unutmak öylesine zor ki unutmaya çalışmak var ya adama öylesine kor ki ve zamanla insan neyi unutacağını unutuyor an geliyor her şeyi unutuyor ama sevgiyi unutamıyor ki
sıkılan bir ruh çalışmayan, boş duran, faaliyette bulunmayan insanlarda bulunur. Canım sıkılıyor diyorsan boş duruyorsun demektir. Çalışmak insana maddi kazanımların yanısıra manevi tatmin duygusu da verir.
sonradan yazılmış kitapları ve aşırılmış hikayeleri ile yayılmaya çalışan hristiyanlığın, iş bilmez sıkıntılı misyonerleri ve papazları ile "kutsal" olduğu öne sürülerek insanı köleleştiren; ucundan kıyısından bu kökene sürtünmüş tüm geleneklerce "en güzel ibadet" denilerek yedirilmeye çalışılan; köleliğin tüm dünyada "resmen" sonlanması ile fiili olarak tüm insanlığın üzerine yapışıp vahşi kapitalizm döneminde çocukların dahi canını alan; henry ford'un yöntemleri ile sistematik hale gelen hastalık.
"çalışmak" hayatta kalmak için bir zorunluluk hali oysa "üretmek" / "üretken olmak" "yaşayabilmenin" temel koşullarından birisi.
zirvedeki ülkeler bu farkı idrak ederek sistemi düzelmeye çalışıyorlar yavaş da olsa. darısı bizim gibi umutsuz vakaların başına
bu konu hakkında düşüncelerimi kökten değiştiren isim bertrand russell’dir. aylaklığa övgü kitabında bize yıllarca dayatılan “çalışmak erdemdir” fikrinin aslında kocaman bir yalan olduğundan bahsetmiştir.
“gayet ciddi olarak şunu söylemek isterim ki, modern dünyada çalışmanın erdem olduğuna inanma yüzünden çok büyük zararlar doğmaktadır ve mutluluğa giden yol, refaha giden yol, çalışmanın örgütlü bir düzen içinde azaltılmasından geçer.”
meslek bazında sıkıştırılmış ruhlara aşılanan monotonluk belirtisi. bir yandan kutsallığından dem vurulur, bir yandan zorunluluğundan. buna karşılık bazen tüm işe yararlığı açlıktan ölmemek için kazanmak zorunda kalınan ekmek parasını sağlamasından başka bir şey değildir. çoğunlukla su yolunu bulsun diyedir, şanssız doğanlar şanslı doğanlara kazar su kanallarını. bereketsiz çamurlar tırnaklarının arasını doldurup kirletirken, suyun bereketinden nasiplenmeyi ancak hayallerine yedirip daha fazla çalışırsa ulaşabileceği yanılgısına düşerler. bu yanılgı biraz da ruhları sertleştirir, balyoz darbelerinin zarar veremeyeceği inançlar doğurur. hayal satar çalışmak, daha çok hayal.
Kafanızı başka bir şeye odaklama yöntemi bir nevi olumsuz düşüncelerden kurtulmak.
O kadar şerefsiz arasında yaşıyoruz ki eğer bir şeye çalışmazsanız kafayı yiyorsunuz bu ülkede maalesef.
Al işte bir tane daha, ne istedin şerefsiz şu hayvandan !
Burçlara inanan varsa aranızda gayet iyi bilir ki en çalışkan burç oğlak burcudur, öyle yazılır, öyle addedilir her yerde.
Ben oğlak burcuyum ve hayatım boyunca çalışmaktan nefret ettim, bir gram zevk duymadım. Ders çalışmaktan da fiziksel bir işten de hiçbir zaman zevk almadım, almayacağım gibi de duruyor.
Çalışma güzellemesi yapanları da anlamıyorum. İşini seveceksin vs diyenleri. Sanki hepimiz yapmak istediğimiz şeyleri yapabiliyoruz da sevmeden yapmak zorunda kaldığımız işleri nasıl sevelim mk?
Bu şeye benziyor zorla evlendirildiğin, tecavüz eden kişiyi namusunuz temizlensin diye evlendirildiğin ya da görücü usulü birine verildiğin bir adamla geçirdiğin boktan yıllar sonrasında ailenin, eşin dostun falan gelip de "Nasıl? Alışmışsındır artık. Zamanla seversin demiştim. " demesi gibi
Başında güzel olmayan bir şey neden sonradan güzel olsun?
Tecavüz kaçınılmaz ise zevk almaya bakacaksın diye bir sözün yer aldığı bu sikik Anadolu kültürü bu işte tam olarak.
Hayat böyle diye istemediğin her şeye eyvallah çekmeni beklemek, çemkirme hakkını bile elinden almak..
Hayır abicim çalışmak güzel falan değil mk. Güzel olan şey para kazanmak.
Para para para!
Ve artık düsturum belli. Namuslu para kazanma vs geçiniz bu işleri. Hırsızlık vs olmadığı sürece her türlü kolay para kazanma yoluna açığım ben.
Hatta şu dönemde yapılacak en iyi iş bir hatun bulup onlyfans içerikleri çekmek, yemin ederim. Evet çok gömdüm burada da Twitter'da da her yerde. Ama beni o tayfayla ilgili sinir eden şey kendi kurdukları masal dünyasında bu yedikleri boku meşru kılma çabaları idi.
Ben birisini bulup onlyfansten para kazansam gayet dürüst olurum. Hayır biz birbirimizi seviyoruz teranesine girmem. Fuckbuddy takılıyoruz derim, iş arkadaşlığı derim falan.
Velhasıl kelam eğer ki hayatında gerçekten hobin olan konuyla ilgili değilse işin, çalışmak eziyettir, işkencedir, doğaya aykırıdır, doğamıza aykırıdır.
Karınca ve arı örnekleri vereni şimdiden göt edeyim, karınca ve arı da neticede kraliçe ile birlikte olmak için yapıyor o işleri ve hayatta kalmak için, patronu zengin etmek için değil. Ayriyeten o hayvanların iqsu ile bizimki bir mı AQ?
Ben de karınca olsam mal olurdum tabiki de. Ama bak memeli kardeşlerimize? Hepsi sabahtan akşama yatıyor hayatta kalmaya ilgili bir derdi yoksa.
Ve şunu farkettim daha önce yazdım mı hatırlamıyorum ama. Çalışma temposu insanı mal ediyor bence. Ben sakin işsiz, sabah akşam evde olduğum dönemlerde hissel, duygusal ve sanatsal olarak o kadar açık oluyorum ki muazzam uhrevi hislerle donatıyorum kendimi ve hayatın zevkini bambaşka pencerelerden yaşıyorum.
Çalışma temposunda yapacağın max 10 günlük tatilde bir kere geri sayım olması bütün zevki başından sikip atıyor bence. Ve sürekli kafanda ertesi günün işi olduğu için beyninde kendi hayatına yer kalmıyor. Kişiliğin değişiyor, bakış açın değişiyor, mesleki deformasyon başlıyor.
Eski kuşakların aptallığı sadece cehalet ile gelmiyor. Sürekli ırgat gibi çalışan birisi ırgatlıktan başka bir şey görmediği için ufku kapanıyor sanki başka bir yol yokmuş, hayat buymuş gibi algılamaya başlıyor. Sorgulamayı unutuyor.
Netice olarak yarın bir milyar TL para verseler ömür boyu yatardım sıkılana dek. Genç bu toy hayatı bilmiyor diyorsunuz içinizden aynen aynen.
Edit: eksik virgüller için buraya hazne yapıyorum.
Buyrunuz efenim ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Seç beğen kullan hesabı :)