göztepe'nin gayet haklı bir galibiyet aldığı maç oldu. gönülden tebrik etmek lazım. beto o penaltıyı çıkartamasa belki bjk farklı bir sonuç çıkartabilirdi ama o penaltının kaçmasıyla her şey değişti...
beşiktaş'ta atiba hutchinson ve biraz da gökhan gönül dışında çaba gösteren yok gibiydi. her açıdan kötüydü beşiktaş. ya da her açıdan onları kötü gösteren bir göztepe vardı sahada. göztepe daha çok istedi ve istediği sonucu aldı.
tiyatrocu aydınusun anadolu takımlarına olduğu zaman benzer pozisyonlar, var'ı dinlemeye bile tenezzül etmediği pozisyonlarda, söz konusu büyük kulüp olunca nasıl bonkör davrandığını gördük.
oğuzhandaki 3.5 senelik geriye gidiş bu maçta da kendini gösterdi. haksız verilen penaltıyı gole çeviremedi. ilk yarı ortada olan maçı ikinci yarı göztepe hakkıyla kazandı. boşver ligi bjk. avrupada başarılı olsan iyi
fırat aydınus'un maçı katletmek için hem çaktırmadan hem de açık açık fikret orman'a oynadığı (orman'ın maçtan önceki açıklamalarında var'a işaret etmesini nereye çekerseniz, oraya gider), göztepe'nin ilk yarıda geride bekleyip ikinci yarıda vurduğu maç. bir istanbul takımını yenmek çok güzel tabii ama 9 maçta 15 puana ulaşmış olmak daha da mutlu ediyor insanı.
şu maç futbol kurallarını objektif olarak okuyabilen herhangi bir uluslararası hakem topluluğu tarafından yönetilseydi, istanbul takımının maçı 11 kişi bitirmesi mümkün değildi. tolgay'ın tabanıyla borges'in baldırına bastığı pozisyon, gökhan gönül'ün aynı şekilde castro'ya girdiği pozisyon ve lens'in maçı 5 faulle (ilk faulünde sarı kart gördü 40. dakikada. 71. dakikada mustafa pektemek'le değişti) atılmadan tamamlayabilmiş olması tabii ki anaakım medya tarafından konuşulmayacak bile. quaresma'nın sanırım castro'yla bir ikili mücadelesine geliş şeklini de görmezden gelecekler. tolgay'ın müdahalesini herhangi bir anadolu takımı futbolcusu hem de istanbul'da oynanacak bir maçta yapmış olsaydı, doğrudan atılır, en az da 3 maç ceza alırdı. kimse martaval okumasın bana "var sistemi çok güzel" diye. tolgay'ın bu pozisyonu aydınus'a kulaklıkla iletildi. kendisi gidip izlemedi bile. penaltı pozisyonunda ise, roco'nun reis'i sol koluyla itmesini (pozisyonu tekrar tekrar izlemesine rağmen) görmedi, göremedi. onun yerine, bu darbeyle sendelemiş reis'in elle oynamasını gördü (müdahale olmasaydı, penaltı doğru karardı bence).
iyisiyle, kötüsüyle hedeflere doğru atılmış bir adım daha izledik bugün göztepe'den. sonraki 2 maçımız kasımpaşa gazisi, muhtemelen avrupa maçı yorgunu akhisar'la manisa'da ve henüz deplasman galibiyeti bulunmayan rizespor'la izmir'de olacak. 11 maçta 21 puana ulaşırsak, hedeflerden birine ulaşmanın sınırına gelmiş olacağız. göztepe başlığında yazdığım son girdide de dediğim gibi; daha güzel günler göreceğiz.