Emniyet Genel Müdürlüğü ya da Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren kişiler.
Peki ne iş yaparlar, tdk ya göre bir şeyi ya da bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse.
Reelde, bağlı oldukları mahalle sakinlerine yardım etmek, taşkınlık çıkaran kişileri olay yerinden uzaklaştırmak, hırsızlık vb. gibi olaylarda ilk müdahaleyi gerçekleştirmek, her hangi bir kişinin canına ya da malına saldıracak kişileri engellemek, suç işleyen kişileri yakalamak, delillerin kaybolmaması için gereken tedbirleri almak, geceleri bağlı olduğu mahalleyi karış karış gezerek asayişi ber kemal etmek.
Dolayısıyla heryere bi bekçi şart. Zaten devlet de bu kadroyu tekrar canlandırdı, yaklaşık 15 bin bekçi kadrosu açtı, her ilde bekçi alımı var yani.
yakın zamanda tekrardan hayata geçirilen uygulama. artık üniformalı bekçilerimiz, dörtlü beşli gruplar halinde sokak aralarında turlayıp, bellerinde jop ve kelepçeleriyle gbt, üst araması yapıp huzuru koruyorlar.
dün şehrimde gördüğüm kadarıyla bayağı da fazla kadro açılmış. neredeyse her semtte varlar.
polis üniforması yeşildi eskiden. bir de kahverengi elbiseli bekçiler vardı çocukluğumda. gece bekçisi. bütün gece mahalle aralarında gezer arada bir de buradayım, asayiş berkemal, rahat rahat uyumaya devam edin mesajı olarak düdük çalarlardı. çocukluktan kalma bir şey, düdük sesini uzun zaman güven veren bir şey olarak algıladım. şimdi kurulan bekçi teşkilatının polisten pek de farkı yok.
bu iktidara ülkeyi üniformalı, beli silahlı lise mezunu insanlar cenneti haline getirerek güvenlikli bir yer olabileceği fikrini kim verdi? dünyanın neresinde lise seviyesinde bir eğitim ve bir kaç aylık kursla 20'li yaşında gençler bellerinde kocaman tabancalar ve joplarla sokağa salınır? ve bu uyguluma başladı başlayalı kim sokaklarda kendini daha çok güvende hissedebiliyor? gerçi bu iktidarın hangi politikası bugüne kadar eşyanın tabiatına uygun olmuştur?
YÖNETMELİKlerinin 16. maddesine göre hem takip, hem kimlik sorma, hem yakalama yetkileri var:
Madde 16 - Bekçiler bölgeleri içinde dolaşın şüpheli şahısları takip eder ve hüviyetlerini araştırırlar. Şüpheli ve diğer şahısların suç teşkil eden bir fiilini gördüklerinde yakalayarak karakola teslim ederler."
İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı neye dayanarak verilmiş, o olay özelinde mi bilmiyorum. ya da kanuna aykırı bir yönetmelik sözkonusu.
ödünçleme yoluyla alınan bu kelimenin dile yerleşip kelime dağarcığında öz bir kelimeymiş izlenimi bırakması açısından son derece dikkate değerdir. Futbolu takip edenler bilirler; "back", yani bek kelimesine direkt bulunmayan, bulunmasının önem taşıdığını düşünmeyenler sayesinde önce okunduğu gibi yazılmış, daha sonra da Türkçe ekler eklenerek tamamen türkçeye mal olmuştur.
Ödünçleme, dilin bir zayıflığına ya da yetersizliğine işaret eden bir durum değildir. Yaşam biçimiyle alakalı olup Türkçenin bol miktarda fiil barındırdığını, isimlerin sayısının az olduğunu ve göçebe anlayışın bıraktığı bir miras olarak düşünmeliyiz. O yüzden ödünçlenen kelimeler doğal olarak isim olmaktadır.
genelde iktidara yakın çevreden geldikleri ve adamakıllı eğitim almadıkları için son zamanlarda sıklıkla aşırı güç kullanmada bekçileri görmekteyiz.
kendi açımdan ve hayatımdan gördüğüm kadarıyla nerede eziklik kompleksi olan bir adam var bekçi oldu hepsi, silahı alınca da polat alemdar zannediyorlar kendilerini.
iktidar değiştikten sonra büyük ihtimalle kaldırılıp, polis yapılarak geri hizmete verileceklerdir.