- the fool'un hazırladığı yayın programı yeni görünümüyle radyoya eklendi.
- sohbet tekrar aktif. eğer sorun olursa altta belirtilen bağlantı ile freenode'un kendi istemcisinden sohbete girebilirsiniz.
dün gece benim yayına gelenlerin büyük kısmı tarafından yeni hali ciddi şekilde eleştirilmiş olan sözlüğün biricik radyosu.
renk skalası çok geniş ve özellikle göz alan renklerde rahatsız ediyor olsa da, ben de beğenmiştim. tek renk sabit olarak kalmalıydı bence. yayın olduğu zaman böyle yapılabilir. yukarıdaki haliyle çoğunluğa itici gelmesi gayet normal.
şahsımın da yayın yapmak istediği ama linux kullandığı için bu konuda başarısız olacağı radyo.
"la olm linux kullanma o zaman" diyebilirsiniz ama akademik çalışmalarımı çöpe atamam bir radyo için. "o kullandığın fonttan ben de istiyorum" diyenlere "ama linux'da var o font, windows'ta yok" dediğimde insanların yüzünün asılması çok hoşuma gidiyor evet.
not: japon dili ile ilgili ciddi çalışmalar yapıyorsanız ciddi ciddi öneriyorum linux'u. macos falan hikaye. açık kaynaklı olduğu halde japonca hakkında çok süper yazılımlar var. adamlara helal olsun, çıkar gözetmeden ne yazılımlar yapmışlar.
haftalık yayın akışı işini özveriyle düzenleyen the fool'un yoğunluğu sebebiyle, bu işi ben devralacağım bir süreliğine.
birkaç gün boş görünüyor (çarşamba, cuma ve cumartesi günleri tamamen boş sanırım). ayrıca her gün tek bir yayın olacak diye de bir şey yok. birkaç yayın üst üste olursa müthiş olur. yayın başında "bilmem kimin yayınından sonra ben lake" ya da "şimdi de sözü bilmem kime veriyorum. lake yayını bitti" repliklerini söyleyebildiğim düzenli bir yayın olmadı hiç. içimde ukdedir bu da.
gördüğüm kadarıyla yayın yapmak isteyen yazarlar da var. birciftgoz'ün aylar önce hazırladığı "yayın yapma kılavuzu" girdisi (#52904) yol gösterecektir. deneme yayınını test etmek için de her perşembe ve pazar sabahtan uygun olurum ben. müsait olabilecek diğer djlerden ya da moderasyon ekibinden de yardım isteyebilirsiniz. yayın yapma isteği olanların çekingen olmayacaklarını umuyorum.
pek fazla rağbet görmediği söylendiği için, bir takım eleştiri yapmak istediğim radyo.
darılmaca, gücenmece yok efenim.
çok fazla olayın içine girmeden, hatta sonradan gelmiş biri olarak objektif yorum yapmak daha kolay.
dağdan gelip, bağdakini de gömmek değil tabii ki amacım, belki yapıcı olur diye eleştirmek istedim.
takıldığım süreç boyunca şöyle şeyler farkettim;
-mesela hiç anons yapılmadan, mikrofon kullanılmadan yapılan yayınlar var. bunların çekici olduğunu düşünmüyorum. herkesin zaten kendi sevdiği parçaları dinleyebildiği bir sürü platform var artık. youtube bile el sürmeden, seveceğin parçaları sıralayıp otomatik çalıyor. neden senin dinlediğin parçaları dinlesin ki insanlar durduk yere? onun yerine insanları günlük hayatlarını düşünmekten alıkoyacak, uzaklaştıracak sohbetler oluşursa, daha çekici olur diye düşünüyorum. bir yayına denk gelmiştim mesela hatırlamıyorum, bir kadın bir erkek, uzaylı galaksili şeyler konuşuyordu. kitlenip, dinlemiştim kaç saat.
