Yaptıkları iş synth pop olarak kategorilendirilse de, aslında çok kendilerine has bir tarzları da olan bir güzel gruptur. Dave gahan ve martin gore sabit kalmak üzere, arada gelip giden müzisyenler olmuştur.
1980 yılında Martin L. Gore, Vince Clarke ve andrew fletcher tarafından kurulmuş, daha sonra 1981 yılında bünyesine Dave Gahan gibi muhteşem bir sesi dahil eden İngiliz müzik grubudur. İsimlerini hızlı moda anlamına gelen bir fransız moda dergisinden almışlardır. 1981 yılında ilk albümleri Speak & Spell' i yayınladıktan bir süre sonra grubun söz ve müzik yazarı Vince Clarke gruptan ayrılmıştır. Bana göre iyi ki de ayrılmış. Belki o ayrılmasa Martin L. Gore bu kadar ön plana çıkıp, bu kadar güzel şarkılar yazamayacaktı. Belki de ikisi güçlerini birleştirip daha da iyi işler ortaya koyabilirlerdi. Orasını hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Vince Clarke' ın gruptan yarılmasından sonra Alan Wilder gruba dahil olmuştur. Daha sonra Alan Wilder' da 1993 yılında yayınladıkları, Songs of Faith and Devotion adlı 8. stüdyo albümlerinden sonra gruptan ayrılmıştır ve bu dönemde ciddi sorunlar yaşayan grup da dağılma noktasına gelmiştir ama 1997 yılında Ultra isimli, benim açık ara farkla en çok sevdiğim albümleri ile adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Kurulduklarından bu yana toplam 14 tane stüdyo albümü yayınlamışlardır.
Başlangıçta synthpop grubu olarak yola çıkmış olsalar da zamanla değişerek ve gelişerek kendi tarzlarını oluşturmuşlar ve bir çok müzik grubuna ve müzisyene ilham kaynağı olmuşlardır. Zaten değişmeseler Vince Clarke önderliğinde yola çıktıkları çizgilerinde kalsalar büyük ihtimalle bir yerden sonra silinip giderlerdi. 38 yıldır aktif bir şekilde müzik yapan bir gruptan bahsediyoruz. Yine burada belirtmeden edemeyeceğim; Vince clarke her ne kadar Depeche Mode' dan ayrıldıktan sonra benim de çok beğendiğim işler ortaya koymuş olsa da zamanla kendisini tekrar etmiş ve yok olup gitmiştir. O yüzden Depeche Mode tarihinde Vince Clarke' ın gruptan ayrılması ilk dönüm noktasıdır ve grubun geleceğine olumlu etki etmiş bir olaydır bana göre. İlk albümdeki parçaların çoğunun yazarı olan Vince Clarke' ın gruptan ayrılmasıyla Martin L. Gore şarkı yazarlığı görevini üstlenmiş ve hala daha bu görevi başarı ile yerine getirmektedir. Daha sonradan 2005 yılında çıkardıkları playing the angel albümleri ile Dave Gahan' da Martin' e şarkı yazarlığı konusunda destek vermeye başlamıştır.
Daha yazmaya kalksam sayfalarca yazarım bu grup hakkında ama çok uzun olur ve kimse okumaz. Son olarak grubun büyüklüğünü ve müzik piyasasındaki saygınlığını göstermek adına şöyle bir şey söylemek istiyorum; kendileri daha yaşarken ya da aktif müzik hayatlarını sürdürürken tribute albümleri yapılmış az sayıdaki gruptan ya da müzisyenden biridir.
ben ortaokuldaken benden 4 yaş büyük ablamın sürekli dinlemesi nedeniyle aşina olduğum, sonra yavaş yavaş dinlemeye başlayıp müptelası olduğum ve bunca yıl sonra hâlâ benim için 1 numara olan ingiliz kökenli müzik grubu. daha cd denen şey piyasa çıkmamıştı ve kasetlerimin içinde benim için en kıymetli olanlar depeche mode kasetleriydi (14 taneydiler)
elbette martin gore, yazdığı şarkılarla grubun temelini sağlamlaştırmıştır. ancak bir "dave gahan sesi" gerçeği var ki, o olmasa grup tam olamazdı bence.
bu arada, başlık sahibinin nick'inin bir depeche mode şarkısı olması sanırım tesadüf değil. respect!
2023 yılının mart ayında 15. stüdyo albümleri olan memento mori'yi piyasaya sürecek olan İngiliz grup.
albümün adı latince ölümü hatırla /ölmek zorundasın /ölmelisin gibi anlamlara geliyormuş.
pek çok kişi bu ismi geçen yıl vefat eden grup üyesi andy fletcher'la ilişkilendirse de ben pek öyle olduğunu düşünmüyorum. elbette fletcher'ın ani ölümü albümün yapılış aşamalarına ve hatta içeriğine etki etmiş olabilir ama asıl mesele bu değil bence.
ilk neşeli yıllarını bir kenara bırakırsak, bu adamlar music for the masses'ten bu yana her zaman çok koyu bir tonda müzik yaptılar. sanırım en koyu albümleri de grubun en kötü yıllarını yaşadığı, dave gahan'ın ölümün eşiğinde olduğu ultra albümüdür. (açık ara en karanlık, en depresif ama en iyi albümleri de bence budur, bu kadar kötü zamanda bu kadar güzel bir iş çıkarmak tam depeche mode işiydi.)
yani bütün doksanlar ve ikibinler hem martin gore'un duygusal derinliği ve belki karamsar kişiliği hem de dave gahan'ın gelgitleri nedeniyle hep bu temaya uygun şeyler üretti. (belki sadece delta machine albümünün farklı bir deneme olduğu söylenebilir.) zaten grubun ölüm, hayatın anlamı hatta kötülük sorunu temalı pek çok şarkısı önceden beri var. yani memento mori yeni bir mesele değil.
yeni albümün adına bakarak bile yine benzer bir mekanizmanın iş başında olduğunu düşünebiliriz. ancak önceki karanlık-gri temaya ek olarak bu albümde farklı olarak grup üyelerinin artık yaşlandıklarını görüyoruz. yani daha önceki karamsar dünya perspektifine bir de yaşlanma süreci eşlik ediyor. albümün sadece adından yola çıkarak bu kadar analiz kasmak yeter, içeriği bilmeden yapılan bütün bu spekülasyonların boşa çıkması da ihtimal dahilinde gerçi. yani bütün bu süreci çok daha yumuşak bir geçişle tamamlayıp bize gülümseyen ihtiyarlar olarak veda etmek isteyebilirler. (nedense içimde son depeche mode albümüne tanıklık ettiğim hissi var.)
son olarak depeche mode'un en güçlü olduğu yıllarda şarkılara katkı sağlamayan ancak son albümlerinde bunu grubun ana söz yazarı martin gore'dan bile iyi yapabileceğini gösteren dave gahan'ın şarkılarının albümde fazlasıyla yer almasını istiyorum. martin gore'un ustalığı ve üstünlüğü tartışılmaz olabilir ama dave gahan'ın bestelediği şeylerde sihirli bir şeyler var ve son bir kaç albümdür acemi dave'in usta martin'den daha iyi şarkılar yazabildiğini düşünüyorum. tamamen öznel birşey tabi bu.
enjoy the silence ile tanınan meşhur mu meşhur ingiliz müzik grubu.
ingilizlerin dil bakımından dünya kültürüne egemen olmasına katkı sağlayan rock kültüründen sonra elektronik müzik kültürünün yerleşmesini sağlayan gruplardan biridir.