yeni dünya çevirisi diye bir incili kutsal kabul ederler, bu incile göre teslis yoktur, baba-oğul- kutsal ruh aynı varlık değildir.
Kıyameti beklerler. Dinin kurucusunun daha önce bir kaç kere yalan çıkmış kıyamet kehanetleri olmuştur. bir sonraki için kesin bir tarih telaffuz etmekten kaçınıyorlar sanırım.
kan alıp vermezler. trafik kazası geçirdin mi yandın. Benzer şekilde plazma, kemik iliği gibi kan ürünlerini de kabul etmediklerinden düzgün lösemi tedavisi almaları da mümkün değildir. Bu bazen, şahitlerin çocuklarının hayati tedavileri almasına karşı çıkmalarına sebep olur, ahlaki i ve hukuki çatışmalara sebebiyet verir.
Batıda watchtower diye bir degiyi dağıtma ayağına, genelde bir yetişkin-bir çocuk kombosuyla kapı kapı gezerler. Amerika'da ısrarcı oldukları söyleniyor ancak ingiltere'de bir misafirliğimde kapıyı çaldıklarında hiç ısrar etmeden selam verip gitmişlerdi. Hoşgörü diyarı Türkiye'de herhalde can korkusundan bu tip manzaralara rastlamıyoruz.
1872 yılında amerika'da papaz charles taze russell tarafından oluşturulmuş bin dindir. charles russel kutsal kitapların yorumlandığı bir toplantıda kendi düşüncelerini belirtmiş ve bu yeni dinin temellerini atmıştır.
charles taze ruseell "bin yıl şafağı" isimli bir kitap yazmış ve bu kitap dolayısıyla kendini bir peygamber gibi göstermiştir. charles, kemik bir takipçi kadrosu oluşturmayı başarmıştır ve temelini attığı din yayılmaya başlamıştır. charles, 1916 yılında hayatını kaybetmiştir ve taraftarları tarafından "bin yıllık krallığın peygamberi" olarak adlandırılmıştır.
günümüzde yehova şahitleri dinlerinin kurucusunu charles olarak görmeyi reddederler. hristiyanlığın eski çağlardaki gibi yaşanmasına ön ayak olduklarını ve hristiyanlık dininin kurucusunun hz. isa olmasından dolayı yehova şahitliğinin kurucusunun da hz. isa olduğunu savunurlar.
Bu memlekette artık beni şaşırtacak şey olamaz derken çıtayı yükseltmiş tarikattır.
Bugün postaneye giden arkadaştan benim posta kutumu da kontrol etmesini istedim, telefonla arayarak bir sürü mektubun var posta kutunda alayım mı bunları dedi. Bende dalga geçtiğini düşünerek al tabii ki dedim. Geri geldiğinde gerçektende elinde 30 tane falan mektup vardı. Postanede çalışanlar bunlar bir şey bir şey dedi ama unuttum dedi. Gönderici hep aynı ad - soyad (sahte olduğu çok belli) gönderen adresi ise benim posta kutum. Mektupların hiç birisinde alıcı adı yok ama belli sokakta ve sitedeki sıradan bütün adresler var (mavigöl sitesi A blok D:1, D:2, D:3 gibi. sanırım google mapsten adres bakıp yardırmışlar). İlk başta bir site yöneticisinin tebligat yolladığını falan sandım ama alıcı isimleri olmadığı için bu da mümkün değildi. Alıcı isimleri yok diye postacı hepsini iadeye almış ve gönderici adresi de benim posta kutum olduğu için hepsi bana geri gelmiş. Merak edip birini açtım (haberleşmenin gizliliği diyeceksiniz ama benim posta kutumdan gönderilmiş ve tanımadığım birisi, tabii ki açabilirim) içinden yehova şahitlerinin tanıtım mektubu ve broşürü çıktı. Yazılı numarayı aradım çıkan yüzsüz ama kibar adam aradığım için ne kadar mutlu olduğunu anlatmaya başladı. Yahu diyorum neden benim posta kutusu adresimi kullanarak yolladınız mektupları, dur birisine aktarıyorum dedi. O kişi de başkasına aktarmak istediğinde yarın savcılığa gidiyorum, savcıya anlatırsınız diyerek kapattım telefonu. Şimdi bütün mektupları yarın savcıya götüreceğim. Zira; geri geldiği kadar veya belki daha fazla mektup adreslerine ulaşmış olabilir. memleketimin hoşgörülü insanları Ramazan mubarek gün hangi beyefendi bana bunu göndermek zahmetinde bulunmuş bir tanışayım diyerek postaneden benim bilgilerimi alabilir (KVKK mı? yapmayın lütfen burası Türkiye. PTT'de bir çalışan tanıdığınız varsa öğrenmeniz zor olmaz sanırım). sonra al başına belayı. Hatta mektup alanlar bile resmi olarak benden şikayetçi olabilir. Benim başımı böyle bir derde sokmaya ne hakları var bilmiyorum ama kendilerini Buda'ya ve yüce Türk adaletine havale ediyorum.