-kimsenin asıl işinin bu olmadığını, evinde takılırken aynı zamanda yayın yapan sıradan insanlar olduğunu biliyorum. kalite konusunda kimseyi eleştirecek halim yok, hakkım da yok. çünkü bu yazarlara sunulmuş bir olanak, ve çok da iyi düşünülmüş. kimse gerçekten dj ya da program yapan insanlar değil, evet. fakat keşke en azından 10 liralık kulaklık mikrofonuyla yapılmasa yayınlar, sesi duymak için hoparlörü kökleyip, parça çaldığında sıçramasak. duşta suyun sıcaklığını ayarlamaya çalışırkenki gibi hissediyorum bazen. yani bir beklentim olmasa da kimseden, en azından böyle bir işe gönüllü olunduysa, çok da az olsa özen gösterilebilir diye düşünüyorum kalite konusunda.
-konsept yapılmalı ufak tefek, böylece ne dinlediğini bilmeli insanlar. yani lamb of god dinlerken, arkasından ezginin günlüğü falan açılmamalı. bunu ufak tefek başaran arkadaşlar var, güzel konseptler yapılıp, harika müzikler çalınıyor evet. müzik zevkleri ve bilgileri gerçekten çok iyi yayın yapan arkadaşların hatta. fakat ismi hits from the bong olan bir yayının, stoner parçalar çalmasını beklerim mesela ben. yani elimde bongumla tüttürürken dinleyebileceğim parçalardır beklentim.
-anons yapan arkadaşlar sadece sıradaki parça bu, bunu çalacağım, hah bi de bunu çalayım falan dememeli bence. yani sunum olmalı belki, evet. bu işler nasıl yürüyor çok da bilmiyorum, bilgili değilim. sadece çok radyo dinleyen biriyim, oradan hissettiklerimden yola çıkarak konuşuyorum. ama yayın yapan birinin hitap yeteneği ya da goygoy seviyesi biraz olmalı diye düşünüyorum. mesela lake of the hell bunu çok iyi yapıyordu tek başına, bonham da öyleydi dinlediğimde. hatunun sıcak çikolata içip, evde takılmasını falan dinliyorduk ama o sırada yetiştirmem gereken işlerim çıkıyordu aklımdan. demek istediğim bu.
farkındayım, bahsettiğimiz radyo sözlüğün yazarlara sunduğu, kendi aramızda takıldığımız bir platform.
fakat biraz mükemmeliyetçi olmak gerekir bazen diye düşünüyorum.
çünkü alt yapı ve tasarım konusunda öyle olunmuş belli ki,
yayın konusunda neden olunmasın ki?
tamamıyla yeniden yazılan 100% mobil uyumlu beta sürümü görücüye çıkmış olan radyomuz.
masaüstü ve mobil görüntüsü böyle. geçmiş şarkılar, radyo programı gibi bağlantıları kaldırıldı ve minimallik ön planda tutuldu. böylece sohbet ekranı tam genişlikte oldu. bonus olarak da artık böyle bir logosu var.
masaüstü
- ses ayarı eklendi. (mobilde cihaza bıraktığı için gizleniyor)
- sağ tarafa "yayında çalınan parçalar" bağlantısı eklendi. - böyle gözüküyor (türkçe karakter sorunu da notlarda)
- üst taraf sabitlendi.
mobil
- mobilde logo gizlenip arayüze menü tuşu eklendi. bu menüden "yayında çalınan parçalar" ve radyo programına erişilebiliyor. radyo programı ise pek yakında güncellenecek. ana ekran - mobil menü - kaydırırken üst tarafın kaybolma sorun giderildi ve üst taraf sabitlendi.
denemek için kulsoz.com/... (girdikten sonra bir ctrl+f5 yapmanızı tavsiye ederim.)
radyonun yeni sürümü artık yayında ve kullanıma hazır.
ek olarak, radyomuzun whatsapp grubuna katılmamış olan yayıncı arkadaşlarımızı grubumuza bekliyoruz. gruba katılmak için bana mesaj yoluyla ulaşabilirsiniz.
aleon vertisma'nın the ancient one'ı konuk aldığı yayın devam ediyor. önce hastane anıları, ardından sünnetle ilgili gariplikler ve ardından da en garip anıları konuşuyorlar. fena gitmiyor yayın.
birciftgoz aylar önce "radyoda yayın yapma kılavuzu" hazırlamıştı. ama bütün girdilerini sildiği için o da yok oldu tabii. tekrar ekleyeyim dedim.
test yayını için bana ya da cevcev'e ulaşabilirsiniz. radyo yayını yapmak isteyen yeni yazarlar utanıp sıkılmasınlar. zaman ayırabileceğinizi düşünüyorsanız, deneyin bence.
edit: link kurbağa olmuş ilgilenilmeye ilgilenilmeye. onu değiştirdim.
