1. tanım: bohemia interactive tarafından geliştirilen askeri simülasyon oyunu.

    Sadece askeri simülasyon oyunu değil aslında mmorpg olarak görüyorum bu oyunu ben. Öncelikle şunu belirtmem gerek oyunda birden fazla meslek bulunuyor. Doktor, asker, polis, torbacı.. Rpg kısmını meslekler oluşturuyor, mmo kısmı ise tahmin edeceğiniz üzere public sunucular oluşturuyor. Aynı olay tabii ki daha farklı olmak üzere (bkz: ) için yapılan bir modda vardı. C-rpg adı verilen bu mod ile yarattığımız karakter ile level alıp skill ağacımızı geliştirebiliyorduk. Hakikaten zevkli bir moddu mesela.

    Neyse girdiyi fazla saptırmayalım. Arma 3'e askeri simülasyon denmesinin sebebi diğer oyunlardan silah mekaniği, vuruş hissiyatı ve strateji olarak bambaşka bir atmosfer sunması. Örneğin bilinen askeri oyunlardan bir kaç tanesini örnek vermek gerekirse,

    (bkz: )
    (bkz: )

    Bu yukarıda verdiğim iki oyun ile armanın yakından uzaktan alakası yoktur mesela. Derinlemesine bir karşılaştırma yapmamız gerekirse battlefield daha büyük haritalara daha çeşitli silahlara bunun yanı sıra daha gerçekçi silah mekaniklerine ve büyük haritanın gerekliliği olan araçlara sahip bir oyun. Call of duty biraz ağır bir tabir olabilir ancak daha çok küçük dostlarımıza hitap eden bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Bu karşılaştırmanın gerçekçi olması açısından,

    Call of duty vs battlefield
    call of duty vs battlefield gun sounds

    Küçük dostlarımıza hitap ediyor cümlesini açıklamak istiyorum çünkü yanlış anlaşılmaya oldukça açık bir cümle. Savaş temalı oyunlar genel olarak realistic olmak zorunda, realistic olmasından kasıt yalnızca silah sesleri değildir.

    * grafikler, savaş oyunlarının en önemli unsurudur.
    * Ragdoll teknolojisi
    * silah çeşitliliği ve modifikasyonlar
    * dönemin teknolojisi ve bunun silahlara ayrıca vasıtalara yansıması
    * büyük haritalar büyük oyuncuları getirir. Bu atmosferin pekişmesinde ki en büyük unsurdur.

    Bu yukarıda saydığım 'realistic' bir oyunun bünyesinde barındırması gereken unsurların bazıları battlefield da bulunuyor. Bu durumunda battlefield > call of duty olarak karşımıza çıkıyor.

    İşte arma 3 ve türevlerinin (bkz: ) 'askeri simülasyon' olarak değerlendirilmesinin sebebi yukarıda saydığım ve sayamadığım bir çok özelliği karşılamasıdır. Misal, (bkz: ) denen bir oyun var, steam sayfasında 'simülasyon' , 'realistic' ve 'taktik' türlerinde değerlendiriliyor. Bana kalırsa bu 3 tane türe insurgency gibi bir oyun giremez. Sebebi, tek bir adamın eğer ki iyi bir oyuncuysa tüm takımı perişan edebilmesi.. Hakkını yemiyorum; vuruş hissiyatı, silahlar, modifikasyonlar, gerçekçilik hadsafhada ancak dediğim gibi oyunlardaki 'simülasyon' ibaresi direk olarak şuna eşittir,

    reel hayat = simülasyon.

    Bakın mesela bu (bkz: ) de karşımıza çıkıyor. Uzun marlboro alıp elimde tesbih ile kamyon sürdüğümü biliyorum ben bu oyunda neden? Çünkü oyun gerçekten 'tırcı' olmanızı sağlıyor. İngiltereye gidiyorsunuz yollar karışıyor, ters şeride giriyorsunuz polis ceza yazıyor, şirket açıyorsunuz kredi ile borçlar var.. Bir sürü olay silsilesi kısaca. Yukarıda saydığım oyunlar içerisinde buna en çok yaklaşan - arma 3 - squad vb hariç - insurgency dir. Yiğidi öldürürüm hakkını yemem fakat dikkat çektiğim nokta 'arma 3' gibi bir oyunun hak ettiği değeri kendi nazarımda görmemesi.

