kaptan , kitap okumayı, yazmayı, sansürü, "desteklenen" yazarları, engellenen yazarları çok güzel anlatır. her zaman olduğu gibi ıspatlarıyla yapar bu işi. bağzı yazarlara giydirir tabii iktidarlara da. güzeldir, meraklısı okumalıdır.
"…cinsel, estetik merceğinden geçti mi müstehcenliğini kaybeder. onu hala müstehcen sayanların, müstehcenlik kendi içlerindedir (…) hele müstehceni aşmış, estetik ölçütler içersinde erotisme düzeyine ulaşmış beşeri içeriğin "ahlaka aykırılık" bahanesiyle sansüre uğratılması, koğuşturulması düpedüz ilkellik! çünkü bu kafa, siyasal özgürlüğün ekonomik özgürlükten, her ikisinin estetik özgürlükten ayrı ele alınamayacağını, hepsinin bir bütünü oluşturduğunu bilmeyen kafadır ki, tanrı adına çıplak heykeli mahkum ederken, tanrı'nın insanı çıplak yarattığını unutur…"
….
"her gün hesaplaşacağız, bazen ben sizin ayağınıza basacağım, bazen siz benim; sürgit bir eleştiri, özeleştiri ortamında adeta ortaklaşa bir fıkracılık modeli oluşturacağız; yani bu iş ciddi, sorumluluğu bu satırların yazarına düştüğü kadar, okuyanlarına da düşüyor; yine yanılmış diye burun kıvırıp, kaytarmaca yok; yazacaksınız, yanılgı nerdedir, doğrusu ne olabilir; tartışacağız, iyisini elbirliğiyle araştıracağız. hadi, hazır mısınız? ben hazırım, ne eleştirmekten korkarım, ne eleştirilmekten; üstelik o çok sevdiğim kusurumu hala düzeltemedim: fena halde doğru söylerim!..."