Windows tuşu + R tuşuna aynı anda basıp, açılan komut çalıştırma penceresine aşağıdaki satırı yapıştırıp Enter tuşuna basarak yayınları kaydedebilirisiniz. Böylece muhabbet ve şarkıları kaçırmazsınız:
En sondaki C:\ ... ile başlayan yeri istediğiniz dosya adı / konumu ile değiştirebilirsiniz. Bu yazılan komut ile radyo yayını
C:\KulzosRadyo.ogg olarak kaydedilecek.
Windows kullanıcıları VLC uygulamasını aşağıdaki adresten indirebilir:
www.videolan.org/...
Linux kullanıcıları zaten başlarının çaresine bakmıştır.
Bu gece lake of the hell yayınını kaydedeceğim; bakalım yayın bittikten sonra kayıt durumu ne olacak. Kayıt sona mı erecek? Yoksa sessizliği mi kaydedecek? Ardından başka bir yayın başlarsa onu da kaydedecek mi? Deneyip bu girdiye güncelleme olarak eklerim.
Düzenleme: Komut içerisinde bulunan URL, Kulzos script tarafından değiştirildiği için resim olarak koymak zorunda kaldım
şu an kullandığımız bildirim servisi (pushcrew), ücretsiz planında mobil bildirimlerde yetersiz (mobil destekli fiyatları aşırı yüksek) kaldığı için onesignal adlı servise geçiş yaptık. bu servis çoğu platforma (telefonlar dahil) bildirim (push notification) yollayabiliyor. bu sayede mobil dinleyicilerimiz de bildirimleri alabilecek.
siteye girdiğinizde (masaüstü ya da mobil) açılacak bildirim iznini onayladığınız taktirde bildirimleriniz aktif olacaktır.
bir süredir yayın yapmadığım halde sözlükte hakkında yapılan olumsuz yorumlara kırıldığım, alındığım oluşum. söylenilen iki kelimelik nefret ifadesi insanların hevesini baltalıyor belki farkında değilsiniz...
öncelikle bildirim fasilitesi artık çalışıyor, düzenli-düzensiz tüm yayınlarda elimden geldiğince bildirim göndermeye çabalıyorum ancak bazı yayıncılar bildirim yollanmasını istemedikleri için buna saygı duymakla yükümlüyüz. dolayısıyla "bildirim gelmiyor zaten" demek doğru değil.
radyoda her zevkten, her renkten müzik var, beğenilir, beğenilmez herkesin kendi tercihidir. örneğin larden arabeskin dibine vururken lake kim ne derse desin metal müzik çalmaya devam eder. bonham tematik yayınlarıyla ufkumuzu açar, cera çoğunlukla türkçe popla coşturur. mamut ve pawn genellikle kendi hallerinde takılırlar. şahsen mahmutun yayınlarından kendi playlistime aktardığım tonla müzik vardır. ara sıra radyoya uğrayan okuryazamaz ise nostalji saatiyle bizi alıp uzaklara götürür. düzenli olmasa da her zevke hitap eden bir müzik yelpazesi mevcut. dolayısıyla "radyo bana göre müzik çalmıyor" demek radyoya aslında hiç uğramayan bir insanın söylediği cümle olabilir en fazla. kişiye uygun olan müzik türünün ya da şarkıcının "o an" denk gelmemesi genelin de bu şekilde olduğu anlamına gelmiyor.
gıybet meselesi hakkında ise radyoya şöyle bir uğrayıp da fikir edinmemiş insanların düşündükleri ile radyonun sohbet kısmının örtüşmediği kanaatindeyim. toplu sohbet bölümünde konuşulanlar birilerini rahatsız ederse ya yanıt verilmez ya da konu değiştirilir. kimseler dedikodu yapmıyor diyemem zira iki veya daha fazla kişinin başka yerlerde ne konuştuğunu nereden bilelim? radyo moderatör yakalandığında anlık olarak konuşup cevap alabilmek için oldukça faydalı bir fasillite. ya da yazıları takip edilen güzel yazarlarla tanışmak için hoş ortam. bunun dışında amaçlarla ya da yalnızca dedikodu yapmak amacıyla kullanıldığını düşünmek yine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak cümlesini getiriyor akla.
