romantizm öğeleri güçlü olan filmlerin, kitapların, romanların, şiirlerin temel argümanı ayrılık ve kavuşmadır. Dönmesi istenmeyene çok az şiir yazılmıştır veya çok az hikaye. eski sevgiliye dönmek veya dönmemek ayrılık sebebi ile ilgilidir. Genelde klasik eserlerde yeşilçam filmlerinde kavga veya yanlış anlaşılma sebebiyle ayrılıklar olduğundan dönüşler mutluluk verici ve güzeldir.
Modern zamanlarda ise ayrılıklar daha çok aradığını bulamama, sıkılma, heyecan ve aşkın bitmesi sebebiyle olduğundan dönüşler içi boş oluyor. Kimi "bırakıp giden" olmanın vicdanında bıraktığı acı sebebiyle hikayeyi tamamlamak için döner kimi o tadı başka birinden alamadığı için. Kimisi ise alışkanlığın getirdiği özlem duygusuna dayanamadığı için.
Gözümde öyle yerin dibine sokulacak bir mesele değil fakat modern zamanlar malum, ilişkinin bitiş sebeplerine bakarsak doğru bir karar olmadığı açık. Çünkü o kadar temelsiz ve zayıf ilişkiler yaşanıyor ki bu geri dönüşlerin çok azı daha sağlam bir ilişkinin başlangıcı oluyor. Yine de "exden next olmaz" diye şartlanmamak gerek. Karakterine ve sevgisine güveniyorsanız kovalayın derim. Kendimce böyle.
eski sevgiliye dönmek ne kadar sağlıklıdır, bilmiyorum. ayrılığın durumuna göre değişir elbet. ancak tek taraflı alınmış bir karar varsa ortada sen istediğin kadar dönmek isteyesin, yine de ilk zamanlarda yakalanan o hissiyat geri dönmüyor.
tek taraflı bir kararla biten ilişkilerde hiç kimse dönmemiştir. dönmüşlerse de ben görmedim, duymadım, bilmiyorum. istisnadır belki de. ancak iki kişi karşıya karşıya gelip yaşanılanları gözden geçirerek varılan sonuç olarak ayrılığı seçip bir süre zaman koyuyorlarsa aralarına, ve bu süreç zarfında taraflarından biri yeniden dönebilme ihtimalini değerlendirebilir. tekrar konuşulur. olursa devam, olmazsa olmuyordur. yine de her şey güzeldi deyip devam edebilmeli insan yoluna. koyulmalı hayatına.
kimi insan yeniden döndüğünde mutlu olabilir, kimisi de o tadı bulamayabilir. risklidir kısaca, bitirilmiş bir hikayeye yeni eklemeler yapmak. iğreti durur. yaşanılacaklar yama gibi kalacaktır. daha çok sıkıntı. her şeyi tadında bırakmak gerek. gerek ki, acı da verse, ağlatsa da, sızlatsa da anlatılabilecek güzel hikayeleri olmalı insanın.
Kaçınılmaz olanı ertelemektir. İlişki sırasında yaşanan Ufak tefek tartışmalar, fikir ayrılıkları mutlaka olur, bir şekilde uzlaşılır.
Ancak bitti dedikten sonra aynı kişi ile yeniden başlandığında bazı şeyler eskisi gibi olmuyor.
Sonunu bildiğin bir romanı yeniden okur gibi oluyor.
"mış" gibi yapılıyor. Dışarıdan bakanlar belki sizin eskisi gibi birbirinize sarıldığınızı düşünüyor ama sarılan kişi olarak, sadece kollarınızın sarıldığını hissediyorsunuz.
Başbaşa kaldığınızda konu eninde sonunda ayrılık nedenine geliyor ve tatsızlık çıkıyor. Hoş, tatsızlık çıksa bir dert, çıkmayıp üzerini gömseniz ayrı dert.
"ayrılırım" kelimesi sevgililer arasında en fazla bir kez, iş hayatında iki kez söylenebilir. Blöf için kullanılabilecek bir kelime değil.