Bu arada tanımımın arkasındayım, Yehova şahitliği bir din veya mezhep değil, tarikattır. Kendi kapalı ve sorgulanamaz öğretileri vardır. Kitab-ı mukaddese inandıklarını söylerler ancak kendi yorumlarını ayetlerin üstünde tutarlar. Hiç bir hristiyan mezhebi tarafından hristiyan olarak kabul edilmezler. Örneğin Katolikler ve protestanlar birbirini ayetleri yanlış yorumlamakla suçlarlar ancak her ikiside bu hristiyan değildir demezler. Ama Katolik, Protestan ve Ortodokslar Yehova şahitlerini sapkın bir tarikat olarak değerlendirirler. Diğerleri için bakınız: Mormonlar ve 7. gün adventisleri.
Edit: Durduk yere günahlarını almayalım, PTT'den kontrol ettiğimde benim posta kutumu aynı anda bu arkadaşlara kiralamış olduklarını öğrendim. Buna şaşırmadım işte de, bir anahtar bende, diğer anahtar yedek olarak PTT'deyken, üçüncü anahtarı nereden bulup bu adamlara verdiler ona PTT çalışanlarıyla beraber şaşırdık. Sonuçta suç Yehova Şahitleri'nde değil, PTT'deymiş. 2015 yılından beri kullandığım posta kutusunu bir kaç ay önce bu arkadaşlara da kiralamışlar. Neresinden baksanız ağır cezalık suç. Entrimi de silmiyorum yazdı kaçtı olmasın diye, buradan günahlarını aldığım için özür diliyorum sadece. Yine de tanımımın arkasındayım.
aslında ben sevmem bu adamları pek. beni kadın yoluyla cemaatlerine bağlama çalışmaları bile olmuştu zamanında.* ama mevzu rusya olunca insan "iyi yapmışlar" diyemiyor. çünkü rusya'nın rus ortodoks kilisesi harici kiliselere sscb zamanından beri çok çektirdiği de bir gerçek. adamlar resmen "bir dine inanmak istiyorsanız hükümetin dinine inanmak zorundasınız" şeklinde takılıyor.
belki yehova şahitleri rusya'da uslu durmamışlardır. olayları pek bilmiyorum. öyleyse, elbette rusya'nın kendi iç işlerine karışmak olmaz.
rusya'dan kovulan bu kişiler ankara'ya da yerleşmişler sanırım. sıhhiye'de falan rusça stand kurmuşlukları falan da vardı.* kimse de dememiş mi ki bunlara "neden türkiye'de rusça stand açıyorsunuz?" diye acaba?
çook eskiden rastlantı sonucu adlarını duyduğum galiba din gibi bişey.
rahat 20 sene, hatta daha fazla oldu bunları duyalı. o tarihlerde sanırım ortaokula gidiyorum.
yaz tatilinde o tarihte bulunduğum köyde eve yakın diye arada petrol istasyonuna giderdim bazen. istasyonda çalışanların ve dinlenen müşterilerin oturduğu bi yer vardı, orda bu cemaatin bikaç dergisi duruyordu. pompacı abiye sordum ne bunlar diye. geçen birisi gelmiş dinlenmiş falan, giderken de buraya dergi bıraksam okur musun demiş. abi de köyde dergi mi var, bırak okurum demiş. adam bi sürü dergiyi oraya bırakmış. şöyle bi karıştırdım, anlatıyor da anlatıyor, biz şöyleyiz, biz böyleyiz, türkiye tarafından kanunen tanınıyoruz (öyle iddia ediyorlardı hatırladığım), yehova vs vs vs.
şimdi düşünüyorum da adamlar 20 küsür sene önce hiç duymadığım bir dini türkiye'de yaymaya çalışıyorlar, türkçe dergi basıyorlar, bir köydeki petrol istasyonuna bırakıyorlar, köylüler bizi kovalar mı diye de korkmuyorlar. (gerçi köyde pek durmamışlar)
gerçi, bana adam elindeki dergilerden de kurtulmaya çalışmış gibi gelmişti biraz.
o tarihten beri sanırım 10 seneden 10 seneye bir falan adlarını duymuşumdur. burda bu başlığı görmem de işte o 1 defalardan biri oluyor.