"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."
dedi; her şeye rağmen şarkılar söyledi ve "koyverdu gitti" bizi..
Gittiğin yer huzur içinde olsun güzel adam, dünya insanı..
genç yaşta giden iki müzisyene çok ama çok üzülürüm. biri hasret gültekin, biri kâzım koyuncu. siyasi görüşlerini, devrimciliklerini falan şimdilik bir yana bırakalım. çok ama çok iyi müzisyenlerdi. ölmeselerdi kim bilir ne harika eserler çıkacaktı daha onlardan...
Ağabey'im. Bugün 50 yaşında. Unuttuk sandın değil mi ? Her sene olduğu gibi bu sene de 20:00'de seninle "birlikte şarkılar söyleyeceğiz." İyi ki doğdun ağabey, iyi ki.
“Trabzonspor’u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir. Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı. Öyle bir kahramandı ki statükoyu bile devirmişti.”
Kazım abi, Ne oyunları bozuldu zalimlerin ne tezgahları. Anlayacağın, sen gittiğinden beri hiçbir halt değişmedi bu yüzden senin gibiler en çok şimdi lazımdı abi.
Kazım abi, Büyüdüğün sahiller peşkeş çekildi kalantorlara. Sevdiğin Karadeniz katlediliyorken maybachlar zırhlı ve son marka. Hâlâ zulmediyorlar o çok sevdiğin halka. Üstelik boynumuzda prangalarla abi.
Kazım abi, Seni o uzun saçlarından koparan karanlık sistem bir kanser gibi daha da yayıldı. Karamsar olduğumu söylersen de çok bir itirazım olmaz abi ama Senin ve daha nicelerinin yaşadıklarından dolayı İyiliği halley kuyruklu yıldızı olarak varsaydım.
Kazım abi, Üç yaşındaki çocuklar öldü ve artık daha hissiziz abi. Ben vereyim dedim bu haberi sana. Üstüne bir de ülkemizi yönetenler çıkıp madencinin ölümünü över, ölmeyenleriyse yerde tekmeleyip döver. Sen anlarsın ne hissettiğimi, anlamalısın be abi.
Kazım abi, Uğruna şarkılar yazdığın ağaçlar zengin araplara otel olsun diye kesildi. "Statükoya karşı bir duruştur" dediğin, sevdan trabzonspor artık statükonun ta kendisi oldu abi. Bizim buralarda bu saatten sonra yalnızca selalar, gozyaşları, hiç uğruna yiten hayatlar ve onların naaşları kеsin gibi. Barışın simgesi olması için dahi bir zeytin dalı bırakmadılar hepsi kesildi ve beş bakanlıktan alınan beşi de beş benzemez maaşlar çekildi, yetimler yok sayıldı ve kul hakkı yenildi. Benim arzım bu kadar abi.
Kazım abi, Kusura bakma başını şişirdim ama ben de insanım işte abi. Daha diyeceklerim vardı ama boş ver, şimdiden çok kafa siktim abi. Özgür ve temiz bir gelecek umutlarımız hep seninle. "Başka bir dünya mümkün" diyerek huzur içinde uyu. İyi ki bu dünyaya uğradın b'abi. Hoşçakal Kazım abi.
Tanım: bende tahmin ettiğimden daha çok yeri olan insan. Dinlediğim bir kasediyle yine gündemime oturmuştur.
Bugün itibariyle 52 yaşında şair ceketli çocuğumuz, ağabeyimiz, ukdemiz.
İyi ki doğdun; iyi ki ışık oldun.
---
“trabzonspor’u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir. benim için trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı. öyle bir kahramandı ki statükoyu bile devirmişti.”