Çiftlerin yaşı ilerledikçe kazanılan deneyimle ters orantılı olarak tolerans azalıyor. 25 yaşın altındakiler için bu söylediklerim acımasızca gelebilir ancak 35 yaşın üzerindekiler anlayacaktır.
Zorlamanın anlamı yok. Arkadaş olarak kalmayı başarabiliyorsanız ne mutlu.
Dönmenin çok da mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Neden mi? Ne artık siz eski sizsinizdir ne de o artık eski o'dur. İki taraf da acı çekmiş ve bunla olgunlaşmıştır. Ama büyük konuşmamak lazım hayat her şeye gebe.
ilişkiniz sizin yüzünüzden bittiyse, kalpsiz, mendabur ve aldatan bir pij olmuşsanız yapmanızda sakınca yoktur. hele hele terk ettiyeniz, çok büyük bir balık kaçırdığınızı yıllar geçtikten sonra anlayabilirsiniz. **
onun dışında, karşılıklı mutabakat ile ayrılımışsa, hiç gerek yoktur.
Yarım kalmış bir şeyler varsa, buluşulamamış, konusulamamış bir şeyler... Belki bir ihtimal dönülebilir. Zor bir ihtimal. Diğer türlü kırılıp dökülen şeyler eskisi gibi olmaz. Insan öyle bir varlık ki bazı kırıklar ilk günkü gibi sızlayabilir. Siz ne kadar kapatsanız da kapanmaz. Onun için ikinci denemede daha çok yara alır insan. Bazen ne kadar çok isteseniz, ne kadar çok sevseniz bile dönmemek gerekir. Döndüğünüz de ayrı kaldığınız süreden daha çok acıyacaktır canınız.
Önceki ayrılık ya da ayrılıklardaki çekilen ve biten acının tekrar yaşanmasını garantilemektir. İlişkinin tekrar biteceği kesin gibi bişeydir. İnsanlar değişmez sadece değiştiğine ikna edebilir.
E sen o elmayı yedin arkadaşım. İçinde kurt vardı, tadı da ekşiydi... Bitiremedin hepsini, bıraktın bir köşeye. Daha tutup neden onu alasın ki? Etrafta bir sürü elma daha var. Onlardan bir tane alsan belki çok seveceksin tadını. Ha yok ben kurtlu seviyorum diyorsan o ayrı tabi.
Edit: ne nahoş buldunuz öyle gözlerim yaşardı. Şurda bir anlaşalım; ben size elinize geçeni tutun sevgili yapın demiyorum. Eskiye dönmek yerine başka birini sevin, onunla daha çok mutlu olabilirsiniz, denemeden bilemezsiniz, eskinizle anlaşabiliyor olsaydınız hiç eski olmazdı diyorum. Elma dedim diye mi bu tepkiniz?
Ayrılık sürecini nasıl yaşadığınız, bu süreçte geri dönüşü olmayan hamleler yapıp yapmadığınız, birbirinize gerçekten değer verip vermediğiniz, ayrı kalınan sürede ilişkiye dair kafanızda bazı şeylerin şekillenmesi, tarafların ne istediğini bilmesi gibi durumların iki kişi için de olumlu ilerlediği durumlarda bu dönüşler oldukça güzel olabiliyor.
"Keşke hiç ayrılmasaydık"tan ziyade neyi özleyip özlemediğinizi, ayrı kalınan sürenin size neler katıp-götürdüğünü iyi analiz edebilirseniz, sırf boşluğa düşmüş olmaktan dolayı geri dönmek istemiyorsanız gayet de mutlu olabilirsiniz.
3, 5 yıldır eski sevgilimle gayet mutlu bir evliliğim var. Böyle bir geri dönüşle çok mutlu olanları da biliyorum.
Ne istediğinizi, neden istediğinizi bilin yeter.
