-
Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak.
Örnek kullanım: Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı. -
Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek.
Örnek kullanım: O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi. (Y. Z. Ortaç) -
Yumuşatmak, razı etmek.
Örnek kullanım: Ekrem'i zorla yatıştırıp bizim eve götürdüm. (A. Ümit)