabildiğin maçlar oluyor... yani ne kadar yersem o kadar da fazlasını atarım mantığı her zaman iş görmüyor.
riskli oyun tercih ettiğini trabzonspor'un başındayken de gördük. bir maç beş atan takım bir sonraki maç beş yer oldu. çünkü oynattığı düzenin defosu bu. rakip biraz becerikli ayaklara sahip olup öndeki baskıdan hızla çıkmayı başarırsa arkada oldukça geniş bir hareket alanı buluyor. o nedenle luiz gustavo önemli bir eksikliğin giderilmesi oldu bu taktik açısından.
bu sene başarılı olur, olmaz, bilmiyorum. rakiplerinden alacağı puanlar önemliydi. iki önemli rakibinden toplam 4 puan alabildi. deplasmanda olan elbet daha kıymetli... lakin kendi evinde puanı paylaşmak, belki de şampiyonluğu kaçırma sebebi olacak.
neyse, elbette "ersun yanal hoca değildir..." demiyorum. lakin bence ali koç'un kafasındaki geleceğin fenerbahçesinin hocası değil. ben öyle düşünüyorum. geleceğin fenerbahçesi fikri için abdullah avcı, aykut kocaman, erol bulut, sergen yalçın, okan buruk gibi teknik direktörlerin daha doğru tercih olacağı düşüncesindeyim... zaman gösterecek zaten haklı mıyım, haksız mı...
bir de istatistiki bilgi vereyim. kariyerindeki en başarılı sezonu feneri şampiyon yaptığı sezon. maç başına 1,95 puan ortalaması tutturmuş. şu an 3 maçta 7 puan ile 2,33 yakalamış durumda. bakalım, neler olacak.
fenerbahçe'nin kendi evindeki yenilmezlik serisine son verdi. zaten bu sefer çok da fazla olmamıştı.
son verdi diyorum. çünkü bence tek sorumlusu kendisi.
jailson oldukça iyi bir orta saha oyuncusu. bu sezon inatla stoper oynatıyor onu ersun hoca. sanıyorum antalya maçının 6. dakikasında yaptığı saçma hareket üçüncü hatası oldu. birincisi başakşehir maçıydı galiba. ikincisi alanya maçı. bu da üç. üç maçtan ikisini kaybettik. jailson'un zere suçu yok çünkü son adam olduğunu unutuyor arada...
ama tek problem bu değil bana göre. daha büyük problem ersun yanal'ın kazanan takım bozulmaz safsatası. gerçi oynayan takım kazanmadı da. gs maçında deplasman bereberliğini galibiyet sayıyor olsa gerek ki aynı onbir ile çıktı. şimdi, galatasaray karşısında, deplasmanda, tolga, emre, gustavo, ozan şeklinde bir orta sahayı anlayabiliyorum. deplasmandasın, rakip de öyle ya da böyle cimbom. ama kendi evinde, antalyaspor karşısında aynı ortasaha ile çıkmayı anlayamıyorum. mal gibi altıncı dakikada gol yedikten sonra şapkadan tavşan çıkartmaya çalış dur. isabetli orta yapamayan beklerle habire orta yap. işin mucizelere kalsın.
ben şahsen kendisinin galatasaray maçında da beraberliği hediye ettiğini düşünüyorum. kendi tarzı olan dikine futbolu solda tolga, sağda ozan ile oynayamaz çünkü. hadi sakatlıklar vesaire ama deniz ve ferdi ile başlamanın ne zararı var. sola kruse'yi atıp zacj ile de başlarsın. ama 6. dakikada golü yedikten sonra, antalya gibi iyi kapanan ve iyi bir kalecisi olan takım karşısında, artık çok geç o hamleler.
bir kez daha yineliyorum. ersun hoca, fenerbahçe'nin aradığı hoca değil. isterse bu sezon şampiyon yapsın takımı, yine de değil.
ha bir de, ikide bir çıkıp çıkıp "bu sezon şampiyon olacağız!" demesin lütfen. eğer diyorsa, ona göre bir kadroyla çıksın en azından.
Jailson ısrarı ile sürekli gol yiyoruz ve takımdaki stoperler Jailson’u kesemiyorsa niye para veriyoruz ki?
