1984'te kurulmuş, 5 yıllık müzik serüvenine 2 albüm, birer single ve demo sıkıştırmış, 1989'da dağılıp 2000'lerin sonuna kadar ortalıkta görünmemiş, 2010'dan beri gel-gitli bir tutum sergileyen grup elemanları sebebiyle kısa bir süre öncesine kadar dağılıp dağılmadıkları dahi bilinmeyen bir yapıya bürünmüş amerikalı heavy metal grubu. neyse ki "kısa bir süre öncesine kadar". çünkü neredeyse 30 yıl aradan sonra yeni albüm çıkarttılar.
hemen hemen 35 yıllık geçmişe sahip bir grup olarak, toplamda 3 stüdyo albümü çıkartabilmiş olmaları heavy metal hayranları için çok üzücü (hem de bu 3 albümün hepsi de farklı farklı plak şirketlerinden çıkmış durumda). nuclear blast'in kendilerine albüm çıkartması müthiş olmuş. fifth angel ve time will tell 'den sonra the third secret 'ı hiç de azımsanmayacak bir süre boyunca beklemiş insanlar illa ki vardır. yüreklerine su serpilmiştir umarım.
nuclear blast albümü satışa çıkaralı 2 hafta kadar olmuş. ilk iki albümün solisti ted pilot artık müziği bırakıp dişçi olduğu için bu albümde kendisi yok. grubun daimi davulcusu ken mary yerli yerinde (işlerini de iyice ilerletmiş, "profesyonel ses mühendisi" yazıyor kendi sitesinde bile). "time will tell"'de gruba solocu olarak katılan kendall bechtel bu albümün bütün gitarlarını (akustik, ritim ve solo; hepsi birden) çalmış ve ana vokalini tek başına kotarmış. bassçı john macko da yerinde. ken mary'nin heavy metal kariyeri gerçek bir ansiklopedik kaynak olabilir çünkü alice in chains ve accept günlerinde yaşadıklarını anlatarak çevresine göz kamaştıran bir ışık saçabilir. flotsam and jetsam'ın yeni davulcusu da kendisi olmuş. sanırım davulun tepesinde ölecek.
"the third secret", güzel bir modern heavy metal albümü olmuş. bechtel'in '80'lerden fırlayıp gelmiş vokali nefis. sesini yer yer bruce dickinson'a benzettim ama özellikle nakaratlardan hemen önce yaptığı "ıımh"lar bruce'ta yok tabii. bu küçük ayrıntı müthiş bir özgünlük katmış sesine. albüm biraz hafif başlıyor ve can you hear me'ye kadar öyle gidiyor. belki de ben alışamadım albüme, o da olabilir. can you hear me'nin çığlıklarla akan nakaratına aşık olduktan sonra ise, bir anda yamaç tırmanmaya* başlıyoruz. this is war'ın küçücük ama tüyler ürperten solosu, albüme adını veren "the third secret"'ın kan kaynatan ritmi, shame on you'nun "selam bebeler, biz '80'lerde unuttuğunuz gruplardanız" haykırışı ve albümü kapatan hearts of stone'un thrashvari gitar riffleri baya güzel olmuş. benim gibi eski kafa heavy metalciler için yudum yudum değil, doğrudan kafaya dikip içilebilecek kadar elle tutulur bir müzik yaptıkları için the third secret'i çok sevdim.
babaları bir 30 yıl daha ortalarda göremezsek ve şimdilerde akranım olan herhangi bir heavy metalci 2050'lerde halen sağ olursa, benim yerime bu albümden bir şarkı açıp dinlesin. 70 yıl geriye dönük, yüzü hep ileriye bakan, hiçbir zaman ölmeyecek heavy metalin keyfini birlikte çıkartabilirz belki böylece. son albümü nefis olmuş fifth angel'ı dinlemenizi şiddetle öneririm.