Bir donem iskoclarin ayaklanmasina neden olur. Ingilizler kilisenin basi artik papa degil kraliyettir dediginde... - kilisenin tek basi vardir, o da isa'dir. Papadan kurtulduk bir de siz mi ciktiniz basimiza mina goduklarim! Diyerek tum iskocya ingiltereye savas acar.
Su anki hali ise eski gunlerinden cok yoksun, papalikla artik hic farki kalmamis kilise. Bir donem yedi duvele aslanlar gibi posta koymus bir kilisedir.
People, what have you done Locked Him in His golden cage Golden cage Made Him bend to your religion Him resurrected from the grave From the grave He is the God of nothing If that's all that you can see You are the God of everything He's inside you and me So lean upon Him gently And don't call on Him to save you From your social graces And the sins you used waive You used to waive the bloody church of england In chains of history Requests your earthly presence at The vicarage for tea And the graven image you know With His plastic crucifix He's got him fixed Confuses me as to who and where and why As to how he gets his kicks He gets his kicks Confessing to the endless sin The endless whining sounds You'll be praying 'til next Thursday to All the Gods that you can count
protestanlıktan hiç hazzetmeyen viii. henry'nin bazı mecburi sebeplerden ötürü kurmak zorunda bırakıldığı kilise.
aslında viii. henry'nin amacı "ya arkadaş ben ingiltere kralı değil miyim? o sebeple ülkemde kuralları ben koyarım." demek istemek olsa da, işler henry'nin düşündüğü kadar basit olmamış ve ortaya katolik kilisesi temelli bu kilise çıkmıştır.
kilisenin uygulamaları ve teolojik doktrini neredeyse katolik kilisesi ile aynıdır. ama katolik kilisesi'nden ayrı olduğu için de protestan kilise sayılmaktadır.
i. elizabeth de katolik kilisesi ile protestanlık arasında bir orta yol bulmaya çalışmış ve böylece "93 tez" ortaya çıkmıştır. elizabeth, tapınma şeklini tamamen katolik kilisesi ile aynı yapmış ama kilise organizasyonunda reformcu bir çizgi izlemiştir.
bir de milli bir kilise olsa da, uzun süre ingilizce'yi kilise içine sokmamıştır.
günümüzde daha çok eski ingiltere sömürgelerinde (mesela mısır, abd gibi ülkeler) yaygın bir hristiyan mezhebidir. ankara'daki rahibi de bir hanımefendi.
2034 yılında 500 yaşına basacak olan kilise. ama 2034'ü göremeyeceği söyleniyor.
günümüzde sadece ingiltere nüfusunun %2'si düzenli üyeymiş. katoliklerde ise bu oran %4 civarında.
bu kiliseden kopmuş olan episkopal kilise'nin ise 30 yıllık ömrü kaldığı söyleniyor.
diğer anglikan kiliselerinin ise en fazla 2040'a kadar üyelerinin sıfırlanması bekleniyormuş.
anglikan kiliselere gidenlerin sayısı azalırken, katoliklerin ve müslümanların adadaki sayısı artıştaymış.
episkopal kilise de dahil olmak üzere, anglikan kiliselerinde çift inançlılık yaygınlaşmaktaymış. son zamanlarda "ben hem müslümanım hem de anglikanım" diyenler ortaya çıkmış.
Yine bir ingiliz mevzusu olunca kendimi tutamayarak yazıyorum.
İngiliz reformu ile İngiltere kilisesinin temelini atan kişi viii. Henry abimiz. Yine işin içinde farklı mevzular var, tek problem sıkıntı din mevzusu değil. (İşin içinde iş var*)
Problem aslında kralın istediği kişiyi boşayıp diğeriyle evlenememesinden çıkıyor. olaylar şöyle gelişiyor:
viii. Henry-tabi o zamanlar viii. falan değil, abisi ölünce (veliaht (Galler) prens Arthur) Aragonlu Catherine ile evlendirilmek isteniyor. Sebebi Catherinenin İspanya Kralının kızı olması. İspanya- İngiltere ilişkilerini sağlam tutmak isteyen vii. Henry Arthur ölünce onu küçük oğluyla baş göz etmek istemiş. Tabi büyük bir engel var. O da Katolik dinine göre kardeşinin karısıyla evlenmek, kişinin soyunun kurumasıyla lanetlendiği söylenir. E iş böyle olunca, kral, Katolik kilisesi lideri Papa'dan evliliğin onaylanması için yardım istemiştir. Papa, Katolik İspanya ve Katolik İngiltere desteğini de kaybetmemek için, eğer Arthur ile Catherinenin evlilikleri tamamlanmamış ise, kardeşi Henry ile ancak o zaman evlenebileceğini söylemiştir. Catherine evliliklerinin tamamlanmadığı hususunda yemin billah edince, Henry ile evleniyorlar.
Tabi evlilikleri biraz sonraları sıkıntılı. Henry tahta geçiyor. Her kralın istediği şey bir erkek çocuk. Gel zaman git zaman, Henry ile Catherinenin birçok çocuğu oluyor. Bunlardan biri herkesin duymuş olduğunu düşündüğüm 1. Mary- biz kanlı Mary deriz-(Bloody Mary), diğeri de çocukluğa gelmeden ölünce Henry zaten gözü dışarıda bir abimiz, lanetlendiklerini düşünüyor ister istemez ek olarak çözüm arıyor.
Burada bu konuyla ilgili ekleme yapmam gerekiyor. O zamanlar, kraliyetin içinde hatırı sayılır ailelerin başında Boleynler geliyor. Boleynin de iki güzel kızı var. Mary Boleyn , William Carey ile evlendirildikten sonra saraya, Kraliçenin nedimesi olarak giriyor. Keşke bunla kalsa, kralın metresi olup, iki çocuk da yapıyor. Bu arada kız kardeşi Anne Boleyn Fransa'da eğitimlerde + Mary Tudor'a (viii. Henry'nin kız kardeşi) nedimelik yapıyor. 1521'de babası onu İngiltere'ye geri çağırna dek, kendini çok da güzel yetiştirmiş olan Anne, döndüğünde kral viii. Henryi etkilemeyi başarıyor. Tabi önünde bir sürü engeller olan Anne, ilk önce kendi kız kardeşi Maryi ekarte ediyor. Kralın bir numaralı gözdesi olunca, kralı kendisiyle evlenmeye de ikna ediyor.
Yine önlerinde bir engel, Henry zaten evli! Katolik kilisesine göre zar zor evlenmek için Papa'dan izin alan İngiltere, şimdi evliliğin bozulması için başvuruda bulununca,(meğersem lanetlenmiş erkek evladı olmuyormuş, abisiyle evlilikleri tamamlanmış gibi bilgiler gidiyor Papa'ya, ki kadın ayrıca yaşlanmış) Papa, bir kere onayladığı evliliği, İspanya'nın yardımlarını da kaybetmemek için bozmayacağını söylüyor. Bu sebepledir ki, viii. Henry yüzünü Avrupaya dönmüş, Martin Luther King'in başlattığı akımı izlemiş, ölçmüş tartmış, kendine uydurmuş Anglikan Kilisesini (şimdiki İngiltere Kilisesi) kurmuştur. Anglikanizm mezhebini benimseyen Henrynin önünde boşanmaya dair engeller kalkınca, aşık olduğu Anne Boleyn ile sonunda evlenmiştir. (bkz: anne boleyn)
Daha sonraları ülkede din adına yapılan katliamlardan sorumlu kişidir.
Şimdiki İngiltere Kilisesinin başkanı kraliçe ii. Elizabeth'dir.