senaristliğin, yönetmenliğini ve yapımcılığını onur ünlü'nün yaptığı, başrollerinde serkan keskin, hazal kaya, öner erkan gibi isimlerin yer aldığı 2014 yapımı polisiye filmi.
eski bir boksör olan selman bulut şimdilerde bir camide imamlık yapmaktadır. camisinde bir cinayet işlenir ve sherlock holmes tarzı hisleriyle cinayetin çözümü için uğraşacaktır.
selam bulut ismi ah muhsin ünlü'nün bir şiirinden gelmektedir: ''bir yanımda kardeşim, bir yanımda selman adlı bir bulut''
İtirazım Var Bu Zalim Kadere
İtirazım Var Bu Sonsuz Kedere
Feleğin Cilvesine
Hayatın Sillesine
Dertlerin Cümlesine
İtirazım Var
Yarım Kalan Sevgiye
Şu Emanet Gülmeye
Yaşamadan Ölmeye
İtirazım Var
Ben Hep Yenilmeye Mahkum Muyum?
Ben Hep Ezilmeye Mecbur Muyum?
İtirazım Var Bu Yalan Dolana
Benim Şu Dertlere Ne Borcum Var Ki
Tuttu Yakamı Bırakmıyor
Benim Mutlulukla Ne Zorum Var Ki
Bana Cehennemi Aratmıyor
İtirazım Var Değişmez Yazıma
İtirazım Var Bu Dertli Şansıma
Sevginin Sahtesine
Hayatın Cilvesine
Dertlerin Böylesine
İtirazım Var
Yalan Dolu Gözlere
Durulmamış Sözlere
Dost Olmayan Yüzlere
İtirazım Var
Ben Hep Yenilmeye Mahkum Muyum?
Ben Hep Ezilmeye Mecbur Muyum?
İtirazım Var Bu Yalan Dolana
Benim Şu Dertlere Ne Borcum Var Ki
Tuttu Yakamı Bırakmıyor
Benim Mutlulukla Ne Zorum Var Ki
Bana Cehennemi Aratmıyor
İtirazım Var, Onur Ünlü'nün senaryosunu yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği 2014 yapımı polisiye komedi türünde sinema filmi.
Filmde öyle bir vaaz sahnesi varki şuanki bütün duygularıma tercüman oluyor. Buyrun
Bu da yazılı şekli ;
"İhtiyaçtan fazla mal haramdır, hırsızlıktır. Altın ve gümüş, yoksullar üzerinde, hegemonya kurmak için kullanılıyor. İnfak edilmiyor. Mülkte şirk koşuluyor. Kırkta bir diye bir şey tutturulmuş gidiyor. Komşusu açken tok yatmamak için zengin mahallelerine taşınanlar var. Peki sokaktaki açtan, yoksuldan haberiniz var mı? Bu dinin klasik fıkıh anlayışı, yeryüzünün sokaklarında aç gezen 1 milyar insan için ne diyor? O fıkıh, Ömer’i vuranların, Ebuzer’i çöle gömenlerin, Ali’yi hançerleyenlerin, Hüseyin’i susuz bırakanların, Medine’yi yağmalayarak 900 sahabe kadına tecavüz edenlerin ve Kabe’yi mancınıkla ateşe verenlerin fıkıhıdır. O fıkıhtan bir şey çıkmaz. O, zenginlerin, kodamanların, cariye ve köle sahibi olma peşine düşmüşlerin fıkıhıdır. Sultanların, harem ağalarının, zindandan İmam-ı Azam’ın kırbaçtan morarmış cesedini çıkaranların, kırkta bircilerin fıkıhıdır. Zaman, ayağa kalkmak zamanıdır. Ebu Zerr Gifari’nin dediği gibi ‘Geceyi aç geçirip de kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim... "
arabeskin milli şairi müslüm gürses'in en güzel şarkılarından biri, arabeskin milli marşlarından...
çok sevdiğim bir büyüğümü kaybettik 2 gün önce. mahalleden tanıdığım bir abimdi henüz 31 yaşında. 2 kez kanseri yenmişti ama bir kıçıkırık trafik kazasında... neyse, mekanı cennet olsun demekten başka çaremiz yok. dün gece feysbuk profiline bir bakayım dedim, acaba en son ne paylaşmış diye; ölümünden 2 gün önce itirazım var'ı paylaşmış...
yarım kalan sevgiye,
şu emanet gülmeye,
yaşamadan ölmeye... itirazımız var be abi...
sen hani hep derdin ya, "şu yüreğimi üzmeyin oğlum" diye, yüreğimizi yaktın be abi... umarım canın çok yanmadan, bir anda vermişsindir son nefesini...
itirazlarım itirazlarınız biliyorum. -bu bir itiraf değil o yüzden lütfen taşımayın entryi.- mezun oldum, işsiz kaldım şimdiyse özel sektörde kölelik yapıyorum. her gün tonla insanla uğraşıp ruhumun solmasını seyrediyorum fakat en büyük itirazım buna değil. itirazım topluma. birbirini ezen, hak yiyen, takip eden, taciz eden topluma. kadıköy'de kardeşim yaşında kız çocuklarının taciz edilmesine itirazım var. polisin tutanak tutmamak için diretmesine itirazım var. haksızlığa uğrayan insanların haklarını savunmaya kalktıklarında "değer mi ya?" denmesine itirazım var. birlik olamayışımıza itirazım var. yaşamak isteğimin yitmesine itirazım var. sokakta yürürken tedirgin olmaya itirazım var. www.youtube.com/...
türkiye'de kendi kendine dövünmekten daha ileri gidemeyen karşı çıkma durumu. sisteme karşı çıkamıyorsun, fetöcü diyorlar. bu yapılan yanlış, gençliğimizi yediniz, kadınlar ölüyor, hayvanlar katlediliyor diyorsun, tatlı su solcusu oluyosun. lan yanlış bir trafik cezası ya da fatura oluyor, önce öde, sonra itiraz et diyorlar. yani tam böyle demiyorlar da, bürokrasi o kadar uzuyor ki, zaten erken ödeme zamanı geçmiş oluyor.
işten kovuluyorsun, iş mahkemesine gideceksin, anandan emdiğin sütü burnundan getiriyorlar. avrupada ihtilaflı davalar bile üç, dört ayda sonlanabiliyorken, üç yıl boyunca, üstelik her geçen gün değerini sürekli kaybeden bir paranın peşinde köpek oluyorsun. itirazın var tamam ama, içinde patlıyor işte. sindirilmiş bir toplumuz, bunu kabul edelim.
kısacası, memlekette, farklı kutupların aynı tevazu ile kendini ifade edebilmesi ve bu konuda müzakere edebilmesi imkansız, üzgünüm.