anlamı içerdiği kelimelerin yan anlamlarından çıkartılabilen deyim. ilk anlamı "tepetaklak olmak", genelde bilinen anlamı ise "sırılsıklam aşık olmak"tır. "ingilizce terk" olanların çevirmeye çalıştıklarında "yoksa ayaklar baş mı oluyor?" anlamına ulaşmalarını izlemek ise gayet komiktir.
ayrıca, accept'in 1983'te çıkan heavy metal şaheseri albümü balls to the wall 'un 10 şarkısından biridir. metal heart'ı balls to the wall'dan hemen sonra çıkardıkları için apaçık "metal heart'a bir intro yazalım" diye düşünülmüş bile olabilir. udo dirkschneider'in vicdan okşayan çığlıkları ve açıkça tahrik eden "aha ha ha"larıyla bir başyapıt olarak görüyorum. kel haline yıllardır alışamadığım wolf hoffmann'ın iç sızlatan minimal solosunun etkisi de, dümdüz ilerliyor gibi görünen şarkıya siyahtan başka bir renk katıyor.
udo'nun dışarıda, karanlıkta sevişen çiftlerin seslerini duyarak çıldırmasını kendi aşık olma hisleriyle kaynaştırıp anlatması ve "burada, gürültüden daha fazla sessizlik var" gibi bir cümleyle, sessizliğin sevişmesini de bu yapının içine sokuşturması, gerçekten de, "fışkıran duygulara yön vermek çok zor"* dedirtiyor. sevgi ve aşk anlatan bir şarkı, udo'nun sesinin üzerinden taklalar atarak, hoffmann'ın sololarıyla dans ederek ancak bu kadar şiddete meyilli hale gelebilir.