Extra bass özellikli kulaklıkla sevdiğin şarkıyı dinlerken, basslarının içine işlemesi... müzik zevkim vücut bulsa ve onu bir tanecik öpebilsem keşke. Evet bir tane.
Bazen hiç beklenmedik bir mesajla yıllardır farkında olmadan beklediğiniz ortanın yapılması ve sizin de bu fırsatı kaçırmayarak golü tam doksana takmanızdır.
anne olmak istemeyen kadınım. daha evvel birkaç ilişkimi de bu nedenle bitirdim, ya da bitirmek zorunda kaldım diyeyim. sonra kendim gibi biriyle tanıştım ve evlendim, buraya kadar her şey güzel. ancak farklılığa toleransı sıfır bir toplumda yaşadığımızdan eşimle sürekli "bebek ne zaman?" sorusuyla darlanıyoruz. bir noktada "eh yeter ulen" diyerek milleti trollemeye başladık.
bu trollemeler kapsamında 2 yıl kadar önce instagramda eşimle beraber çekilmiş iki fotoğrafı art arda paylaştım. birincisinde eşim elini karnıma koymuş, ikimiz de objektife bakarak hafif salak sırıtıyoruz, onun tepesine "biz aslında üç kişiyiz :))" yazdım; ikincisi de benim dilimi çıkardığım bir fotoğraf ve "şakaaa" yazıyor. tebrik eden oldu, yemedim diyen oldu, bir iki çocuklu arkadaş sitemlerini bildirdi, güldük eğlendik, geçtik.
akşamına bir mesaj geldi.
çocuk meselesinden ayrıldığım eski sevgililerimden biri: "tebrik ederim. bak evlenmem, çocuk yapmam diyordun, sen bile hayatın akışına karşı koyamamışsın, gördün mü?" yazmış.
"ah bebeğim, sen yorma güzel kafanı, ben akıtırım o hayatı canımın istediği yöne :))"
yazmadım,
"haklısın ya. demek ki senden çocuk yapasım yokmuş. doğru erkeği bulunca evlenilip çocuk yapılıyormuş lol"
yazdım.
Fonda çalan: "alçaklara kar yağdı üşümedin mi, Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?"
Kendisinden -tabi ki- bir daha haber alamadım. Acaba hangi aşamada hamile olmadığımı çözdü? Bebeğim yaa, yerim.
ağızda biriktirilen çekirdeğin yendiği o andır. ama öyle 3-5 tane değil. artık son çekirdeği çitleyemeyecek kadar ağız dolusu biriktirip, sonrasında keyfini çıkara çıkara çiğnemek gibisi yoktur. çekirdeklerin sivri tarafları yanak içine batacak mı tedirginliğinin üzerine bir de karşımda sevmediğim biri varsa biraz çiğnedikten sonra ağzımın içini gösteririm. zevk ikiye katlanır.
ayrıca, ağızda çekirdek biriktirebilmek hiç kolay bir iş değildir. güçlü bir irade ister. eğer iradeniz zayıfsa her çitlemeden sonra farkına varmadan çiğnemiş olursunuz çekirdeği. lütfen bu üstün yeteneğim kayıtlara geçsin. kulzos çekirdek çitleme şenliklerinde ağzımın içini göstermeyeceğime söz veriyorum. amma velakin, ben iradesizim biriktiremiyorum diyenle de seve seve paylaşırım.*
eğer makinelere hareket veren bir yazılım alanında çalışıyorsanız makinenin çalışması gerektiği gibi çalıştığını izlediğiniz an.
Günlerce kod yazıyorsunuz, optimizasyon algoritmaları geliştiriyorsunuz. olası senaryoları değerlendirip tedbirler alıyorsunuz. Hatalar yapıyorsunuz, aksıyor çalışmıyor ama illa ki o an geliyor.
Çalışıyor. Hem de şiir gibi. dans eder gibi çalışıyor. Robotun motorları gürüldüyor. pnömatik valfler, servolar uyum içinde hareket ediyor. Şartları değerlendirip kararlar alıyor. Uyguluyor, harekete geçiyor. Kodlara dökmeden önce kafanızda canlandırdığınız o hareketler, verdiğiniz kurallar... Evet tam olarak o noktadan geçecek, hızlanacak. Hedefe doğru yavaşlayıp hizalanacak. Olması gerektiği gibi.
İşte o an ihtiyaç duyulan tek şey bir sandalye. Oturup bir iki saat kod yazmadan izlemek için.
Pinokyo'nun canlandığını gören gepetto gibi izlemek için.
Demirden çocuğunun ilk adımlarını gören et ve kemikten bir babanın buna hakkı olmalı.
2 sade poğaça+vişneli meyve suyunu gömüp, manzaraya karşı sigara içmek. yurtta sabahları yapıyorum bu aktiviteyi. önce, sabah 10'da börekçinin o mis kokulu börek kokan dükkanında iki tane poğaçayı meyve suyuyla gömüyorum. akabinde tekrar yurdun yolunu tutup, bahçeye çıkıyorum ve işte o an geliyor. bahçeye çıkıp kulaklığı takarak bir gece önceki şampiyonlar ligi, uefa avrupa ligi veya herhangi bir ligin maç özetlerini sigara tüttürerek izliyorum. şu aktivite en az 10 orgazma bedel.