1. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek.

    Örnek kullanım: Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. (Ç. Altan)
    #95392 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  2. Olmasına yol açmak.

    Örnek kullanım: Durgun sular sıtma yapar.
    #95393 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  3. Yol almak.
    #95394 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  4. Onarmak, tamir etmek.

    Örnek kullanım: Bozulan saatimi saatçi yaptı.
    #95395 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  5. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek.

    Örnek kullanım: Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım. (R. H. Karay)
    #95396 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  6. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek.

    Örnek kullanım: Şu işi yapıver diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu. (S. M. Alus)
    #95397 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  7. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek.

    Örnek kullanım: Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım. (R. H. Karay)
    #95398 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  8. Düzenli bir duruma getirmek.

    Örnek kullanım: Yatak yapmak. Yolu yaptılar.
    #95399 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  9. Üretmek.

    Örnek kullanım: Ayakkabı yapmak.
    #95400 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  10. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak.

    Örnek kullanım: Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak.
    #95401 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  11. Salgılamak, çıkarmak.

    Örnek kullanım: Tükürük bezleri tükürük yapar.
    #95402 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  12. Dışkı çıkarmak.

    Örnek kullanım: Çocuk, altına yapmış.
    #95403 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  13. Gerçekleştirmek.

    Örnek kullanım: İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır. (Y. Z. Ortaç)
    #95404 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  14. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek.

    Örnek kullanım: Ben adamı ne yaparım biliyor musun?
    #95405 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  15. Evlendirmek.

    Örnek kullanım: Bu kızı sana yapacağız.
    #95406 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  16. Bir durum yaratmak.

    Örnek kullanım: Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı. (N. Araz)
    #95408 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  17. Edinmek, sahip olmak.

    Örnek kullanım: Servet yapmak. Altın yapmak.
    #95409 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  18. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek.

    Örnek kullanım: Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı. (H. Taner)
    #95410 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  19. Davranmak, hareket etmek.

    Örnek kullanım: İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak.
    #95411 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  20. Olmak.

    Örnek kullanım: Bu kış çok soğuk yaptı.
    #95412 tdk | 7 yıl önce
    0eylem