yıllardır bitkisel hayatta olan, ara sıra bir kaç nabız verip uykusuna devam eden, pek yakında eski şaşaalı günlerine olmasa bile hayata dönecek olandır. "nefes alsın yeter" diye başlayacak olan yeni hayatında alacağı nefes sayısı da meçhul tabii ki...
yazar olarak yeni, dinleyici olarak eski birisi olarak duzenli yayin akışının iki dj ye düsmesi üzücü, son donemde yayın hayati biten programlar, altinci gun, ote diyarin oykuleri, biraz daha eveli olarak pazartesi yayinlanan klasik muzik yayini, korsan yayinlar ise nerdeyse yok denecek kadar az, arada yavuzthehun in yayinlarini saymazsak, benim nacizane tavsiyem 100 girdi kuralinin 50 ye dusurulup o 50 girdinin belli kurallara baglanmasi, boylece yeni yayincilarin hevesi kirilmayacak hemde 100 girdi bir anda dolsun diye yaldir şslap girdiler yazilmayacaktir, boylece dj sayisi artacak, bu artisla beraber muzik yelpazesi genisleyecektir, eski yayincilardan laedri, opethian, godot un tekrar yayinlara baslamasi burdaki radyo icin cabalayan lakeofthehelle destek olmalidir.
sanki düzenli yayın varmış gibi sözlüğün mobil sayfasının altına kulzos radyo reklamı yerleştirilmiş. telefonda sorun olmuyor fakat tablette pek oturmamış, frame'ler kayıyor, fontlar küçülüyor, okunmuyor. bu girdi sorun giderildiğinde kendini imha edecektir.
Yeni öğrendiğim bir bilgi / imkan / alternatif neticesinde hakkında bir iki kelam etmek istediğim göz bebeğimiz. Bilgi deyince de böyle baştan yazılmış bir fizik formülü veya dünyanın dönüş hızı ile alakalı bir kuramsal bilgi sanılmasın; belki ilgisizliğimden, belki ihtiyaç duymayışımdan veya belki de mağara adamlığımdan ötürü yeni haberdar olduğum bir şey. Şöyle ki; radyoda farklı bir sohbet kanalı daha açılabiliyormuş. 'Öf bilgiye bak, yeni mi öğrendin ? bize ne bundan?' diyecek olanlar vardır muhakkak; neyse, biz yine de karalayalım bir şeyler.
Özellikle son dönemlerde gerek kendi yayınlarımda ve gün içerisinde tesadüfen denk geldiğim diğer yayınlardaki gözlemlemelerim neticesinde, gerekse de kendi yayınlarımda bizzat bana birtakım hususlarda memnuniyetsizliklerini ifade eden yazarlar olmasından mütevellit bazen kaba bir şekilde, bazen de naçizane dilim döndüğünce düzgün bir şekilde olmasına özen göstererek uyarılarda, itirazlarda, düzenleme taleplerinde bulundum.
Öncelikle bir konuda anlaşalım; belki anlaşmak zorunda değiliz ama birbirimizi anlamak zorundayız. Hiç kimse ama hiç kimse, bir ortamda konuşulanların niteliği, kalitesi, gerekli olup olmadığı gibi konularla ile ilgili mutlak yargıda bulunma haddine ve lüksüne sahip değildir. Hele hele insanların ne konuşacaklarına, konuşmak istedikleri şeylerin belirli bir kalıp içinde ilerlemesine karar verme yetkinliğinde hiç değildir. (öz eleştiri; iğne biraz acıttı ama olsun.)
Fakat;
Şu da var ki, yukarıda yazdıklarıma ilaveten ayrıca hiç kimse, bir diğerinin herkese açık ve ortak bir alanda yazdıklarının ulaştığı boyuta katlanmak durumunda da değildir. 'ee kanaldan çıksın o zaman' diyenlere veya düşünenlere düne kadar hak verirdim ama kendi iç hesabımca kabul etmezdim; neticede arz / talep dengesine ve haliyle alan razı / veren razı durumuna saygı göstermek durumundayız.
Bir sohbet ortamına "geyik" , "entelektüel", "kaliteli", gibi etiketleri yapıştırmak için hangi kriterler, parametreler gereklidir bilmiyorum ve öyle bir gayem de yok. Sonuçta benim de zor da olsa kanıksadığım şekilde radyo veya chat, insanların eğlenmesi ve kafa dağıtması için var. Ama bunun bir sınırı olması gerektiğine inandım hep fakat o sınırın konulmasını kendimce başaramadım ve açıkçası sınır koyma haddini de sonradan kendimde görmedim. Ayrıca İnsanların konuşma biçimlerini, tavırlarını da kendi istediğimiz tarz içerisine sokup, bencilce davranma lüksümüz de yok; ama artık birbirimizi kırmadan, tahakkümde bulunmadan, germeden ve gerilmeden yapabileceğimiz bir şey var, varmış; değil mi ?
