lübnanlı yazar, ressam ve filozoftur. eserlerinin yarısını arapça, yarısını ingilizce yazmıştır. "kalbimin bir tarafında isa, diğer tarafında muhammed vardır." demiştir. elvis presley'nin yakın çevresine bolca the prophet kitabını hediye ettiği söylenir. john lennon da kitaplarını sık sık okuduğunu dile getirmiştir. julia isimli şarkısı halil cibran'dan alıntılar taşımaktadır. kitaplarını okuyup üzerine düşünmek gerekir.
the prophet kitabı hayatımda okuduğum en etkileyici kitaptır.
Aynı zamanda başarılı bir ressam olan şair ve yazar. "Hakikati buldum" değil, "Bir hakikat buldum" deyin. "Ruhun yolunu buldum." demeyin. "Kendi yolumda yürürken ruhla karşılaştım." deyin.
Ermiş'te (The prophet) hazza dair şunları söyler cibran: "haz, arzularınızın çiçeklenişidir, ama meyvesi değildir. Bir doruğa seslenen derinliktir, ama ne derindir ne de yüksek. Kafese kapatılanın kanatlanışıdır, ama kuşatılan uzam değildir. Eh, hakikatin ta kendisi şu ki haz bir özgürlük şarkısıdır.
Bu şarkıyı olgun bir yürekle söylemenizi isterim; ama şarkıyı söylerken yüreklerinizi yitirmenizi değil..."
"ben ne bir sanatçı, ne de bir şairim. Ben bir sisim; her şeyi örten, ancak hiçbir zaman bir araya getirmeyen bir sis... İçimin derinliklerinde, kelimelerle, çizgilerle veya satırlarla alakası olmayan dinamik bir zeka var. Yapmak üzere doğduğum işin ne fırçayla ne de kalemle bir ilgisi var." cümleleri ile kendisini anlatan yazar.
İşinin sanat veya şiir yazmak olmadığını söyleyen cibran'ın tüm derdi "anlam" olmuş. Anlamı en iyi dillendirecek en uygun kelimeyi bulabilmek ve kitabını bastırmak için yıllarca beklermiş. Mesela the prophet kitabının müsveddelerini dört yıl boyunca yanında gezdirmiş; en uygun kelimeleri bulmak için. "kelime avcısı" sıfatı cibran'a uygun bir sıfat gibi.
****
ve nedir aşkla çalışmak?
Kumaşı, yüreğinizden çekilen ipliklerle dokumaktır, bu kumaşı cananınız giyecekmişçesine.
Muhabbetle bir ev inşa etmektir, o evde cananınız ikamet edecekmişçesine.
****
Dostunuz sizin cevap bulan ihtiyaçlarınızdır.
Sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.
Ve sofranız ve ocak başınızdır.
Zira ona açlığınızla gelir ve onu huzur için ararsınız.
****
Satırlarının sahibi edebiyat dünyasında neden kabul görmemiş, gizli kalmış diye sormadan erdemiyor insan? Edebiyatta iyi bilenler cibran'ın kafasını karışık, felsefesini basit, şiirini ise fakir bulduklarını ifade etmişler.
Yazmaya bu denli anlam yüklemiş bir yazarın düşünceleri sindire sindire derinden okunmalı.
Nil kıyısında, gün batarken, bir sırtlanla bir timsah karşılaştılar. Durup selamlaştılar. Sırtlan dedi ki : " nasıl gidiyor hayat, azizim?" Timsah da cevap verdi: " benim için kötü. zaman zaman acı ve hüzünle ağlıyorum, o zaman da öteki hayvanlar bıkıp usanmadan 'bunlar timsah gözyaşlarından başka bir şey değil!' diyorlar. bu da beni öyle yaralıyor ki söyleyecek söz bulamıyorum." bunun üzerine, sırtlan konuştu : " acınızdan ve hüznünüzden söz ediyorsunuz ama bir an benim yerimde olduğunuzu düşünün. Dünyanın güzelliğini seyrediyorum; harikalarına, mucizelerine bakıyorum,salt bir neşeyle tıpkı günün güldüğü gibi bazen kahkahayla gülmeye koyuluyorum. şu ormanın milleti de 'bu bir sırtlanın gülüşünden başka bir şey değil...' diyor"