1. Twitter hesabına baktım 280 bin takipçisi var ne kadar organik tartışılır fakat en genelde beğeni sayısı istisnalar dışında en fazla 150 falan.
    Toplum itibar olarak gerçekten biletini kesmiş fakat maddiyatı ona başka türlü yansıdığı için o kısım ne kadar umrundadır, bilemiyorum.

    Nagehan alçı'nın oturduğu ev :

    ibb.co/...

    Geçmişteki ilişkileri :

    ibb.co/...

    Akıl verdiği halk:

    ibb.co/...

    Fon bitti, nereye çalıştıkları bitti, rezil olmaları bitti, bir şey bitmedi " utanmamazlık " bu kadar da küçülmeyin be arkadaşım.

    Kanaat önderi nagehan alçı

    (bkz: )
    #263224 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0köşe yazarı 
  2. ukdesiymiş. ben yazmasam başkası yazacak. yeryüzünde yaşayan en itici insanlar listesinde ilk ona oynar. gerçi konuşmadığı zaman güzel görünüyor. önemli olan iç güzelliği önermesini doğrulayan bir insan.
    #95874 laedri | 7 yıl önce
    0gazeteci 
  3. kalemini tetikçilik olarak kullanan gazeteci.
    'nda ekrem imamoğlu'nu zor durumda bırakmak için istanbul ile ilgili hiç bir soru sormamış, tunceli'nin isminin dersim olması, 27 mayıs darbesi, ruhban okulunun açılması, aponun avukatlarıyla görüşmesi gibi bir ilin yönetimine değilde ülke yönetimine aday bir siyasetçiye sorulması gereken soruları sormuştur. herhalde kendisi de artık imamoğlu'nun gelecekte istanbul'un da üzerinde bir siyasetçi profili çizdiğini kabul etmektedir.

    imamoğlu yine kendine has tahammülü ile idare etmiştir. ''ben sana ramazan günü kocan ukrayna'da gündüz vakti niye bira içiyor diye soruyor muyum ? sende bana istanbul'u sor'' dese ne yapacaktı acaba. veya ''bana 27 mayıs'ı soruyosun binali yıldırım'a neden 12 eylülü deniz gezmişleri sormadın?'' dese.

    #147495 bordeaux ma vie | 6 yıl önce
    1gazeteci 
  4. zorunlu tanım: gazeteci.

    şu tweet'i asla unutulmamalı, unutturulmamalı. "bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de güneydoğu'daki gaziler için marif takvimine soyunsun!"

    sonra sildi, yazdığını inkar etti, iftira dedi ama "bana soyun dediler o yüzden kızgınlıkla yazdım o tweet'i" diye verdiği röportaj kabak gibi duruyor ortada.

    tanımı değiştiriyorum: kadınlara yüzü kızarmadan hakaret edebilen kadın.
    #254812 lachattenoire | 4 yıl önce
    0gazeteci 
  5. Neyi savunduğuna bakıp, türkiye'yi bu hale getirenlerin çıkarı nerede anlayabilirsiniz.

    Onların çıkarı kimden çıkıyor, bunu anlamamış olmazsınız. Sadece olabilirsiniz.
    #263228 son kurtadam | 4 yıl önce
    0köşe yazarı 
  6. Kocasıyla Bank asya'dan çektikleri krediyle ev (villa, yalı neyse artık) sahibi olmuş gazeteci. Bank asyanın önünden geçen fedöcü diye ömür boyu hapse tıkılırken kendileri nasıl olduysa hayatlarına devam edebiliyorlar.
    #263288 fly | 4 yıl önce
    1köşe yazarı 
  7. numaralı girdide kurgusal yaratık olarak girilen kategoriyi gazeteci olarak değiştirmek zorunda kaldığım için gerçekten üzgünüm.

    tanım: bu soruyu erdoğan’a soramayan gazeteci.
    #147510 keskelimonolsaymisim | 6 yıl önce
    0gazeteci 
  8. kendisine "fetö artığı" tanımlaması yapmanın, mahkeme kararıyla onaylandığı kişidir.

    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/224611 no'lu soruşturma ve bahis soruşturmaya ait 02/01/2020 tarih, 020/569 no'lu kararı gereği, Nagehan Alçı'ya "fetö artığı" demenin “kovuşturmaya sebep olmayacağı” kararı verilmiştir.

    Karar metninde; "... Fetö artığı birini 15 Temmuz programına bile çağırdılar. Yok artık" şeklindeki sözlerinin hakaret olarak nitelenemeyeceği, fetö artığı sözünün ise geçmişinde fetö ile anılan, fetö ile iltisakı bulunan anlamında kullanıldığı, direk fetöcülükle suçlamadığı, bu tür sözlerin ise tepki gösterme kapsamında olduğu, eleştiri sınırları içinde kaldığı ... hakaret kastı ile söylenmediğini ... bu nedenle hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı anlaşılmakta ... kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ... CMK 172. maddesi uyarınca karar verildi" denmektedir.
    #193260 vienna ghost | 5 yıl önce
    1gazeteci 
  9. araştırmacı gazeteci.
    yok değil.
    kışkırtmacı gazeteci.

