devlete ait olmayan bankalar arasında türkiye'nin en büyük bankası, tüm bankalar arasında ise ziraat bankası'ndan sonra türkiye'nin en büyük ikinci bankasıdır. 1924 yılında kurulmuştur. yaklaşık 1350 adet şubeye sahiptir. personel adedi olarak ise ziraat bankasıyla hemen hemen eşittir.
sahiplik bakımından en enteresan bankalardan birisidir. bankanın %40'ı mevcut personel ve emeklilerinin üye olduğu munzam sandık vakfına, %28'i ulu önderimize ait hisseler nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi'ne aittir. %32'i ise halka arz edilmiş durumdadır.
benim şahsen en sevdiğim bankadır. hesap işletim ücreti çakmaları gibi mevzulara gıcık olsam da benim gönlümde birinci sıradadır.
Türkiye'nin bir zamanlar en iyi bankası iken, en büyük oldukları için masraflarını bu oranda yüksek tutmuşlar ve müşterini bir bir kaybetmişlerdir. Sadece müşterilerini değil aynı zamanda az da olsa çalışanlarını da kaybetmektedirler. Şuanda durum nedir, sadık müşteriler ne zaman pes eder bilemem ama Yeni nesilde tercih edilmemeleri büyük bir eksikliktir bana göre. Sonları nasıl olacak zaman gösterecek ama yakın gelecek için (bkz: too big to fail)
Erdoğan'ın "10 gün içerisinde devir işlemlerini bitirin." talimatı verdiği banka. Borsa'da işlem gören bir kuruluşla ilgili yapılan bu "siyasi hamlenin" (ki bu kuruluşun diğer kayyum atanan şirketlerden farkını söylememe gerek yoktur sanırım.) somut bir sonuç doğurmasını beklemeden, -haberinin yapılması-bile "kur baskısını" artırır; zaten slumpflasyon içerisindeki ekonomiyi iyice spekülatif hale getirir. Bakın henüz siyasi ahlak, hukuki sonuçlar, dış dünyanın hal-i hazırda olan duruşunun değişimi gibi konulardan söz etmedim bile; alıştık belki de ve gurur satrancını kaybedeli çok oldu ama siyasi yaşamları boyunca hiçbir şeyin faturasını kendisine kesmemiş bir yönetimin, döviz kurunda da olduğu üzere her şeyi "dış mihraklara" yükleme çabasındaki samimiyetsizliğini görmeniz ve (bkz: dolar kuru) başlığı altında afaki yorumlarda bulunmamanız adına daha temel bir akademik değerlendirme için istikametinizi doğru yöne çevirir diye düşünüyorum.
(Not : Türkiye İş Bankası, bir mirastır ve bize de bu mirasa sahip çıkmak düşer. Lakin düşündüğümüzde bu zamana kadar gezi haricinde oturduğumuz yerden eleştirmek haricinde ne yaptık diye düşünmeden de edemiyor insan. Daha 1 ay önce, atilla yeşilada hoca ile olan gruba gönderdiğim teknik analizlerden ötürü, -görüşüne" başvurmak üzere emniyete çağrılmış birisi olarak, artık ne diyeceğini şaşırıyor insan. (bkz: kulzos yazarlarının itirafları) başlığında da yazdığım gibi kendime 3 yaşımda verdiğim sözü unutmadım, haliyle korkmadım ama ülke için korkuyorum açıkçası.)
Evet, evet; bizler, hepimiz, layık olduğumuz şekilde yönetiliyoruz. İstisnasız hepimiz, herkes..
"Acınacak yanımız, bu olayların artık bizi dehşete düşürmemesidir.." -Karamazov Kardeşler / F.M.Dostoyevski
yeni çıkan kanunları uygulama konusunda eşsiz derecede yaratıcı olan bir bankadır.
tamam reklamları güzel, sermayesi yerinde, türkiye'nin en büyük bankası ama devlet memuru zihniyetli personeli varken nasıl başarıyorlar bunları bilmiyorum. sayısız örneklerden ikisini kısaca vereyim efendim; eşim adına konut kredisi çekmek istedik. eşim krediyi çeken kişi olarak evrakları imzaladı, arkasından ben kefil olarak imzaladım, sonra eşim tekrar benim "eşime kefil olmama izin verdiğine dair izin belgeleri"ni imzaladı. kanun böyleymiş, eğer iş icraya varırsa eşimin izni olması gerekiyormuş baştan. iyi de ablacım krediyi çeken zaten eşim, ben ona kefil oluyorum. kendi kendine izin verene deli demiyorlar herhalde bu bankada.
