Büyüleyici ve pek sevilen menekşe birçok efsanede ortaya çıkar. Bir efsaneye göre cybele'nin sevdiceği attis'in dökülen kanı menekşeye dönüşür. Rapin'e göre diana, violet isimindeki bir nemfayı apollo'dan korumak için bu çiçeğe dönüştürür. Başka bir antik söylenceye göreyse zeus, karısı hera'nın hışmından korumak için io'yu beyaz bir düveye döndürdüğü vakit io'ya layık bir ot olarak menekşeyi meydana getirmiştir. Latincesi viola, yunanca ion'dan gelir.
Antik yunan ve galya için menekşe bekareti temsil eder ve menekşeler gerdek yatağını süslemiştir. Atina'da menekşe öyle populerdir ki dört mevsim pazar tezgahlarını menekşeler kaplamıştır. aristophanes'in söylemiyle atina, menekşe taçlı şehirdir.
Ortaçağ'da menekşe, cenazelerde kullanılmıştır ama vefat edenleri anmak için değil ortamdaki kötü kokuyu baskılamak için. Avrupa'da Menekşenin koyu moru onu ölüm ve üzüntü ile ilişkilendirmistir. Ayrıca Menekşenin antik çağda Bekaret ve masumiyet sembolü olması, bakire olarak ölen kadınların mezarlarında menekşeler açtığı mitiyle avrupa'da devam ettirilmiştir. Hatta shakespeareophelia'nın ölümünde sanki bu sembolizme göndermede bulunmaktadır;
"Koyun toprağa, menekşeler çıksın O güzelim koklanmamış göğsünden."
Ve ilginçtir ki menekşe atina'dan sonra bir de bir ülkenin simgesi olmuştur.
Menekşe napoleon'un favori çiçeğidir. Söylenenlere göre Her yıl evlilik yıldönümlerinde napoleon, karısına bir buket menekşe vermiştir. Elba'ya sürgüne gönderilince destekçilerine menekşelerle geri döneceğini söylemiştir. Böylece küçük menekşeler bonapartistlerin birbirlerini tanımalarının bir yolu haline gelmiştir.
Napoleon 20 mart 1815 günü tam da menekşelerin çiçek açtığı vakitte gelir ve menekşe yağmuruyla karşılanır. Menekşe waterloo savaşına kadar imparatorluğu simgeleyen çiçektir. Sonraysa isyanı simgeleyen bahsetmesi ve bulundurması yasak bir çiçek oluverir. Bu durum iii. Napoleon tarafından ikinci imparatorluğun kurulmasına kadar devam eder ve menekşe yine popüler bir sembol haline gelir.