ayrıca çoğu zaman yayın yapan insanlar sohbet aksın, insanlar bir zahmet konuşsun diye yayın sırasında teşvik etmeye çalışır. kimi zaman windows8 formatının nasıl olacağı hakkında fikirler belirtilir, kimi zaman vatan kurtarılır, kimi zaman da saatlerce kimseler konuşmaz. "ama radyo dedikodunun asıl kaynağı" diye önermelerde bulunan insanlar yine radyoya aslında uğramayıp orada sosyalleşen insanlara gıpta eden kişilerdir diye düşünüyorum.
kaldı ki iki veya daha fazla kişi arasında yaşanacak dedikoduyu kimse hiçbir şekilde önleyemez, radyodan konuşmasa sözlükteki mesaj yoluyla konuşur, olmadı numarasını alıp telefon eder. bunun önüne neden ya da nasıl geçilsin? insanların klavyelerine kilit mi vuralım? siz dedikodu yapacak gibi duruyorsunuz diyerek insanların başlarına bekçi mi gönderelim?
elimizden geldiğince mevcut yayıncılara destek olup yeni yayıncıları teşvik etmemiz gerekirken "radyo berbat müzik yapıyor, zaten kimse de müzikten anlamıyor" diyerek insanları yapmaya çabaladıkları işten soğutmak salt "kötülük" olarak açıklanabilir diye düşünüyorum. yayın yapmak için müzikten profesyonel düzeyde anlıyor olmak gerekmiyor (güzel sanatlar lisesi ve konservatuarda müzik bölümü okumuş bir aptal * olarak söylüyorum bunları). insanları yapmak istedikleri işlerden soğutmaya uğraşmak, olumsuzluklarla beslenen ve egolarını bu şekilde tatmin eden kişilerin eylemidir. kapkara olmuş enerjileriyle hiç tanımadığı, tanımaya da çabalamadığı insanların heveslerini kırmaktan keyif almak dedikodu yapmaktan fazlasıyla zararlıdır.
bunlar, yaptığı yayınlar ve çaldığı müzikler nedeniyle olumsuz tepkiler alıp, metal müzik çaldığı sırada "bu ne biçim müzik, daha güzel şeyler çal artık" şeklinde tepkiler aldığı için yayın yapmayı bırakmış bir yayıncının sözleridir.
başkalarını yıpratıp keyiften dört köşe olan insanlara söyleyecek başka sözüm yok.
kulzos'un en sevdiğim özelliklerinden biri radyo. yayın yapanlar bilir. nöbetçi dinleyicisiyim. başka bir işim yoksa sözlükte oyalanırken radyo hep açıktır fonda. müzik de seçmem fazla. tür seçmem en azından. kulağa hoş gelen her şeyi dinlerim sığlığı değil de, iyi icra edilen her müzik dinlenmeyi hak eder diye düşündüğümden. klasik batı müziğinin eksikliğini hissediyorum zaman zaman. onu da severim zira. ama radyo formatına değil de konser salonuna uygun bir müzik o. dj'leri de seviyorum. her biri kendi meşrebince çalıyor. tek tip değil. herkesin bir tarzı var. keşke daha çok yayın olsa. illa ki başında durularak, anonslu filan olması da gerekmez. arada keltox'un yaptığı tezgah boş kalmasınları gibi. otomatik listeler de dinleniyor.
ne var ki, iyi niyet ve hevesle başlayan radyo yayınlarının arkası gelmeyebiliyor. ben onu sevmiyorum, ben bunu sevmiyorum, onu çalma bunu çal muhabbetleri yemek seçen çocukları hatırlatıyor bana. dj'leri bezdirebilir. müzik matematik kadar evrensel bir dildir. müzik seven insan türcülük de yapmaz diye düşünüyorum. küsen küsmeyen, çalan çalmayan bütün dj'lere sevgi ve şükranlarımı gönderiyorum buradan. bu konudaki olumsuz eleştirilere kulaklarını kapatsınlar, çalmaya devam etsinler.