    sadece tahrik etmek üzere programlanmış gibi. allah var, bu konuda çok iyi. ile aralarında konuşurken, bu abla onu kışkırtıyor, rok da bağırıyordur kesin. bence bu özellikleri kalıcı olduğu için, ekrana da yansıyor. yoksa ikisi de normal hareketler değil çünkü.
    #254810 mangetsu | 4 yıl önce
    0gazeteci 
  10. gazeteci olduğunu iddia eden bir kadın.
    ne siyasi ne insanı yönden haz edilecek biri değildir zannımca.

    pornosu çıksa izlemem.
    o derece.
    #139222 the ancient one | 6 yıl önce
    1gazeteci 
  11. hiç yazmak istemediğim bir başlığa konu olan yaratık ancak bende yarattığı mide bulantısı sebebiyle kusma hakkım olduğunu düşünüyorum.
    yaptığı televizyon programlarında bel altı oynamak için özel bir eğitime tabi tutulduğunu düşünüyorum. desteklediği malum partiye potansiyel risk teşkil eden kişilere karşı iftira yalan çarpıtma yansıtma ve bilumum hakkında kötü yargı oluşturabilecek herhangi bir davranışı itina ile yerine getirir. utanmaz arlanmaz ve yüzü kızarmaz. ayrıca kocası olacak insan artığının boşnak vatandaşlarımıza yakıştırdığı eylemi ifade ederken kendisine baktığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
    #206292 supportgirl | 5 yıl önce
    0gazeteci 
  12. Nevşin Mengü ile olan röportajını izlerken bir erkek olarak kendisine yapılan psikolojik zulme tam üzülecekken aklıma maarif takvimi geliyor, aklıma kocası ile birlikte nasıl şereflerini paraya sattıkları geliyor; en önemlisi bir kadın, zulüm gören bir kadın olarak (bkz: ) ne hayır demesi geliyor.

    Beter ol valla Nagehan, bu milletin bir de sana üzülecek lüksü yok.
    #290843 becoolnotfool | 10 ay önce
    2gazeteci 
  13. rant ve para uğruna her argümanı savunabilen, patronunun bir dediğini iki etmeyen, her an dönüşe meyilli olduğu için çoğu kapıyı da açık bırakan bir gazeteci müsveddesi. rüzgar nereye eserse oraya savrulur.
    üstelik, istanbul erkek lisesi ve boğaziçi üniversitesi politika mezunu. yandaşın eğitimlisi yani. bir de şakşakçı rok'un eşi. davul dengi dengine dedirtir.

    #193295 aziz max | 5 yıl önce
    0gazeteci 
  14. zamanında kendisine "fetö artığı" diyen Tümgeneral Ahmet Yavuz'a dava açan ve 15 eylül 2020 tarihinde "kovuşturmaya gerek yok" denilerek davası düşürülen habertürk köşe yazarı. link

    fatih altaylı'nın habertürk gazetesindeki 16 eylül 2020 tarihli yazısından bir parça:
    "ve bugün hala her tarafta “fetö artığı” zannettiğimiz ama aslında hala fetö özü olanlar cirit atıyor, her bakanlıkta, her kurumda."

    edit: link eklendi.
    #206280 femaledeveloper | 5 yıl önce
    0köşe yazarı 
  15. Bugünkü köşe yazısı şöyledir:

    "Şu gerçeği kabul edelim: Göçmenler artık misafir değil, Türkiye’nin bir parçası
    Sevgili okurlarım hepinizin bayramını kutluyorum. Uzun bir tatil, radikal sıcaklara denk gelince Türkiye dev bir rölanti döneminin içinde buldu kendini.

    Çok tabii olarak herkeste bir rehavet, bir boş vermişlik hissi var. Böyle zamanlarda ben genelde yazmam.

    Fakat son günlerde ülkemizde yaşayan göçmenler üzerinden başlayan tartışmanın ırkçılık ve nefret boyutuna varması beni çok rahatsız etti.

    Biliyorum toplumun çok büyük çoğunluğu göçmenlere karşı yükselen bu nefret dalgasına kendini kaptırmış durumda. AK Parti, MHP, CHP, İYİ Parti tabanları göçmen düşmanlığında mutabık olmaya başladılar.

    Bu gidişe bir yazar mesuliyeti ile karşı çıkmak zorundayım.

    Göçmenlerin haklarına yönelik fikirlerimin alıcısı olmadığının farkındayım.

    Benim en yakınlarım dahil birçok kişi bu cereyana mağlup olmuş durumda. Kimi yazarlar onların mültecilere karşı duygularını coşturdukça coşturuyor. Popülizmin cazibesi gazetecileri de etkiliyor.

    Sosyal medya ırkçı yalanlarla dolu. 80 öncesi Alevi yurttaşlarımızla ilgili söylenen yalanlar gibi göçmenlere karşı nefret üreten iftiralar yayılıyor. En eğitimli ve sözde en elit kesim bile sonu faşist katliamlarla bitebilecek bu akımın dümen suyuna girebiliyor.

