sahneye çıktığından beri tüm aşklarımıza, sevdalarımıza, hasretlerimize, sevinçlerimize, üzüntülerimize, heyecanlarımıza, öfkelerimize, sitemlerimize en az bir şarkı hediye etmiş sanatçı. kraliçe.
80’lere kadar turk pop müziğinde güçlü kadın, erkeği elinde oynatan kadın şarkıları varken sezen aksu ile daha duygusal, hassas, ağlayan kadın şarkıları domine eder olmuştur ve bu 82 darbesi sonrasına da denk gelmektedir...
SAnirim sezen aksu, bu yılların getirdiği ruhsal travmaları, özellikle kadınların (anne olan olmayan), en iyi ifade eden ismiydi.
Sevenleri genelde sadece sezen der kendisine. Türk pop müziğinin mihenk taşlarından, beste fabrikatörü denir kendisine. Bana hep bir formül üzerinden şarkı yapıyormuş gibi geldiği ve ses rengini sevemediğim için hiç bir zaman güzel gelmedi müziği. Onun yerine nilüfer daha evladır.
bu iki soruyu öyle bir düşünmeye başlarsınız ki, 2 asır geçer gibi gelir. kimler ulan kimler? sonra muhteşem gitar tınıları ve filüt yaranızı tentirdiyot gibi yakar. ardından kocaman bir g 3 mermisini kafanızda hissedersiniz
deli gözlerin, gelir aklıma gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir!!!
ölmek istersiniz. fakat işte öldürmeyen sezen öldürmüyor yazık ki. ahhh ulan ahh!! ın paslı, yağlı iğrenç çaresizliğiyle yaralarınızla baş başa kalırsınız.
Dinlemekten hep uzak durduğum medya karteli. Olumsuz duygularımın tohumlarının yeşermesi ortaokul yıllarıma dayanır. Tabii o yıllarda yediği haltlardan bihaberim. popülere karşı olan kişisel gıcıklığım, "en çok sevdiğin şarkıcı kim?" sorusuna herkesten istisnasız "sezen tabii ki!" cevabını duymak uyuz olma katsayımın artmasına yeterli bir faktördü.
Ama sonraları kim kimdir, ne yaparı merak ettikçe öğrenmeye de başlıyorsunuz. 2000'lerin başı şebnem ferah, özlem tekin, Teoman rüzgarlarının estiği yıllar... Hızlı bir ivme ile yükselen özlem tekin bir bakıyorsunuz ki birden bire müzik piyasasından siliniyor ve Şebnem rüzgarları esmeye başlıyor. Bize görünen sadece bu kadarken arkadaki hummalı çalışmaları çok sonraları öğreniyoruz. O yıllarda müzik piyasasını tek elinde tutan çok büyük(!) besteci, müzisyen sezen aksu özlem tekin'in piyasadan silinme operasyonun talimatları ile meşguldür. Neyse işin detaylarını ve daha hangi isimlerin önünü kestiğini internet taraması ile öğrenebilirsiniz. Şimdilerde iyi ki internet var da bir çok müzisyen dinleyicilerine ulaşmakta organize engellemelerle karşılaşmıyor. Ha bir de şu var: Ülkenin şu günleri yaşıyor olmasında payı olan yetmez ama evetçilerdendir kendisi.
Yıllar geçtikçe şahit olduğum bu olayların, çocukluğumdaki kişisel tutumumla beslediğim olumsuz duygularımı desteklediğini görmek güzel bir his. Kendisini dinlemeyerek Hiçbir şey kaybetmemişim.
muazzam bir sanatçıdır. besteleriyle ünlüdür. tıpkı dart oynar gibi kelimelerle insanın gönlünü tam 12'den vurur. "işte bu, işte bu! daha iyi anlatılamazdı" dedirten nice besteleri, sözleri vardır kendisinin. masaların da vazgeçilmezidir zannımca.
müslüm gürses ile yaptığı, unutulmuş parçalarından bir tanesini bırakmak isterim. hikayeli parçaları seviyorum, daha hoş geliyor. buyrun:
türk müziği bir inşaat olsaydı bu kadın hiç şüphesiz o inşaatın mimarı olurdu. hem geçmişte çok iyi işlere imza atmış, hem şimdiki dönem de çok iyi işlere imza atıyor, hem de gelecek dönemler de çok iyi işler çıkaracak kişi. umarım kendisini bir gün canlı dinleme şansına sahip olurum.
yetmez ama evet dediğinde biliyor muydu acaba, yetmez ama evet diyenler tarafından bugün linç edileceğini...
müzisyenliğine hiç bir laf etmem de, ne edersen onu bulursun.
kaldı ki piyasa dominasyonunda da pek de masum değil. söylenti dahi olsa mantıksız gelmiyor özlem tekin - şebnem ferah olayları.
yazdığı sözün ısıtılıp gündeme gelmesi ve linç edilmeye çalışılması bence anlamsız; zaten böyle bir şeye anlamlı demem saçma olurdu, ancak benim burada dile getirmek istediğim; her devrin adamı / kadını olmanın da bir bedeli var işte.
Sesini de, şarkılarını da, kendisini de sevmem, yorumculuğunaysa beğenmesem de çok anlamadığım bir konu olduğu için laf edemem. Lakin serçeysen serçeliğini bil gibi bir lincin içine düşmesi de trajikomik bir durum. Bence bundan çok güzel bir şarkı yapabilir. Yetmez ama evet, evet..
Zamanında en temel yurttaşlık haklarından birisini kullandığı ve bunu açıkça beyan ettiği için o zaman dönemin muhaliflerinden; şimdi de o dönem desteklediği düşüncenin temsilcisi güruh tarafından linç edilen kişi.
İşin özü iki tarafa da yaranamadı bir türlü amma ifade özgürlüğü dediğimiz şey ne zamandan beri belli bir siyasi görüşün, ideolojinin tahakkümü altına girdi pardon ?
Eski bir hristiyan, müslüman olduğu zaman ana haber bültenlerine çıkarıp, sevinç çığlıkları atarken; müslüman birisi hristiyan olduğu zaman "öeah" denilmesinden ne farkı kaldı bu tavrın.
İstisnasız herkes seçimlerinin ve tercihlerinin bedelini öder, mükafatını da alır ve bu somut gerçekle ne zaman, ne şekilde ve nerede karşılaşacağı kimseyi ilgilendirmez.
Neyse yahu; özet : ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir. zamanında veya bugün sizinle aynı şeyleri düşünüp, desteklemediği için "oh olsun" demek her şeyden evvel toplumsal ahlaka sığmaz. Akıllı olun akıllı.
cezaevinde olan merdan yanardağ'a 2 yıl önce açtığı hakaret davasını kazanan, 30 bin lira ödemesi gereken yanardağ'a faiziyle birlikte 60 bin liralık haciz işlemi başlatan şarkıcı. yanardağ ise "merak etme, ben bi' şekilde bunu öderim, sen de türlü türlü hayır işleriyle halkın gözünü boyamaya devam edersin" demiş.
"yetmez ama evet" ucubikliğinden sonra geldiğimiz yere bak! "‘iki cihanda birden lekelisiniz’ lafını bir gün yutacaksınız siz" dediği için cezaevindeki gazeteciye haciz işlemi başlatan şarkıcıların olduğu bir ülke.