yapmayı düşündüğümüz işler arasında hemen hemen sonlardayken @lake of the hell ile @son kurtadam'ın baskıları ve @cevcev'in çabalarıyla hayat bulmuş bir uygulamadır. akabinde bugün kulzos'un var olma sebeplerinden birisi olan meta sohbet ile birleştirilmiştir. haliyle ya bizim tarafımızdan, bizim gücümüzün yetmediği noktada onu hayatta tutmak isteyen herkes tarafından yayın hayatına devam ettirilecektir. aynı kulzos gibi, bugün burada olan herkese aittir ve yarın burada olacak olan herkese ait olacaktır.
radyo ile ilgili her öneriyi dinliyoruz. sözlükle ilgili de her öneriyi dinliyoruz. her zaman da dinleyeceğiz. ama içlerinde mantıklı olanları yapacağız sadece. ve açıkçası ne radyoyu kapatmak, ne bir türlü ikincisini basamadığımız dergiden vazgeçmek, ne de sözlüğü sonlandırmak gibi bir niyetimiz yok, olmadı, olmayacak. elbette hukuk karşısında boynumuz kıldan ince ancak hukuki bir engel bulunmadığı sürece bu yaptıklarımızı yapmaktan alıkoymaya kimsenin gücü yetmez.
sohbet, radyonun ayrılmaz bir parçası. çünkü sohbet bizim meta sözlük kapandığı zaman bir arada kalmamızı sağlayan dostlukları kurmamızı sağlayan en önemli araç idi. eğer meta sohbet olmasaydı, muhtemelen kulzos da olmazdı. meta sohbet'i açtığım zaman da kapatmak ve kapattırmak isteyenler oldu. lakin ben, kolay ikna edilebilen bir insan değilim. meta sözlük ile ilişkisi kesilse bile sohbeti kapatmayacağımı söyledim ve bu sözüm hala geçerli.
ha şimdi burada bunları yazarken sözlükle ilgili kararları tek başıma aldığım da düşünülmesin. önemli kararları, sözlüğü kuran ve profillerinde mod yazan arkadaşlarla alıyoruz. yeri geliyor profillerinde uzman yazan arkadaşlarla kurduğumuz grupta tartışıyoruz. yeri geliyor bu iki grupta yer almasa da sözlüğe emek vermiş ve emekleri için her zaman saygı duyduğumuz yazarlarımıza da danışıyoruz. yeri geliyor daha dün sözlüğe üye olmuş bir arkadaşımızı da dinliyoruz.
demem o ki, ne sözlük, ne radyo ne de dergi vazgeçtiğimiz ve vazgeçeceğimiz şeyler değil. hele ki sohbet, hiç değil.
kulzos fikirlerin özgürce tartışılabildiği bir platform. radyo ise bizi birbirimize yaklaştıran önemli araçlardan biri. ve orada herkes istediği kişiyle istediği konuda istediği gibi sohbet edebilir. buna karışmak kimsenin haddi değil, olamaz. elbette saygı sınırları aşılırsa bu sınırları aşanların sohbete girişlerini engelleme hakkımız saklı. ancak hiç kimse hiç bir platformda başkalarının kendini ifade etme özgürlüğünü kısıtlayamaz.
bir kez daha, başından beri emeği geçen hem dj'lerine hem de dinleyicilerine teşekkürü borç bilirim. hem şahsım hem de tüm moderasyon üyeleri adına.
test yayınlarına geçen yılın temmuz'unda başlanan, aktif yayın hayatını 1 yaşına taşımak üzere olan radyo.
hem reklamının hemen hemen hiç yapılmaması hem djlerinin düzenli yayın yap(a)maması hem de sözlük içindeki genel bakış açısının "olmasa da olur" kıyılarında gezinmesi sebebiyle sözlüğün bir uzantısı olmaktan çıkamadı. reklamının yapılmamasının sosyal medya hesaplarının atıl bırakılmasından dolayı olduğunu düşünüyorum. düzenli yayınlar varken ve haftanın en az 4-5 akşamı farklı djler yayın yaparken, sosyal medya hesaplarından bu yayınlar paylaşılsaydı, belki sözlükle olan göbek bağı bu kadar güçlü kalmayacaktı.