Olmaz. Olamaz. Olmamasi gereken yegane şeydir. Artık tutmaz. O acı yaralar hatırlanır. Kalan güzel hatırlar kırılır. Iyi bilinen son bir kaç anı üstünde fütursuzca dans edilir. Ancak eninde sonunda bu ilişkinin neden olmadığını olmayacağı ve olmaması gerektiği hatırlanır. Biri eli kapıda gider biri eli bogrunde kalır. Nitekim faydasız bir eylemdir. Allah yolunu açık bahtını güzel kendisini uzak etsin denir son kez ve ardından sakince uzaklaşirilir o benlikten. Yeni bir yolculuğa adım atılır.
Tanım: Ayrı yolun yolcusu bir arkadaşla aynı yolu hayal edip yolda kalmaktır.
ne zaman bir ortamda bu konu açılsa konuşanları/yazanları gülümseyerek dinlerim/okurum. çünkü hep ezberlenmiş klişe sözler söylenir, "öyle şey olur mu, kirli çamaşırı yeniden giymek, zaten ayrılmazdınız, sonunu bildiğin kitabı okumak..." ve benzerleri aman nasıl da havada uçar. bizim insanımız çok büyük konuşmaya bayılır çünkü, bir deneyimi kendisi bir şekilde yaşamış ya da birinin bir şekilde yaşadığını görmüşse o deneyim başkasının hayatında başka türlü olamaz, mümkün değildir. * oysa hayat o kadar girift, o kadar karışık, o kadar değişik etkenlere bağlı bir süreç ki, geri çekilip izlediğinizde kendi hayatınızın bile ne kadar sizi şaşırttığını görmeniz işten değil.
eski sevgiliye dönmek, hangi itkiyle yapılıyorsa ona göre çok yanlış ve çok doğru bir kavram olabiliyor. biliyorum, iki kez yaptım, biri inanılmaz yanlıştı, bana/bize yıllar kaybettirdi. biri çok doğruydu, keşke çok daha önce yapıp o kadar yılı ayrı geçirmeseydik. yanlış olanı sokakta görsem yanından geçip tanımam muhtemelen. doğru olanla üç küsur yıldır evliyiz, toplam yedi yıldır beraberiz. eski sevgilinize yorgun, bitkin, depresif bir halde, "beni bu kişi tanıyor, biliyordu, kendimi başka birine tanıtamam, bu kişiyleyken rahattım, en azından bildik bir yer..." düşüncesiyle dönüyorsanız, alarmlar çalıyordur, yanlış! eski sevgilinize dönerken içinizde havai fişekler patlıyor, şarkılar son ses çalıyor, hoplayıp zıplıyorsanız gönül rahatlığıyla dönün, orası belki de daimi yuvanızdır. çünkü size iyi hissettiren yer en nihayetinde yorgunluk, bitkinlik değil, hoplama, zıplama yeridir.
yani neymiş, her zaman ezberlenmiş sözler herkes için geçerli olmayabilirmiş. her insan, bir dünya, buna bağlı olarak her insanın arasındaki ilişki, apayrı bir dünya. siz en iyisi bu eylemi yapacaksanız, başkalarının sözüne değil, kendi içgüdülerinize güvenin.
hoş olmayan bir şekilde bitirilmediği sürece olabilmesi mümkün olan eylem. tabii eğer bitirmeyi isteyen kişi ilk olarak dönerse mümkün olur, yoksa diğer kişinin üstüne gitmesi anlamsız ve gereksizdir.
insanlar gelip geçiyor. hayatta asla olmaz diyemeyiz hiçbir şeye, 3 saniye sonra ne olacağının bile garantisinin olmadığı durumda. bu kişi kesinlikle ruh eşim bile deseniz bazen gider, siz de eğer o gittiyse saygı duymanız gerekir bu kadar. üstüne gitmenin anlamı yok. bir bakarsınız çok farklı bir insanla tanışırsınız, hiç eskiyi aratmaz bile. belki de yalnız olmak, uzun bir süre kafa dinlemek istersiniz*. yani kısacası ayrılmak isteyen kişi önce geri dönmediği sürece yapılmaması gereken bir eylemdir.
son olarak, dönerse de o zaman önünüze bakarsınız artık.