ikinci olay ise bundan yıllar önce hesap açanların ikametgah belgesi (veya fatura) getirmesi zorunluluğu geldiğinde olmuştu. bankada maaş hesabım var (kamu tarafından açılmış), kredi kartım var, bankamatik kartım var, ne ararsan var. elimde de üç beş biriktirdiğim dövizle manisa şubesine gidip hesap açmak istediğimde arkadaşlar benden ikametgah istediler. ben yeni müşteriniz değilim hesabım var, ikametgahım var, devlet beni arasa size sormadan bulur zaten devlet adına çalışıyorum dediysemde gişedeki arkadaş önce alışveriş sonra fiş havasında her hesap açılışı için ikametgah getirmem gerektiğini söyledi. emin olmak için sordum, şimdi size ikametgah getirsem, öğleden sonra tekrar hesap açmak istesem yine mi ikametgah getirmem gerekiyor? "evet, kanunen şart". şefinizle görüşebilir miyim dedim, şef benim dedi. o zaman müdür yardımcınızla görüşeyim çünkü kanunu yanlış anlamışsınız dedim, beraber müdür yardımcısına gittik. kadıncağız kanun böyle emrediyor, yapacak bir şeyimiz yok, her hesap açılışı için ikametgah getirmeniz gerekiyor demesin mi? her yerde güvenlik kamerası var, kesin kamera şakası diye müdürle görüşeyim dedim, yerinde yoktu. neyse usd ve euroyu götürüp zaten hesabım olan ziraat bankasına yatırdım, hiç bir şey istemeden hesabı açan arkadaşa ikametgah istemiyor musunuz diye sordum, "zaten hesabınız var bizde, o ilk defa hesap açan kişiler için ikametgah tespit etmek amacıyla" demesin mi. e, sokağın karşısında iş bankası can çekişiyor, biliyorsanız öğretsenize onlara da. bunun gibi çok maceram geçti iş bankasında, işi gücü olmayan adam için eğlencelik bir banka ama acil işiniz olduğunda kudurturlar sizi.
ha aklıma geldi bak, yıllar önce maximiles kredi kartım vardı, 13bin tl limitli, maximiles select istedim, en az 10bin tl limit olmadan düzenlenmiyor, yeni çıkan yasada gereği ilk kredi kartına maaşınızın iki katından fazla limit veremeyiz diyerek reddettiler talebimi. yahu dedim, ben ilk defa kart almıyorum, açın baştan okuyun o kanunu ben mevcut kartıma ek kart istiyorum, "ı-ıh, kanun namına bu şekilde olacak" dediler. (burada bir bug vereyim size. kanun gelir belgesi veya beyanına göre diyor. siz gelir belgesi yanımda yok, 10 bin tl maaş alıyorum diye beyanda bulunursanız banka size istediği limitli kartı verebilir) ikinci mailimde bankanızın her kanunu yanlış yorumlamak gibi bir geleneği var ama durum böyle böyle diye yazınca sanırım alındılar ki sadece tek cümle ile kartınız düzenlenip adresinize gönderilecektir yazıp gönderdiler.
velhasıl kelam bitmek tükenmek bilmeyen sorunlardan bunaldığımdan kapattım bütün hesapları enpara'ya taşındım. aidat-ücret, vs yok. ha işbankasında da yoktu, yüzyüze bankacılık müşterisi yapmışlardı beni ama her kredi kartı kampanyasında sorun yaşamaya başladıktan sonra maximiles selecti falan iptal edip american expres aldım, hayatım daha sorunsuz bir hale geldi.
Edit: Bak aklıma gelen başka anı; Küçük miktarlı bir tüketici kredisi için gittim maaş anlaşmamız olan şubeye, maaş bordrosu istediler. Dedim; arkadaşım şaka mı yapıyorsunuz? maaş anlaşmalı müşterinizim zaten maaşım direkt size yatıyor ne bordrosu?, yok mevzuat böyle dediler. O şubeden çıkıp yeni açılan 500 metre ilerideki şubeye gittim (Daha çok ticari işlere bakan küçük bir şube). Şansımı deneyeyim diye, "kredi istiyorum ama maaş bordrom yanımda yok, maaş anlaşmalı müşterinizim" dedim. Adam bön bön bakıp "maaş anlaşmalı müşterimizseniz zaten bordroya gerek olmaz ki" dedi. "Merkez şubenize telefon açıp haber verin lütfen" dedim. Neyse bu şubeden çektim kredimi.