bir düzen var, insanların özgürce yaşamasına ve bireysel kararlar alıp uygulamasına engel olan. bu düzen, bu kadar adamı bir arada nasıl sıkıntı çıkmadan tutarız diye düşünülüp oluşturulmuş zamanında. kurallar koyulmuş, kanunlar oluşmuş, cezalar belirlenmiş.
ee, iyi güzel de nasıl kabul ettirecez lan insanlara bunu?
tabii ki dayatıcaz. yaslarız silahlı, paralı askerleri tepelerine. düzene uydururuz. peki ya kim, neden bu düzene asker olmak istesin ki? o da basit. bu görevi yüceltirsek toplum gözünde, saygınlık kazandırırsak. ee bi de din var, devlet için ölen şehit olursa polis ya da asker iken. katılım baya artar. parasını ve şartlarını da iyi tutarız. biraz da serbest bırakırız, kafalarına göre takılırlar.
öyle de olmuş. ne de sağlam oturtmuş lan adamlar. anlayamıyorum. gerçekten anlayamıyorum.
dünyada suçun sıfırlandığı ya da cezalandırılmadığı bir toplum olmadığı için milyonlarca insanın yaptığı, yapmazsa yapmasının cazip kılınacağı tercih.
şimdi cazip kılmanın maddi ve manevi unsurları var. ne yaparsan yap sadece emeklilik, sağlık güvencesi ve maaş ile kolluk kuvveti oluşturamazsın. bana kalsa yazılımcı kuvveti de oluşturamazsın ama o daha geniş bir tartışma.
neden desteklemediğin sistemde yapılır sorusuna: düzene çeki düzen vermek için polis olanlar olabileceği gibi (sen girmezsen karşıdaki girer), toplumsal sorumluluğunun sistem muhalefetinden önce geldiğini savunan (sivillerin korunması daha önemlidir, (bkz: robocop argümanı)) da çıkabilir. kişi sistem meselesini aklının arkasına atmış da olabilir. sadece sportif ve hareketli bir meslek diye seçenini de gördüm.
dün farkettim, hatırlarsınız; lisede dümdüz adamlar vardı sınıfta, etrafta hani. hiçbir yeteneği olmayan, müzikten, sanattan anlamayan, sosyal etkinliklere ayak uyduramayan tipler. bilirsiniz hepiniz; kafaları yıkanmaya müsait tiplerdi. henüz lisede ülkü ocağına falan takılırlardı.
yabancı dilden uzak, edebiyatla alakası olmayan, matematik, fizik, kimyayı sadece geçilmesi gereken bir ders olarak gören, felsefe, resim, müzik derslerini taşak geçilip, boş yapılacak dersler olarak değerlendiren insanlar.
bu adamlar onlar işte. bakın etrafınızda polis olanlara, polisliği tercih edenlere. çoğu bunlar.
devlete sırtını yaslayıp, düzenli maaş alıp, biraz da saygınlık katılmış bu meslek tam onlara uygun çünkü. herhangi bir özellik ya da yetenek de gerektirmiyor, devletin silahı belinde çünkü, yapman gereken de belli.
vatan, millet, sakarya diye kafalarını yıkamak da zor değil. oh ne ala!
bu yüzden bakın, hepsi göbekli, hiçbir olayı olmayan, henüz ingilizce bile bilmeyen adamlar.
ve böyle bir meslek kutsallaştırılarak, böyle adamlar tepemize çıkarılıyor. esnaf göt yalıyor, halk konuşurken arayı iyi tutmaya çalışıyor.
halbu ki böyle mi? polis halkın efendisi değil, hizmetkarıdır.