    Şimdi arma 3 nasıl oluyor rpg oluyor?

    * Bu durumu şu şekilde açıklamak istiyorum. Oyunu ilk aldıktan sonra giriş yaptım. Tabii ilk aldığım için hiçbir bilgim ve fikrim yok. Daha önceden oynadığım gibi battlefield tarzı sanıyorum ama acı gerçekler insanın suratına vuruyor. Sıradan bir türk sunucusuna girdim. Bir şehirde başladım oyuna.. 100.000$ param var. Oh diyorum şimdi ananızı laciverte boyadım. atm den para çektim biraz doğru gittim ehliyet almaya. Motor ehliyeti aldım daha sonra etraftan bir ses geliyor sürekli allah allah diyorum ya bu kim? Adamın biri gelmiş bana sürekli şunu söylüyor,

    - şeftaliiiiiiiiiiiiiiii!! mis gibi şeftalilerim var abicim alır mısın? Daha yeni topladım.. Şeftaliiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!

    Ulan diyorum bas git manyak mısın nesin almıcam.. Israr edip duruyor.. Bir şekilde savuşturdum bunu ağır konuştum biraz içerledi arkadaş ve gitti. Bende bindim atv ye bu sefer de silah için ruhsat almak lazımmış hay dedim oyun gibi ne bu ya? Atladım atv ye bir yere gidiyorum ordan alınıyormuş ruhsat. Neyse gittim aldım ruhsatı.. Tabii giderken 3-5 defa öldüm her öldüğümde tekrar motor aldım bilmiyorum tabii. Para kalmadı neredeyse.. Anlamıyorum da gidiyorum dağlarda bakın altımda scooter falan olur lastik patlar bir şey demem. Yahu atv var altımda kardeşim! büyük harfle ATV! bir çalı çıkıyor, puf lastik patlıyor. Bir tümsek çıkıyor geçer üzerinden atv diyorum, pat devriliyorum. En son adam gibi yoldan gittim ve ruhsatı aldım. Dönüş yolundayım bu sefer ancak bu arada da internetten araştırıyorum oyunu reddit e falan giriyorum guild ler falan var onları okuyorum forum sitelerine giriyorum bakıyorum bilgi topluyorum. Neyse dönüş yolundayım ilerde bir araç var ama 4x4 kirpi gibi bir şey.. Üzerinde çakarlar falan var kendi kendime bunları vurayım ben arabayı alayım güzel de silahları var diyorum falan.. Bir baktım arabanın üzerinde 'polis' yazıyor.. Şok oldum yahu baktım tekrar 'polis' neyse etrafta dubalar falan var. Allahım diyorum ben nereye düştüm 80 TL verdik oyuna ne lan bu falan diyorum. Neyse birisi de bana sesleniyor,

    - sağa çek!

    Neyse çektim sağa o anda da orada bir eleman daha var bekliyor angut gibi onu da çevirmişler sanırım. Biri geldi nick i komiser bilmem ne benden ehliyet ruhsat istiyor. Bende aynen şunları söylüyorum,

    - bilader bak ben oyunu yeni aldım bir bok bilmiyorum. Kafayı yedirtçeksiniz bana sonunda. ne ruhsatı diyorsun sen salak mısın? angut musun?

    o anda az önce bahsettiğim eleman çıktı geldi. Polise aynen şunları diyor,

    - komiserim arkadaş benim yakın bir dostum. İstanbul dan daha yeni geldi buraya, kusura bakmayın bilmiyor burayı ben onun adına özür dilerim.

    Aman allahım aman yarabbim kalbim sıkışıyor bilgisayar başında.. ya diyorum allah belanızı versin tabii içimden bir şekilde hallettik orada ki olayı. Atladım atv ye bu beni kurtaran elemanda benimle geliyor. ondan bilgi alıyorum işte bana diyor polis olmak istiyorsan bu sunucunun forumu var orada polislik için alımlar açılıyor, kayıt olacaksın mülakat var ondan sonra olabilirsin. Adamlar sunucuda jöh kurmuş ona katılmak çok daha zor. Elemana diyorum bende para yok nasıl kazanıcaz para?