Takım pozisyona giriyor ama son vuruşlarda hep bi beceriksizlik var. Ortalar da rakibe gidiyor. Bunları aşmalıyız. Ha “al sana dikine futbol:)” diyorlar; e alanyaspor maçı haricinde tüm rakipleri ezmişsin, o n’oolacak? fenerbahçe 7 maçın 6’sında da rakibinden iyi oynadı ve eksikler dönünce daha iyi olacak. İnancım tam. Şahsen izlerken zevk alıyorum, almayanlar yan pas izlemeye devam edebilir.
Bi parantez de yönetime: Hakem hataları inanılmaz derecede komik ve art niyetli. Yönetim de hala izliyor. Fenerbahçe’nin haklarını savunamayacaksanız, o koltukta niye oturuyorsunuz?
Ayrıca hep puan kaybında bu başlık hortluyor, enteresan.
hakkında yazınca, fener puan kaybedince aykutçular hakkında yazıyor şeklinde damgalanmanıza sebep olan teknik direktör. gerçi kazanınca da yazmıştım. şampiyon olsun, yine yazarım, fener'in teknik direktörü olacak adam değil diye.
evet geçmişte bizi nisan ayında şampiyon yaptı. helal olsun. ama lig artık o lig değil. takımlar artık o takımlar değil. o takımların o zamanlarda en büyük gelir kapısı yerli futbolcu çıkartıp ya da yabancı bir futbolcu bulup onu büyük takımlardan birine satmaktı. şimdi ise, ligde kalıp yayın gelir havuzunda kalmak için mücadele ediyorlar. yabancı sınırının yüksek olması sayesinde de uygun maliyetle iyi futbolcuları bulup getiriyorlar. haliyle yanal'ın nisan ayında şampiyon olduğu günler mazide kaldı artık.
sezon başından beri anlamsız şeylerin peşinde. evet, çok eksikle başladı. bir sürü sakatlık oldu. bir sürü hakem hatası oldu. şoför atladı, lastik patladı. bugün kaybettiği maçta bile 3 isabetli şutta 2 gol yedi fener. ama artık yeter arkadaş.
son dünya şampiyonu fransa'nın kadrosunda yer alan adil rami denilen adam kulübede otururken, şu ana kadar bireysel hatalarıyla 11 puana mal olmuş jailson hala stoper oynamaz. bak bugün de ıska geçti, ilk golü yedik.
sol bekin yok. eyvallah. gustavo oynamış ama dirar idare ediyor. ona da eyvallah. isla sol bek oynamış, dirar yine tamam. falette sol bek oynar ama kupada iyi oynasa da o yeni geldi. hasan ali iyileşmiş, kupada oyuna almışsın, hadi onu da cimboma saklıyorsun belki. lakin asıl mevkisi on numara olan deniz'den sol bek yaratma çabası neden? ferdi'den de sağ bek yaratmaya çalışmıştın, çocuk isyan etti olmadı. ama neden lan neden? biri bana anlatsın? deniz saçma bir çalım yer, al sana ikinci gol. altay neye atladı onu da bilen yok gerçi...
şimdi yönetimdekiler yine hakem makem derler. hakemlik bişi ben görmedim ama desinler. arkadaşım sende teknik direktör yok. bunu göremiyor musun?
elindeki kadroyu en kötü kullanan adamdır ersun yanal. ali koç geldiğinde aykut kocaman kalsa, bundan daha kötüsünü o bile yapamazdı zaten...
buradan söylüyorum, tolga'yı da evlatlık alsın. daha önce tolgay'a takıktı, tolga'yı bulunca ondan vazgeçti. t, o, l, g ve a harflerine zaafı var galiba.
Hakkında daha önce de birkaç girdi oluşturmuştum.
İşin açığı Ersun Yanal geçen sezon küme düşme hattında olan Fenerbahçe'ye geldiği için sevinmiş ancak sezon sonunda gönderilmediği için üzülmüştüm.
Neden mi? Çünkü; geçen sene o takımı ancak ve ancak ligin dinamiklerini bilen, yerli bir hoca kurtarabilirdi. Gelen kişinin Ersun Yanal olmasına sevinmedim yani. Yerli oluşuna sevindim. Bu sezon ise mutlak suretle yabancı bir hoca gerekiyordu, yönetim eldekiyle devam etme kararı aldı, yanlıştı.
Nisan ayında fenerbahçe'yi şampiyon yaptığında o sezon ligin en iyi, Avrupa'nın da birçok takımında banko oynayacak iki bekine sahipti Ersun yanal. Gökhan ve Caner.
