1. dut ağacı yazın canlanan bir ağaçtır. dut ağacının meyvesi yani dut çok tatlı bir meyvedir. meyveler zamana karşı çok dayanıksızdır. biraz bekletilen ya da bekleyen dutlar ezilirler, buzdolabında bir süre korunabilirler, tatları hemen bozulmaz ama şekilleri bozulur ve çok şekerlenirler. meyve, o yüzden daha lezzetli olduğu için genellikle ağacından, daldan taze olarak tek tek tüketilir.

    dut ağacı zamana karşı dayanıklı bir ağaçtır. dut ağacının yaprakları ipek böceği besini olarak kullanılır, türkiye'de en yaygın olarak kara dut ve beyaz (ak) dut ağaçları yetişmektedir. dut meyvesi şekil olarak petek gibidir ve meyvenin görüntüsü böğürtlene benzer. dut lekesi ise çok zor çıkan bir lekedir.
    #7707 ma icari | 8 yıl önce (  6 yıl önce)
    0ağaç 
  2. grubunun isimli ilk albümlerinde yorumladığı bir türküdür. türkü, türkünün sözleri,


    www.youtube.com/...


    dut ağacı boyunca, dut yemedim doyunca
    yari sellbeste gördüm, danışmadın doyunca
    benim balam kime neyler, körpe balam kime neyler
    benim balam ay balam ay söyle balam ay balam

    gedirdim yavaş yavaş ayağıma değdi taş
    senden mene yar olmaz gel olak bacı gardaş
    benim balam kime neyler, körpe balam kime neyler
    #7708 ma icari | 8 yıl önce (  7 yıl önce)
    0türkü 
  3. grubunun kurucu üyelerinden ve dört albümde birlikte çalıştıkları, 'ün özgün yorumuyla hayat verdiği şarkılardan bir tanesi. içten ve güzel yorumu buradan dinleyebilirsiniz.
    #55954 okuryazamaz | 8 yıl önce
    0türkü 
  4. Çocukken oturduğumuz mahallede üç büyük dut ağacı vardı bunlardan teki karadut diğer ikisi beyaz dut veriyordu . Oturduğumuz evin tam karşısında dikine giden bir toprak yolun ayrımındaydı birisi etrafında oyunlar oynardık mahallemize seyyar salıncak gelince bu ağacın dibine kurarlardı annemden aldığım bir milyonu"hepimiz milyonerdik o zamanlar :)"verir oturur zinciri çeker yukarıya ağacın dallarına bakardım her bir tam turda yaprakların arasından güneş gözüme çarparken kısardım gözlerimi , meyve verdiği vakitler ağaca tırmanırdık uzunca 4 5 metre yüksekliği genişçe gövdesi vardı çıktığımda solumda kalan dala oturur aşağıda birbirini kovalayan seksek , üçtaş oynayan arkadaşlarımı izlerdim bazı zamanlar gün batımına yakın canım sıkılırsa eğer tek başıma çıkar onunla konuşur içimi dökerdim... o yolun sırasında dikilen iki apartman için kestiler . Diğer ikisine gelirsek onlar bu ağacın ve oturduğumuz evin sağ çaprazında biraz uzakça kalıyor karşılıklı iki dut ağacı biri kara biri beyaz govdeleri arasında birkaç metre var büyükçeler uzanan dalları birbirini sarıyor boyu 6 7 metre civarında devasa "hele birde çocuk gözüyle varyaa."
    Yanında kırmızı boyalı iki katlı bir gecekondu 3 kardeşin ortancı çocuğu haydarın evi dut toplamaya gittiğim zaman tanışmıştık onunla beraber oyun oynamazdık bizi bağlayan tek şey tırmandığımız dut ağacıydı birimiz beyazdan birimiz karadan tırmanır ağacın üst dallarında denk gelir otururduk bazen o dahada yükseklere çıkardı korktuğumdan çıkamazdım... Bu iki ağaçta büyükçe bir beton yığını apartman için kesildi . Çocukluğumun en güzel vakitlerini geçirdiğim üç ağaç yok şimdi yerini alan betondan kulelerinde arabalarını park edebilecekleri kadar geniş beton otoparkı olan beyaz yakalara teslim edildi , Ankara'yı severdim çocukken ama Ankara'ya yapılanları sevemedim bir türlü .
    #180437 isthatnotokey | 5 yıl önce
    0ağaç