sözlük içinde radyoya bakış açısı her zaman soğuktu, "gençler eğleniyor" eleştiri sözlük içinde hep gurulduyordu. gruplaşmaların olduğunu iddia eden kesim radyoya uğramıyordu. moderasyon ekibinden birinin konuk olduğu radyo yayınları hariç, 20 dinleyen civarında bir sayıya pek çıkılamadı. 2 yazarlı yayınlar bir süre ilgi çekse de, onların da ömrü kısa oldu ve dinleyenleri tarafından bile unutuldu, gitti. yahu, radyo yayın duyuruları ve playlist başlıkları bile "diğer girdilerin okunmasını engellediği" ve "nitelikli girdilere hakaret" oldukları için ağır eleştirilere uğradı (ki bu eleştiri girdisinin ana fikrini 10 kişi oylamış, büyük bir kısmı da favorilemişti).
eski meta sohbet'in radyoyla birleştirilmesi, zamanında @buyucu'nün eleştirdiği sonuçlar doğurdu ve doğurmaya da devam edecek. bu sohbet kısmı radyoyla entegre bir hale getirildiğinde, ben yayın yapan djlere sohbette bazı haklar verilebileceğinden bahsetmiştim (engelleme, kanaldan atma gibi). zaten dinleyici ve sohbet tayfası sayısı oldukça düştüğü için şimdi böyle bir durumu savunamam. ama keşke yayınlar düzenli ve sıkken, dinleyici sayısı da nispeten yüksekken bu haklar verilseydi. moderasyonun "hakların kötüye kullanımı" konusundaki şüphelerinin fazla evhamlı olmaktan kaynaklandığını düşünmüştüm, halâ aynı fikirdeyim.
ne yazacaktım, konu radyo olunca nerelere geldim. radyoya sahip çıkın! tek düzenli yayın yapan insan evladı olarak ben kalmış olsam da, gelin goy goyunuzu yapın; kaçak yayınların duyuruları yazıldığında gelin, dje omuz verin; hastalıklı akılların "radyoyu kapattırırım, benim asabımı bozmayın" gibi üfürükten tayyare laflarını ciddiye aldığınız zamanlarda olduğu gibi radyonun devam edebilmesi için dinleyiciye mahkum olduğunu unutmayın; radyoya ilginin artması için yayınları çeşitli sosyal medya hesaplarınızda paylaşın; test yayınları yapan yeni djlere destek olun. bunların yapılması; ekşi sözlük'ün hiçbir şey beklemeden kurduğu, bağışlarla ve kemik dinleyici kitlesiyle ve ekşi'nin itibarını yükseltmesiyle herkesin dikkatini çeken ekşi sözlük radyosu sourberry'nin en iyi zamanlarına kulzos radyo'nun da ulaşabileceği umudunu devam ettirmek adına önemli.
yayınlarının sayısının arttığı, gümbür gümbür dinlenme sayılarına ulaşmış, her güzel şeye çomak sokarak kendine prim çıkarmak isteyenlerin ağızlarının ortasına terlikle vurmuş, şimdinin emekleyen bebeği, geleceğin koşan çocuğu olmasını umduğum kulzos radyo'ya destek verin.
ilerleyen günlerde (tahminim bu yüzyıl içinde) ircden bağımsız, sözlükle entegreli bir sohbet sistemine geçmeyi ummaktayız. bu sayede kiwi irc'nin yarattığı sorunlardan ve arayüzüne müdahale edememe gibi noktaları da çözmüş oluruz.
açıkçası ben de lake of the hell sayesinde gördüm radyoyu tesaadüfen. sözlüğü de öyle keşfettim. ben eğleniyorum. hiç muhabbet etmesem de, oyun oynarken kulağımda o ezgiler yer alıyor. keltoxun da hakkını vermek lazım, özellikle birlikte pazar temizliği yaptığımız günlerde sabahtan akşama kadar acayip eğleniyoruz. (yanlış anlaşılmasın, o kendi evinde, ben kendi evimde :P)
biraz daha üstüne düşsek güzel olacak bence de. ben dahil bir çoğumuz üşenmese, olacak bir iş. akşamdan akşama yayın yapsak bile olur yani. herkesin tarzı ayrı olsa da, ortak tek bir nokta var, o da müzik sevgisi. yayın yapmayı kolaylaştıracak kılavuz falan da var, isteyene lake of the hell gönderebilir, zaten sözlükte aransa o da bulunabilir. bence bunlar hep adım adım. dürtükleme işi için bence biraz larden'in de olaya müdahil olması gerek kanaatindeyim. bayanlar için de, içimizdeki kanaat önderlerinden bazıları yayın yapsa (arada yapanlar var), örneğin bugun de guzel gecsin, buyukbaskanoley gibi, güzel bir kadınlar matinesi olur. biz de köşede kısırımızı yeriz.