Farklı bir kanal açılıp, orada konuşulabiliyormuş. Ben de birkaç gündür gerek gelen şikayetler / itirazlar, gerekse kendi kızgınlıklarım neticesinde bir formül aradım, taradım, bulamadım; tıpkı ekşi'den ayrılma hikayemde olduğu gibi, burada da insanları değiştirmeye çalışmak yerine, belki de sen yanlış yerdesindir düsturuyla ve alternatif olduğunu öğrenmem sebebiyle de biraz olsun rahatladım. Çünkü ben, birçok kişinin bildiği üzere pandemi dönemi sadece ama sadece 1 (yazıyla bir) yazar, o tarzı seviyor diye sabaha kadar çaldığımı söylemek isterim. Öf ne büyük adam, amma da büyük iş demeniz için söylemiyorum; sadece benim tavrımın ve yapımın bu olduğunu anlatmak istiyorum.
Bildiğiniz üzere artık haftada sadece cumartesi günleri olmak üzere 2 saat çalıyorum. Ve rumuzlarını tahmin edeceğiniz üzere vermeyeceğim 6 tane yazarımız sadece o müziği dinlemek için geliyorlar ve tıpkı onlar da benim gibi " e madem geyik yapıyoruz durmayın o zaman kardeşim kanalda, biz konuşurken radyo mu bozuluyor?, ne konuşacağımıza siz mi karar vereceksiniz?" gibi söylemlere, belki de haklı itirazlara "haklısınız." diyebilme 'olgunluğunu' gösteremedikleri için bazen katılamadıkları da olabiliyor. Ki bu durumun sadece benim yayınıma özel olmadığı konusunda da sizleri temin ederim.
Gelelim sadede;
Ben, şahsım adına bu zamana kadar herkese açık ortak chat kanalında, kendimce yaptığım uyarıların dozajını, üslubunu şayet öyle bir durum varsa ayarlayamadığım her an için herkesten tüm samimiyetimle özür dilerim. Evet belki Anlaşamadık ama ben sizleri anlamak isteyen ve anlayan tarafta olmayı tercih ettim.
Artık sadece haftada 1 gün ve 2 saat olmak üzere kendi yayın saatlerimde #muzik isimli kanalda olacağım. Belki o an çalan şarkı ile bir şey sormak isteyen olur, belki müzik üzerine konuşulur, bilen bilmediğine bir şeyler anlatır, vs,. vs,. Özetle, artık üstüne basa basa vurguladığım üzere, haftada sadece 2 saatlik yayınımda #muzik kanalında, müzik konuşmak isteyenlerle olacağım. Zaten sözlükte yer alan diğer dostlarımla bir şekilde sürekli irtibat halindeyim ve radyo kanalına ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Böylece hepimiz gül gibi geçinir gideriz artık, değil mi ? :)
Ha;
Bunca iyi niyet, empati üzerine sırf yayınım olduğu gün, o kanala gelinip, müzik haricinde bir şey konuşulursa bu sefer bilerek yapıldığını düşünürüm, artık art niyet ararım ve o zaman inanın; moderasyon ekibi kadar kibar olmam. (bu da çuvaldız kısmı ve gerçekten tanışmanızı tavsiye etmem.)
Medeni insanların yaşadığı, küçük kasabalardaki kavşaklara trafik ışıkları yerleştirildikten sonra kazaların artış gösterdiğini inceleyen bilimsel çalışmayı hatırlatan fasilite.
Benim için değişen bir şey yok bu arada, radyo ile ilgili girdiler olmasa, aksaklıkların, çekişmelerin ve itişmelerin hiçbirinden haberim olmayacak. Bu hissedemediğim sorunlar/sıkıntılar, ya radyonun kendisine yansımıyor, ya da çok yüzeyselim.
Daha önce sildiğim itiraf girdisini de canlandırayım bari, hey gidi güzel günler hey...
Üç yıl sonra gelen edit: belli bir format ya da konsept üstüne oturtulmuş programlar youtube üzerinde veya podcast olarak arşivlenirse (arşiv vardır belkide) sözlüğe katma değer olacaktır. Şu haliyle sözlüğe zarar verdiği konusundaki fikrim değişmiş değil. Bakalım önümüzdeki üç yıl ne gösterecek.