    - Abi burada meslekler var. Ama rol yapman lazım başka türlü olmaz, oyun olarak görme sadece. Ben esrar toplayıp işliyorum ve torbacıya satıyorum.

    Tamam diyorum bende yapıcam bu işi. Gidiyorum bu işinde ruhsatı varmış, cüzdan da 18418 tane ruhsatla geziyoruz. Aldım ruhsatı gittim esrar tarlasına gerçek zaman ile 30 dakika esrar toplamışımdır. Sonra gittim bunları bir tesis vardı sanırım orada bir şeyler yaptım. Ardından torbacıya sattım.

    Gel zaman git zaman ben büyüttüm işleri. Geziyorum yine o en başta anlattığım aptal şeftalici geldi yine. Şeftali diyor başka bir şey demiyor. En son dayanamadım ana avrat sövdüm ben bu lavuğa.. Bu sonradan düzeldi falan ikinci şoku orada yaşadım.

    - Abi benim şurada eroin tesisim var. Bakma şeftali sattığıma gel seni çeteye alayım. Bizim mekanda takıl.

    Tamam dedim daldım girdim ben bunların çeteye. Gittim mekanlarına falan artık nasıl bir gudubetsem o anda polis baskın attı. Tepede helikopter askeri araçlar polis araçları falan.. Şeftalici çıktı eroinci. Bakıyorum etrafa hepi topu 3 kişiyiz. Adamlara diyorum kaçalım bunlar bizi burada gebertirler. Yok artık dönüş yok diyorlar. Tamam diyorum bizi temizliyorlar bir güzel.

    Sonra bu sunucudan çıktım başka bir sunucuya girdim. Bu sefer araba ehliyeti aldım takılıyorum etafta. Çıktım şehirden geziyorum sağda solda.. İleride bir araba var inmiş lavuklar arabadan kaçıyorlar bir yere. Bir baktım tepede helikopter bir anda ortalık karıştı. İlerledim ben arabayla 600-700 metre kadar indim sonra. Arkamdan bir araba geldi polisler indi bana bağırıyorlar yere yat yere yat diye.. Bende oyunu öğrendim ya artık rol yapıcaz.

    - Amirim ben suçsuzum kuzenim ile buluşmak için şu şehire gidiyordum. Bu yolu kullanmaktan başka çarem yoktu benim bir suçum yok.

    Ulan çocuk 15-16 yaşında bana sus konuşma diyor. Şimdi her ne kadar oyunda olsa bunu naparsın o anda? Bir laf vardır 'siker misin sabaha mı bırakırsın' diye.. Neyse dedim sustum bir şey demedim. Tepeden helikopter geldi bindirdiler beni. Helikopterin pilotu da salak bir şeydi, bomboş hava ne bir başka helikopter ne bir uçak bir şey var yani. Bu aptal helikopteri yere çakmayı başardı. Geberdik gittik..

    Arma 3 işte böyle gerçek bir 'simülasyon' oyunudur. Askeri çatışmalarına hiç değinmiyorum. Helikopterlerin taşıdığı tanklar ile kocaman haritada belki 100 vs 100 maç atılması, tek başınıza rambo gibi hareket etme imkanınız olmaması oyunun en büyük özelliklerindendir.

    Bunun dışında oyunun kontrol ayarları çok karmaşık. Motora binmek için iki saat uğraştım. Meğer farenin topuna basıyoruz ardından bir menü çıkıyor oradan biniyoruz. Başlamadan önce tuşları kontrol etmek hayat kurtarır.

    Grafik açısından şunu belirtmem gerekiyor çok muhteşem şeyler beklemeyin. Yani bir battlefield grafiği görmeniz mümkün değil ancak bu girdi de üzerine basa basa bahsettiğim şey 'atmosfer' ve bu atmosferi 'realistic' bir yapı oluşturabilir. euro truck simulator örneği de bunun içindi aslında.

    Ayrıca bu oyunu oynarken bildiğiniz tüm savaş temalı oyunları rafa kaldırıp girmeniz sizin için iyi olur. Battlefield, call of duty tarzı bir oyun bekliyorsanız çok yanlış gelmişsiniz demektir. Ben ettim siz etmeyin.
    #84661 00 | 7 yıl önce
    0video oyunu, video oyunu serisi