Dakota kızılderililerinin kullandığı ateş yakma tekniği.
Eğer kamp için kalacağınız yerde bir kaç gece kalacaksanız en uygun tekniklerden biridir. Rüzgarlı ortamlarda avantaj sağlar. Yangın riskini azaltır.
Daha az odun, daha az duman ile yemek pişirmenizi sağlar. "Yanan ateş dışarıdan çok belli olmadığı için gizliliğin gerektiği durumlarda da tercih edilir" dense de çok inanmayın. açık alanda içtiğiniz bir sigara bile normal hava şartlarında 1 km uzaklıktan göründüğü düşünüldüğünde ışık disiplini söz konusu ise hiç ateş yakmamak doğrusudur.
Yelpaze kullanmaya gerek kalmaz.
Fakat acil durumlarda söndürmesi çok kolaydır; konakladığınız yerin üzerine yağacak bir iki günlük yağmur ile geride iz kalmaz.
Sabah yeni ateş yakmadan önce içindeki külleri temizlemesi biraz zordur, başka derdi yoktur.
Gelelim nasıl hazırlandığına. Ölçüleri genelde santimetre cinsinden verirler fakat ben kol ve karış ile vereceğim.
Öncelikle rüzgarın yönünü belirlemelisiniz. Türkiyede rüzgarlar genelde kuzeyden eser. Orman içerisindeyseniz ağaçlar rüzgarı keseceği için kolaylık olması açısından rüzgarı bayır aşağısından geliyor gibi düşünebilirsiniz.
Öncelikle ateş yakacağımız yerde çam pürçüğü, kurumuş ot gibi yanma riski olan maddeleri uzaklaştıracağız. Ormanı yakmak istemiyoruz aman dikkat. Zemini güzelce temizliyoruz. yanımıza alacağımız keser bu iş için en uygun alet. Hem çukur kazar, hem çadır çivisi çakar, hem çadır etrafına yağmur kanalı kazar, hem de yan çevirdiğinizde otları temizler.
temizliğin ardından iki tane çukur açacağız.
Birinci çukurumuz, ateşin yanacağı büyük çukur. Çukurun çapı, bileğimizden dirseğimize kadar olacak. (Yaklaşık 30-35 cm yapar)
Çukur zemininin derinliği dirseğimizden yumruğumuzun ucuna kadar olacak. Zemin seviyesini bir yumruk boyu kadar daha geniş yapacağız. Zemin hizasının tamamını genişletmek yerine, rüzgar yönünün tersinde kalacak kısmını genişletmek de yeterli olur.
Yerden çıkardığımız toprağı çukurun etrafına dağıtıp baca gibi etrafını çevirmek için kullanacağız.
Ardından ikinci çukur. Bu çukur rüzgarın geldiği yöne açılacak. Büyük çukurun kenarına dirseğimizi koyduğumuzda, ellerimiz açık, parmaklarımızın ucuna gelecek kadar olan mesafede (40-45 cm yapar) ikinci çukurumuzun yeri olacak. Çukurun çapı bir karış olmalı. Elinizi fazla açmayın, çok da geniş olmasın (10-15 cm)
ilk çukuru 1 yumruk boyu derinliğinde açtıktan sonra, ilk çukurumuzun zemine doğru kol genişliğinde tünel kazacağız. Yaklaşık 40 derecelik bir açı yapar. iki çukuru birleştiren hava kanalını da açtığımızda ocak hazırdır.
Büyük çukurun içine odunları dikine yerleştirip, kuru otları zeminde tutuşturuyoruz. Hava kanalından gelen hava odunların da tutuşmasını sağlıyor.
çevreye ısı yayılmadığı için az miktarda odunla yemek pişirebiliyoruz.
Kamp yerinden ayrılma hazırlıklarına başlarken çukuru kendi içinden çıkarmış ve çevreye baca gibi sarmış olduğumuz toprakla dolduruyoruz. Böylece ateşin söndüğüne de emin oluyoruz. Kamp alanından ayrılıren çevredeki çam pürçüklerini de ocağımızın üzerine dağıtıp hiç gelmemiş gibi ayrılmak da mümkün. (geride iz bırakmadan gidebilmek önemlidir, unutmayın; ormana oradaki canlıların misafiri olarak gidiyoruz) Fakat ateşin iyice söndüğüne emin olmadan bunu yapmayın.