yönetmenliğini danny boyle'un yaptığı, aynı isimli romandan uyarlama, başrollerinde Ewan McGregor ve Jonny Lee Miller gibi isimlerin yer aldığı 1996 yapımı dram, suç filmidir.
film iskoçya'nın başkenti Edinburgh'da yaşayan uyuşturucu müptelası bir grup gencin yaşantısını konu edinir.
çok abartılan bir film olarak görüyorum. tam olarak ne anlattığını anlamadığım ender filmlerden biridir. bağımlılık mı anlatılmış, yoksa ihanet mi veya küçük kızlarla ilişkiye girmenin yasadışı olduğu mu anlatılmış tam anlamadığım filmdir kendisi. kısacası (bkz: overrated) filmler arasında yer almaktadır.
irvine welsh'in aynı adlı romanından uyarlanan (ayrıca welsh'in de ilk romanıdır) 1996 yapımı güzel film. kendisinden yaklaşık 4 yıl sonra vizyona girmiş requem for a dream'e (bu da hubert selby jr.'ın romanından uyarlamadır) ilham kaynağı olduğunu düşünüyorum. yazılmasına değil tabii, çekilmesine.
daha önce hemen hemen hiçbir yönetmenlik tecrübesi olmayan (birkaç dizi bölümü ve kıytırık birkaç film çekmiş sadece) danny boyle'un eline böyle bir proje teslim etmek de büyük risk aslında. altından başarıyla kalkmış gibi görünüyor. romanla film uyumuna hiçbir şey diyemiyorum çünkü okumadım. film ise, tam olarak, iskoç kültürünü ve hayat tarzını sevenler için biçilmiş kaftan. vinnie jones'un da filmin bir yerinde olmasını isterdim. içinde her şey var: uyuşturucu, kovalamaca, illegal takılmak, aileden kopuk yaşamak, sosyalliği birkaç arkadaşla sınırlamak, dışarıya karşı sert çocuğu, iç dünyada yokları oynamak.
oyunculuk olarak da gayet başarılı buldum ben. her sahnesinde bağırması gereken robert carlyle, kafaca ergenlikten çıkamamış ergen rolünü başarıyla canlandırmış obi-wan'ım, canım, ciğerim ewan mcgregor, boyu çok uzun olmasa da (1,73 cm), sakar, kafası basmayan spud'u müthiş canlandırmış ewen bremner ve tabii ki lakabıyla müsemma "sick boy" simon'ı pörtlek gözleriyle izleyiciye damardan vermiş jonny lee miller... nefis oyunculuklar var gerçekten. sadece uyuşturucu kafasıyla açıklamak mümkün değil bunu.
cinsellik konusunda olmasa bile, özellikle uyuşturucu ve olası suça özendirme sebebiyle 18 yaş sınırı olmasını doğru buldum ben izledikten sonra. requem for a dream'de bu durum "bakın, bu sizin sonunuz olur. akıllı olun" alt metniyle verilmişti. trainspotting'de ise, tam bir sokak hayatı özendirmesi şeklinde.
zamanında izlemediğim için biraz pişman olduğum, üzerinden geçen 21 yıldan sonra devam filmiyle birlikte izleyince değerinin daha iyi anlaşılacağına inandığım, yalnızca welsh ya da mcgregor hayranıysanız bile izlemenizi şiddetle tavsiye ettğim film. bakmayın değeri abartılmış* diyenlere siz. requem for a dream, trainspotting'in senaryo olarak 10'da 1'i bile değilken abartıldığında ses çıkarmayanlardır onlar. izleyin.