bu albümün başlığı nasıl açılmaz yahu dedirten; 9. opeth stüdyo albümü. mikael akerfeldt'in brutal vokallerini son kez tadabileceğiniz son opeth albümüdür.
fredrik akesson'un gruba katılmasıyla; daha fazla progressive öğe içermesiyle birlikte; gitar soloları da bir o kadar karmaşık hale gelmiştir.
ayrıca opeth diskografisinde bir mihenk taşıdır kanımca...
hadi gelin parçaları inceleyelim
coil: opeth'in bayan vokal barındırdıran ilk ve tek parçası. 12 telli bir akustikle bizleri karşılayan, albümün açılış parçası coil; sakin ve melankolik. mikael akerfeldt'e eşlik eden bayan; yeni davulcu martin axenrot'un kız arkadaşı olan nathalie lorichs.
heir apparent: triton'un kullanıldığı girişiyle, kapkaranlık bir ortama sokan, brutal vokallerin yüzünüze yumruk gibi indiği bir parça. coil'den sonra silkeleyip kendinize getiriyor. sadece brutal vokal içeren 3. opeth parçası aynı zamanda *
the lotus eater: blastbeat'ler ile öne çıkan bu parça; brutal ve clean vokallerin harmanlanarak sunulduğu yüksek tempolu bir parça. çok dinleyince yorabilecek türden.
burden opeth'in yaptığı en iyi işlerden biri. melankolik, duygu yüklü... opeth'i ilk dinleyecek birine önerilebilecek bir parça. karşılıklı gitar soloları, ortadaki hammond solo, tam bir progressive şaheseri. dinleyip de sevmeyen yoktur eminim. outro'da ana arpeji çalan gitarın akordunu bozup keh keh eden mikael'e anlam veremedim ancak, eğlenmiş adam kendince diyip geçtim. dinleyin, dinlettirin...
porcelain heart aksak davul ritimleriyle ön plana çıkan parça; martin axenrot'un ben de buradayım, opeth'deyim dercesine olmuş. en sevdiğim kısmı interlude kısmı oldu. genel olarak parçayı çok sevmedim, bana biraz ticari geldi.
hessian peel: albümün ikinci ağır toplarından hessian peel; gerek clean gerek brutal vokalleriyle, gerçekten olağan üstü. riffler çok başarılı geçişler olgun. hiç bir melodi sırıtmamış. akustik gitarlar takdire şayan.
hex omega: bu parça giriş riff'iyle şöyle bir kendine getiriyor adamı. vokaller güzel. ve outro riffi iki notayla nasıl bir beste yapılabileceği üzerine serdar ortaç'a ders verir nitelikte.** kapanış riff'i yazılmış en iyi opeth riffleri arasına girebilir.
watershed; gerek sözler, gerek vokal ve güfteleriyle, alışılmış opeth çizgisinin dışına çıkan; biraz power metal, biraz death metal çizgileri içeren bir albüm. keşke hep bu çizgide ilerleselerdi dediğim albümdür.