-
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon.
hepsini göster
-
Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma.
örnek kullanım: Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı. (R. H. Karay) hepsini göster
-
Davranış, tutum.
örnek kullanım: Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır. (H. E. Adıvar) hepsini göster
-
Yola çıkma.
örnek kullanım: Hareketimiz iki gün ertelendi. hepsini göster
-
belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım.
örnek kullanım: Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi. hepsini göster
-
Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri.
örnek kullanım: Hareket cetveli. Hareket memuru. hepsini göster
-
kimsenin mâni olamadığı.
dönecem senin için.
sen, içi kan emici. hepsini göster