çocuklar
onlar artık konuklardır
herkes kendince ağırlar konuklarını
kimi şakıya şakıya
kimi susarak, yumuşak
yaşadıkça eskir, ağırlaşır
artar boşluk
çün ayrı galaksiler
uzaklaşır kaç bin ışık yılı
sevgilerin, özlemlerin
miadı dolmuşsa
zorla zorla zorla
nereye kadar
onlar hoşça gitsinler
kalmalı bir eyyam daha
utana sıkıla
çarşılarda bir şey biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı.
kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar hep de tenha saatleri seçerler sonra yavaş bir sesle çocuk için hasta kaç gündür yemiyor biraz et biraz meyve isterler.
sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü yağların şekerlerin çayların uykularda bile bitiyorsa annelere düşündürdüğü.
insanlara, tezgahlara, kağıtlara kolaydı biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı.