Nedenini anlayamadığım sorundur. Kulzos yazarlarının burada ciddi bir eksiği var.
Birçok yazarımız burada kaliteli içerik üretmeye ve buraya bir şeyler katmaya çalışırken onlara yorumlarda, hiç olmazsa oylamada destek olmamız gerekirken biz sadece okuyor geçiyoruz. Eksi artı fark etmez, girdiyi yazan yazar en azından bir dönüt alabilmeli. Umarım bu sorunu da aşarız.
İnsanların bir şeyleri okuyup geçmeye de hakkı var. Beğendiği bir girdiye "dur beğendiğimi belli edeyim" , beğenmediği girdiye "beğenmediğimi belli edeyim", "daha sonra tekrar okurum" veya "çok hoşuma gitti, yazar bunu beğendiğimi bilsin" dediği yoruma "kalp bırakayım (favorileyeyim)" deme hakkı da var.
Öyle de yapıyorlar.
Nedir bu her yerde bir beğenilme çabası, bir geri bildirim merakı? Hayır, anlıyorum, yazılan girdiye geri bildirim gelmesi okunduğunu hissettiriyor, alınan favori çok hoşa gidiyor tamam da bunlar olmadığı zaman da kim ne yazmak istiyorsa yazsın zaten.
Her yerde var bu beğenilme, geri bildirim kaygısı.
Gereksiz bence.
Ek: Yukarıda "anlıyorum" demiştim, açayım: Benim de hoşuma gidiyor böyle şeyler.
Ama bunun dilenciliğini yapacak değilim. Kimse beni veya bir yazarı mutlu etmek zorunda değil.
Ayrıca oylamış olmak için oylamak apaçık yalandır yahu. Darth maul suratıma bakıp da "çok güzelsin" demektir, Marilyn Monroe suratıma bakıp da "bokum gibi" demektir.
Ha, yine de siz bilirsiniz tabii.
Benim yalan yere oylayacak 1 saniyem yok ama bunları yazacak dakikam var. Çünkü niye? Bunları yazmak "istedim".
Ben istedim, ben. Kendim istedim. Kendi hür irademle yazdım. Kimsecikler tutup da "maraz şuraya niye yazmıyorsun" demedi.
Sorun olan durumdur çünkü yazılanlar okunmuyor hissiyatı uyandırıyor ve aslında burası diğer başka bazı sözlüklere göre çok daha fazla aktif yazar ve nitelikli girdiye sahip olmasına rağmen sanki ıssızmış gibi görünüyor bu sebeple.
Okunan yazıyı oylamak 1 saniye sürüyor sadece, artı ya da eksi hatta hiç sevmesem de ılık. Bence herkes yapabilir. Kimse "ben yazdığım okunduğu ve hatta sevildiği için mutlu olmuyorum" demesin. Varsa da çok azdır, çoğunluk oylanmaktan hoşlanır. Hele bir de seri oylayanlar var ki, onlar candır.
az oy veren bir insan olarak bu sorunun sebeplerinden birisi de ben olabilirim. ancak neden okunmadığı hissiyatını uyandırdığını çözebilmiş de değilim. misal bu başlık ben bu girdiyi yazarken 40 kere görüntülenmiş. 4 tanesi benimdir, 4 kere girip çıktım bu başlığa çünkü.
neden az oy veriyorum. bilmiyorum valla. aa bunu çok beğendim ama oy vermeyeyim ya da bu çok tiksinçmiş ama yine de oy vermeyeyim gibi bir düşüncem yok. vermiyorum ama yine de. bilinçli bir hareket de değil. ne bileyim. oydan çok yorumu tercih eden birisiyim belki de... sözlükte en çok yorum yazanlardan birisiyim sanıyorum. en çok yazan da olabilirim.
bir de oylamaların farklı hesaplarla art niyetli bir şekilde getirdiğimiz bir kontrol sistemi var idi. bu sistemdeki baraja takılan kişi sayısı yok denecek kadar az. ama yine de bu sistemin oy verirken yarattığı bir yavaşlama söz konusu. yani tıkladığın an şak diye gerçekleşmiyor. saniyelik ya da milisaniyelik gecikme söz konusu. çünkü tıkladığın an söz konusu kontroller çalışıyor. kaç tane girdisi var, kaç tane ne oyu vermiş, katsayıları uygun mu diye bir hesaplama yapıyor. sanıyorum onu da kaldırmak gerekecek. çünkü sözlük büyüdükçe o kontrolün yarattığı gecikme de gün ve gün büyüyecek.
sözün özü, okunuyor yaf yazılanlar. ama oylama çok başka bişi. herkesin kişisel tercihi. kimisi her önüne gelene veriyor, kimisi? aha kafa dağıldı.. kendimi dağıttım yazarken. hay bin kunduz.
genel olarak pek de nazik bir toplum değiliz. teşekkür etmek, lütfen demek, asansörde günaydın demek daha bunun gibi pek çok davranış çok uzak bizden. hatta gelinen noktada ezik, ılık filan gibi değerlendirmeler bile yapılabiliyor böyle davranan insanlara. girdi oylamak da bir nezaket. ortada yazılmış bir şey, verilmiş bir emek var. görmezden geliyoruz. çünkü dilimiz aferin demeye alışkın değil. bize sunulan şeylere teşekkür etmeye alışkın değiliz. önümüze konan her şeyi doğal hakkımız olarak görüp hunharca tüketiyoruz. bu sözlüklerde yazanlar da toplumun eliti. en azından düzgün cümle kurma becerisine sahip türkçeyi doğru kullanan insanlar. bunu küçümsemeyin. facebook, twitter vb sosyal medyada biraz gezinince farkı farkedersiniz. buna rağmen kültürel yapı hepimizin içine işlemiş. farkında olmayarak içselleştirdiğimiz bu davranış biçimiyle bilinçli olarak ve topyekun mücadele etmek gerek. çıtayı yükselttim kusura bakmayın.
Oy verilmeme favorilememe sebebi verilen oyların profilde görünmesi, çok oy verip favoriledğin yazarın profilinde görünmesi gibi esasen bana göre bir okuyucunun özelinde olan ve olması gereken şeylerin havada uçuşması. Gizli bir rekabet, beğenmeme, çok oy veriyor okuyor olmama eğilimi var. Beğendiğini açık etmeme eğilimi. Birkaç küçük sözlüğü inceleyin ve verdiği oy aldığı oy gibi sekmelerin görünmediği, yalnızca girinin aldığı oy favori sayısı göründüğünde oylamanın arttığını görürsünüz. Çünkü oy sayısı görmek okuyucuyu da oylamaya itiyor. Diğer türlü insanın aklına gelmeyebiliyor.
İkinci bir sebepse bir çok girinin her okuyucunun alanına girmemesi. Başlıklarda öyle gündem denilecek kadar girdi birikmiyor zaten. Meraklısı az bir konuda yazılan iyi bir girinin az oy alması da olağan.
Sözlük dışında hiçbir sosyal medya hesabı bulunmayan bir insan olarak oylama konusu bana sözlükte gereksiz ve anlamsız geliyor ve olmasa daha iyi olur diye düşünüyorum ama var olduğu için okuduğum beğendiğim girdileri ortamın rituellerine uyarak olumlu şekilde oyluyorum.