Stoper olarak kullandığı oyuncular Yobo, Alves ve Egemen. Üçü de son derece kaliteli. Hem sol bek hem de stoper rotasyonunda sırıtmayan ve kaliteli sayılabilecek isim Kadlec. Mesela bu sezon kadlec tipi bir oyuncumuz olsaydı, 6-7 puan daha fazla alabilirdik. O kadar eksik takımın sol bek rotasyonu.
Orta alanda Mehmet Topal, Xabi Selxuk, Baroni, Meireles, Emre var.
İleride Sow, webo, kuyt, Stoch ve emenike var.
Rotasyonda daha birçok kilit isim var ki Rotasyon olarak kullanıldığında son derece iyi katkı verebilecek. Hepsini yazmaya lüzum yok.
Yani her açıdan yırtıcı ve yıpratıcı bir kadro. Dolayısıyla Ersun Yanal'ın tek bildiği futbol felsefesi olan ''şok pres ve kanat oyunu'' prensibine son derece uygun oyuncular. Hatta öyle ki bu oyunculara ne yapması gerektiği söyle, kondisyon yüklemesini yap ve sonra otur, izle. Kendileri de zaten otomatikman o oyunu oynarlar.
Anlatmak istediğim şey yanal'ın iki iyi kanat bek, iki skorer kanat ve delici forvet olmadan ''şok pres ve kanat oyunu'' futbolunu oynatamayacağıdır. Nitekim oynatamadı ancak diretti. İlla olacak dedi. Olduramadı.
Bir de nereden edindiyse değişik takıntılar edinmiş. Tolgay'ı aldırdı. Sonra Tolga'ya da sahip çıktı. Eğer sakat olmasaydı Tolgay da tıpkı tolga gibi bu sezon defalarca 11'de göreceğimiz isimlerden olacaktı.
Futbol açısından Geri kafalı bir isim olduğu tarafımca aşikar. Bağnaz ayrıca. Şapkadan tavşan çıkarmaya çalıştı, olmadı ama kendisi de vazgeçmedi bundan. Tolga'dan Sow, Dirar'dan Caner yaratamazsınız. Kruse kanat oynamaz. Jailson'dan stoper olmaz. Emre küstürülemez. Gerekiyorsa her maç dakika 70'lerde alır, onun gibi bir yeteneği diri tutarken, aranızı da sıcak tutarsın. O da takımı gerçek bir kaptan edasıyla ayakta tutar. Çarklar hiç durmadan çalışmış olur böylece. Hiçbir şeyi beceremedi. Beceremediği gibi işin de içine etti.
Ne ''haşortmanlı'' Aykut Kocaman ne de ''tekneci'' Ersun Yanal bu kulübe hizmet etmeli şu saatten sonra. En azından uzunca bir süre böyle olmalı, ikisi de uzak tutulmalı kulüpten. Koca dünyada başka hoca mı kalmadı canım?
Son olarak fanboylar için birkaç çift kelam edelim. Güle güle hocamcılar için yani. Sevebilirsin, saygı duyuyorum ama onsuz olmazmış gibi bir tavır takınamazsın. Eldeki kadro ile bu kadar diye bir şey yok. Gerçekten iyi bir hoca, böyle bir kadroyu da gayet şampiyon yapabilir.
10 tane stoper aldın kardeşim, 3-4-1-2 oyna. 3-5-2 oyna. İlla bek oynatmana gerek yok. Dirar zaten kanat bek/sağ ön karışımı bir oyuncu, Isla da gayet verimli olur zira kariyerinin büyük kısmını kanat bek olarak geçirdi, orta sahanın sağında. Sola da Garry ya da Ferdi'yi koy. Bir tarafın defansif ağırlıkta diğer tarafın ofansif ağırlıkta olsun.
Onu da mı yapmadın? 4-2-3-1 oynamaya devam et, sol beke altyapı oyuncun olan Abdül'ü koy. Kiraladığın abdül. O da mı olmadı? Tecrübe abidesi ve sol ayaklı oyuncun olan Gustavo'yu sol beke yerleştir. Sırıtmazdı emin olun. Geri kalan tüm pozisyonlarda oyuncuların var zaten. Şok pres oyunundan vazgeç ve bu kadroya uygun olan başka bir oyun bul. Senin işin bu. Yapamadı, beceremedi.
Noktayı da kötü oynayan, hatta sezon boyunca neredeyse hiçbir şey oynamayan Galatasaray'a kadıköy'de yenilerek koydu. Bunu iyi becerdi ama. Vallahi iyi hoca he?
Hadi ağabey hadi...