başlangıçta çok kişinin gönüllü yayın yaptığı, hemen her günü dolu, programı olan bir radyoydu. sözlükte bir şeyler yazarken bir yandan da müzik dinlemek çok hoşuma gidiyor. kendi arşivimden de açar dinlerim ama döne döne aynı şeyleri dinlerim. radyo sayesinde bir yığın yeni grup, şarkıcı tanıdım. bir de dinleyen üç beş kişi bile olsak hep birlikte aynı şeyi dinliyor olmak bir kolektiflik duygusu yaratıyor. o da hoşuma gidiyor. şarkı istemek, istenen şarkıları da dinlemek keyifli. ne var ki şuncacık keyfimizden rahatsız olan bünyeler var. istemeyen dinlemez, yayını beğenmeyen kendi gelir yayın yapar. yıkıcı eleştirinin kimseye katkısı olmaz. netice itibariyle halihazırda arada bir yapılan korsan yayınlar dışında program disiplinini bozmayan lake of the hell'e ayrı bir teşekkür borçluyuz. radyoya evladı gibi davranıp gelen her türlü eleştiriyi tek başına göğüslemeye çalışması da takdire şayan. radyo hepimizin. çalanlardan çok da dinleyenlerin. nice yıllara kulzos radyo ve #direnlake
herkes ve her şeyden önce dj'lerinin sahip çıkması gereken radyo.
whatsapp grubu kuruldu en başta, her iş organize edilebilsin diye. lake of the hell whatsapp kullanmadığı için hiç katıl(a)madı. düzenli yayın yapanlardan bonham grupta vardı. potansiyel dj'ler gruba alındıktan sonra bir şeylere kızdı grubu terk etti. uzunca bir süre the fool bir düzen oturtmaya çalıştı ama o düzen de kurul(a)madı.
biz yönetim olarak kulzos'un dahi reklamını yapmıyoruz. henüz reklam yapmaya hazır olduğumuzu düşünmüyorum ben şahsen. ama kulzos radyo için sosyal medya hesapları açıp kendi çapında reklam yapanların da eline vurmuyoruz. yapılabilir yani. sözlüğe de faydası olur belki...
sözlükle ilgili geliştirmelerin yanı sıra, radyoyla ilgili düşüncelerimiz de mevcut. yapacağımız şeyler mutlaka olacak. sadece giderlerini ödemekle yetinmeyeceğiz yani. kaldı ki yayın yapanlarımız bile var. ama işte, radyo yönetimi bir araya gelip neyin nasıl olacağı yönünde bizimle de fikir alış verişinde bulunarak net kararlar almalı. radyo bizim evet ama yönetimini bu işe gönül verenlere bıraktık. dj'ler yönetsin, yönlendirsin, karar versin istedik... ama bir araya gelinemedi tam olarak.
velhasıl kelam, güzel bişi radyo. yaz sezonu geldi, ben de yayın yaparım yakında.
teknolojik anlamda yeterli imkanım olmadığı için kullanamadığım uygulama, platform vs.
en başlarda dj olmanın hayalini kurmuştum. anonslu yayınlar, bol sohbet, güzel geçen zamanlar... işin kendi açımdan olumsuz yanlarıyla karşılaşınca hevesim büyük ölçüde kırıldı. denk geldiğim yayınlara eşlik ettikçe hoşuma gitti. zaten alışık olduğumuz bir ortamdı. radyo yokken bol goygoy yapıp, dinlediğimiz müziklerin bağlantılarını paylaşıp sırayla dinliyorduk. derken yayınları elimden geldiğince dinlemeye başladım. dinlemek de keyifliydi. * kırılan hevesimi yayınlarına konuk olduğum pawn sacrifice ve keltox sayesinde onarmayı başardım. iki yayından da büyük keyif almıştım. velhasılı kelam, her ne kadar yayın yapamasam da ** insanları dinlemeyi ve yayınlara konuk olmayı çok seviyorum. her yayına katılasım var . **