Nasıl anlatacağımı bulamadığım için böyle açmak zorunda kaldım başlığı. Bu yazı stili böyle kendi kendine monologlar içeren, çok şeyden bahsediyormuş gibi durup, hiçbir şey bahsetmeyen, çok şey anlatıyormuş gibi durup hiçbir şey anlatmayan ilginç bir stildir.
Bunu itiraf başlığına ve özellikle kişisel başlıklara çok yazıyorlar. Yani ben genelde rasyonel bir adamım, bu yüzden de merak edip okuyunca hiçbir şey anlamıyorum bu yazılardan. Bu bir stil mi? Neyin nesi merak ediyorum açıkçası. Bana boş yapmak gibi geliyor. Özelikle hatun kişileri çok yapıyor bunu.
Şimdi doğaçlama vereceğim bir örnek size ne demek istediğimi açıklayacak:
Yürüyordum. Yağmurlu tebeşir bahçelerinde bahçıvan mehmet amcanın sesini duydum. Bana çağırıyordu ama kulağım algılamak istemiyordu sanki. Zaten o hiç istemez, benim gibi. Canı çekerse yapar zaten, amannnn hiç uğraşamam. Hayat böyle güzel. Limonatamı içiyorum. Heyhattt karabasannnn ben geliyorum1!1!1#
Tam olarak bu tarz yazı stili. Beni insan gibi şu konuda aydınlatacak biri var mı merak ediyorum. Bunları yazmak hangi kafanın ürünü, ne kullanılır madde olarak, coğrafi bir şey mi yoksa genetik mi, yoksa böyle elit triplere mi sahip olmak gerekir bilmiyorum, biri açıklasın. Hayatım boyunca böyle bir şeyler yazmak zorunda kalmadım, kalmam da galiba.
şuraya romanyalı şair tristan tzara'nın chanson dada'sını bırakalım. numune olsun. devam satırlarda türkçe çevirisi de var. cemal süreya yapmış çeviriyi.
la chanson d'un dadaïste
qui avait dada au coeur
fatiguait trop son moteur
qui avait dada au coeur
l'ascenseur portait un roi
lourd fragile autonome
il coupa son grand bras droit
l'envoya au pape à rome
c'est pourquoi
l'ascenseur
n'avait plus dada au coeur
mangez du chocolat
lavez votre cerveau
dada
dada
buvez de l'eau
II
la chanson d'un dadaïste
qui n'était ni gai ni triste
et aimait une bicycliste
qui n'était ni gaie ni triste
mais l'époux le jour de l'an
savait tout et dans une crise
envoya au vatican
leurs deux corps en trois valises
ni amant
ni cycliste
n'étaient plus ni gais ni tristes
mangez de bons cerveaux
lavez votre soldat
dada
dada
buvez de l'eau
III
la chanson d'un bicycliste
qui était dada de coeur
qui était donc dadaïste
comme tous les dadas de coeur
un serpent portait des gants
il ferma vite la soupape
mit des gants en peau d'serpent
et vient embrasser le pape
c'est touchant
ventre en fleur
n'avait plus dada au coeur
buvez du lait d'oiseaux
lavez vos chocolats
dada
dada
mangez du veau
bu da türkçesi: orijinali kadar anlamsız. dada'nın amacı da o zaten. büyük büyük anlamlar yüklenen kelimelerin içini boşaltmak ve anlamsızlığı yüceltmek. bilinen anlamda şiirin şiirin ebesini öpmek. ki dada küfürden de kaçınmaz.
Bir dadacının şarkısı
yüreği dadayla dolu
fazlaca yordu motoru
yüreği dadayla dolu
Asansör bir kral taşıyordu
ağır çıtkırıldım özerk ayrıca
kırsın mı sana sağ kolunu
yollasın mı Roma'daki Papa'ya
Artık bu yüzden işte
Asansörcüğün yüreğinde
dada mada hak getire
Tıkınıp durun çikolata
yıkayıp beyninizi
dada
dada
su için üstüne sonra
II
Bir dadacının şarkısı
ne hüzünlü olan ne de neşeli
seviyordu bir bayan bisikletçiyi
o da ne hüzünlü ne neşeli
ama yılbaşında kıskanç koca
öğrendi ne dönüyorsa hepsini
bir öfke sonucu yolladı Vatikan'a
üç bavul içinde ikisinin cesedini
Ne bizim sevdalı
ne de bayan bisikletçi
artık ne hüzünlü ne neşeli değildi
Beyinler layık ağzınıza
askerinizi yıkayın hamamda
dada
dada
su için üstüne sonra
III
Bir bisikletçinin şarkısı
yüreğin dadası ondaki
bir dadacıydı kısacası
yüreğin tüm dadacıları gibi
Eldivene bürünmüştü bir yılan
güvenlik musluğunu der demez kapadı
yılan gömleğine dönüştü eldiven
ve kucakladı hazreti Papa'yı
Asıl dokunaklı olan
çiçekten bir karın
ve artık yok dada falan
kuş sütü bardaklarda
ve yıkanmıştır çikolata
dada
dada
gelin dana şişkebabına
Okumadan yazanların bayıldığı. Kendi bile yazdıgını bir kez daha dönüp okumaya değer bulmaz.
Bunu yazanlar bir satır okumadığı şairlerden, yazarlardan uydurma alıntı paylaşanlarla aynı ekip genelde. Bloglar zamanı çıldırmıştı ortalık bunlarla. Şükür facebook vs. Ana akım olunca biraz müşade altına alındılar.
yazıların yazarı "ben şu akım dahilinde yazı yazıyorum" demedikçe dışardan "bu yazı şu akıma dahil" demek doğru olmayacak gibi olsa da sanatta her türün bir akımı var. yani, "ben hiçbir akıma göre yazmıyorum" denilse de, tanımlarda boşluk yok sayılır ve her türün tanımı yapılmış. bahsedilen yazı türünü 'postmodernizm" olarak yorumladım.