toz şekerle karıştırılmış leblebi unu. çocuk aklı işte. her şeyin 25 kuruşa satıldığı camekanlı işporta arabasından alırdık okul kapısında. insanın damağına yapışır, boğar, yanlışlıkla konuşmaya kalksan etrafa püskürür, tadı da pek güzel değildir. herkes alıyor diye alırdım ben de.
Bahse konu şeyi yutmadan evvel ''YUSUF'' diyebilen insanın bordo bereli olduğunu düşündüğüm leblebinin toz hali. Çocukken yarışmasını yapardık da kazanan hiç olmazdı.
eskiden bakkallarda kötü ambalajlarda bulunan, şimdilerde renkli ambalaja ve de imaja bürünmüş bir gıda maddesidir. 4-10 yaş arası çocuklara her daim hitap eder.
aileler tarafından son derece tehlikeli olduğu düşünülen, yemesi, ya da doğru tabirle çekmesi zor, türkiye'ye özgü abur-cubur. zamanında pipetle çeken çocukların boğularak öleceğine dair rivayetler dolaşırdı. sanırım bir tür şehir efsanesi. çok net hatırlıyorum ilk okulun kantininde, öğretmenlerin baskısıyla ben ikinci sınıfa geçtiğim yıl, hemen hemen bütün öğrencilerin depresyona girmesine neden olan bir kararla satışı yasaklanmıştı; yani yıl 90. belki 90 sonrası doğan yazarların hiç biri pipetten leblebi tozu çekmenin keyfine varmamıştır, ya da sadece benim okuluma özgü bir yasaktı.. bir nevi çocuk narkotiği gibiydi. özellikle kantinde satışı yasaklandıktan sonra mahallenin bakkalından alıp gizlice okula getirdiğimiz, teneffüslerde kuytuda çektiğimizi hatırlıyorum da; yasak çiğnemenin dayanılmaz çekimi. gerçi ben yasaklanmadan önce pek tüketmezdim ya, neyse. sırf yasaklandı diye haz etmediğim leblebi tozunu aylarca çekmiştim.