    Ayrıca son dönemde Türkiye’de beliren bir tehlike daha var. Ülkemizde yaşayan 5 milyon göçmene yönelik düşmanlığı sofistike ve rafine gözüken yöntemlerle sunmaya çalışan kimi “solcu” ve “liberal” isimler türemeye başladı.


    Kaba ırkçılık ve vandal faşizmden bile çok daha tehlikeli olan şey Türkiye’de 9-10 senedir yaşayan 5 milyon insanı bu ülkeden atma projesini sözde entelektüel kılıflarla sunmaya çalışmaktır.

    Göçmen düşmanlığının en sofistike versiyonuyla bile lafa başlasanız bunun sonu zorunlu olarak aşırı sağcı ideolojiye varır.

    Kendine “solcu” ve “liberal” diyenler bu hakikati unutmamalı.

    Hiç lafı eğip bükmeden yazacağım.

    85 milyon yurttaş ve yaklaşık 10 senedir bizimle birlikte yaşayan, bu toprakların artık bir parçası olmuş 5 milyon göçmen kardeşimizle beraber biz 90 milyonluk Türkiye’yiz.

    10 YILDIR CİSİMLERİ VAR, İSİMLERİ YOK

    Göçmenler artık misafir değiller. Türkiye’nin bir parçası haline geldiler ve ileride çoğu bu ülkenin eşit vatandaşı olacak.

    Fakat biz bu insanlardan hala bir cisim gibi bahsediyoruz. Kendileri var ama adları yok. Her gün en ağır ırkçı hakaret ve suçlamalara maruz kalıyorlar ama cevap verecek bir kamusal yüz bile oluşturmaları için bir iklim sağlayamamış bu devlet.

    Medyada tek bir Suriyeli yok, kendi meselelerinde kendilerini savunmaları için dahi bir göçmeni içimize almadık bugüne kadar. Bence burada devlet bir özeleştiri yapmalı. Entegrasyon politikalarını sil baştan gözden geçirmeli…

    KEMAL KILIÇDAROĞLU ADINA UTANDIM...

    Gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun göçmenlerle ilgili sözlerine…

    O sözleri okuyunca Kemal Bey adına utandım.

    Aslında bana göre gerçek Kılıçdaroğlu bu açıklamaları yapacak insan değildir.

    Fakat 2023’te Başkan adayı olmayı kafasına koymuş Kılıçdaroğlu, bu şekilde çok oy alacağını düşünerek popülizm yapıyor.

    Türkiye’den ayrılmak istemeyen kimse zorla ülkeden çıkarılamaz.

    Seküler yaşam tarzına sahip Türkleri kovmakla göçmenleri kovmanın ahlaki açıdan hiçbir farkı yoktur.


    Kürtleri ya da dindarları kovmakla ülkemizde yaşayan göçmenleri kovmanın arasında da hiçbir fark yoktur.

    İstediğiniz kadar Kılıçdaroğlu tarzı sofistike argüman geliştirin, göçmen karşıtlığının varacağı yer bellidir.

    Hangi ülkeden gelirse gelsin göçmenler bu ülke için üretiyorlar ve çalışıyorlar. İktisatçı Prof. Dr. Birol Kovancılar göçmenlerin hazırdan geçinmediklerini, ekonomik olarak Türkiye’ye büyük katkı ve dinamizm sağladıklarını bilimsel olarak rakamlarıyla izah eden çalışmalar yaptı. Kovancılar’ın göçmenlere dair yazdıklarından sevgili Nihal Bengisu Karaca da birkaç kez bahsetti. Fakat başta televizyonlar olmak üzere medyada bir kez bile Birol Hoca gibi akademisyenlerin perspektifi dinlenmedi. Ekranlarda hep aynı ırkçı popülizm tiradları tekrar edildi, ediliyor…

    Göçmenlerle ilgili hükümet elbette eleştirilmeli ancak eleştirinin ana konusu göçmenlerin varlığı değil, entegrasyon eksikliği olmalı. Bu insanlara neden Türkçe öğretilmedi? Neden topluma entegrasyonları sağlanmadı? Neden hala tamamına yakını kendi gettolarında yaşıyor?

    10 senedir burada yaşayan göçmenlere çoktan Türkçe okuma ve yazma öğretilmeliydi. Çoktan gettolaşma sürecinin önüne geçilmeliydi. Çoktan göçmenlerle alakalı anti-ırkçı kamu spotları hazırlanmalıydı. Her şeyin akışına bırakılması doğru değildi.

    İşte hükümetin tenkit edilmesi gereken tarafı bunlar.

    Yoksa kan ve barut ortamından kaçarak ülkemize sığınan insanları kabul etmesi bu hükümetin onur duyacağı bir tavır. Elbette Taliban zulmünden kaçan insanlara da kapılarımızı açacağız.

    Yeter ki düzensiz yasadışı göç olmasın. Gelmek isteyenler belli bir düzen, plan ve kontrol dahilinde Göç İdaresi tarafından bir kart verilerek kabul edilsin. Yasal kayıt altında olsun"
    #263214 writerofadream | 4 yıl önce
    2köşe yazarı